Connect with us

Manşet

10 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzle yargılanan sanık tahliye edildi

Published

on

Antalya’da 10 yaşındaki kız çocuğuna cinsel taciz ve saldırı suçlarından 5 ay tutuklu kalan apartman görevlisi 44 yaşındaki A.Ö., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

90 yıl hapis istemiyle yargılanan saldırganın serbest bırakılmasına tepki gösteren aille, adli tıp kurumunun tecavüz bulgusuna ilişkin kesin raporunun olduğunu söyledi.

Tecavüze uğrayan çocuğun annesi 38 yaşındaki F.Y., sık sık seyahat ettiği için 10 yaşındaki kızına Muratpaşa ilçesinde oturan annesi bakıyordu.

Mayıs ayında eve dönen anne kızının mutsuz olduğunu gözlemledi. Anne çocuğunun daha önce birlikte ders çalıştığı sitenin apartman görevlisi A.Ö.’nün kızının yanına da gitmediğini fark etti. F.Y. kızına, A.Ö.’nün kızının yanına neden gitmediğini sorunca, “Bir daha o eve gitmem” cevabını aldı. Anne F.Y.’nin nedenini sorması üzerine kızı, A.Ö.’nün cinsel saldırısına maruz kaldığını söyledi.

Annenin şikayeti üzerine gözaltına alındı

Annenin şikayeti üzerine geçen mayıs ayında gözaltına alınan 2 çocuk babası A.Ö., çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Adli tıp kurumu raporunda, çocuğun ‘fiili livataya’ maruz kaldığı tespit edildi. A.Ö. hakkında, ‘çocuğun zincirleme nitelikli cinsel istismarı’, ‘cinsel amaçlı çocuğu zorla hürriyetten yoksun kılma’, ‘tehdit ve kasten yaralama’ suçlarından 90 yıl hapis istemiyle Antalya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Davanın 4’üncü duruşmasına tutuklu sanık A.Ö. katılırken, anne F.Y. de hazır bulundu. Duruşmada, çocuğun pedagog eşliğinde verdiği ifadesi okundu. Çocuk ifadesinde, A.Ö.’nün farklı tarihlerde 3 defa kendisine cinsel tacizde bulunduğunu söyledi. Çocuk, en son Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavının yapıldığı günlerde A.Ö.’nün yatak odasında kendisine tecavüz ettiğini ifade etti.

Kamera kayıtlarında görüntüsü yok

Mahkeme heyeti, sitenin güvenlik kamerası kayıtlarında aynı zamanda bir otelde çalışan A.Ö.’nün belirtilen tarihlerde, oturduğu apartmana giriş- çıkışının olmadığını tespit etti. Yargılama sonunda mahkeme, 5 ay 3 gün tutuklu kalan A.Ö.’nün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Tecavüzcü tutuksuz yargılanıyor

Mahkemenin kararına tepki gösteren anne F.Y., adli tıp kurumunun tecavüz bulgusuna ilişkin kesin raporu olmasına rağmen tutuksuz yargılandığını söyledi.

“Birden fazla taciz olmuş, en son tecavüz olmuş. Tecavüz raporlarla kesinleşti. Kızımın ifadesinde söylediği tarihler, aşağı yukarı, yani kesin değil. Adli tıp kurumu raporu, tecavüzün o tarihlerde yapıldığını kesinleştirdi. Bu eylemi yapan kişi tutuksuz yargılanıyor ve buna yasal olarak itiraz edemiyorum. Sanık tutukluğuna itiraz edebiliyor ama ben tutuksuzluğuna itiraz edemiyorum. Ortada başka şüpheli yok.”

Olaydan sonra oturdukları mahalleden taşındıklarını ve kızının psikolojik destek aldığını söyleyen Anne, “Ben hangi adalete inanayım? İçim yanıyor, dayanılacak bir şey değil. Bunu atlamayacağız, bu geçmeyecek. Kızımın bu adamın serbest kaldığından haberi yok” dedi.

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar