İlk günlerdeki kadar olmasa da bu yöndeki şikâyetler hâlâ gelmeye devam ediyor.
Birleşmiş Milletler, 27 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında Ankara, Diyarbakır, Şanlıurfa ve İstanbul’daki hapishaneleri ziyaret eden BM Raportörü; Dışişleri, Adalet ve İçişleri Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Ankara ve Diyarbakır Başsavcılıkları, Adli Tıp Kurumu yetkililerinin yanısıra; hak savunucuları, avukatlar, doktorlar, bağımsız örgütler, diplomatlar ve bizzat tutuklu ya da gözaltında tutulan kişilerle görüşmüş ve işkence iddialarını raporlamıştı.
Raporda, işkence ve kötü muamelenin Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası birçok sözleşmeyle yasaklanmasına rağmen özellikle 2015 yılın ortalarından itibaren ciddi bir artış yaşandığına dikkat çekilmişti.
BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, son yaptığı açıklamada ise ellerine Türkiye’deki sorgulamalarda “gaddar yöntemlerin” kullanıldığına dair raporlar ulaştığını belirtti. BM yetkilisi, işkence iddialarının soruşturulmadığını ifade ediyor.
Alman haber ajansı dpa’nın haberine göre, Salı günü Cenevre’de açıklamalarda bulunan Melzer bu raporlarda, “Türkiye’de sorgulama sırasında dayak, elektroşok, soğuk suya batırma, uykudan mahrum bırakma, hakaret ve cinsel saldırı” gibi yöntemlerin kullanıldığı iddialarının yer aldığını söyledi.
Raporlarda söz konusu yöntemlerin Gülen cemaati ve PKK’ye yakın olan “çok sayıda” kişiye uygulandığının ifade edildiğini söyleyen Melzer, raporlara göre bu “gaddar sorgulama yöntemleriyle” kişilerin itirafa zorlanmasının ya da başka insanlara iftira atmalarını sağlamanın amaçlandığını kaydetti.
Türkiye’de savcıların işkence suçlamalarını olağanüstü halden (OHAL) ötürü soruşturmadığını öne süren özel raportör, OHAL durumunda olunsa dahi “kimseye işkence yapılamayacağını ve kimsenin kötü muameleye maruz bırakılamayacağını” ifade etti.