Connect with us

Manşet

Afrinli siviller korku içinde

Published

on

Kamal Sido Sünni bir Kürt olarak Afrin’de doğup büyümüş. Şu an Almanya’da yaşıyor ve Afrin’deki ailesinden gelecek her haberi merakla bekliyor. Telefonuna sesli mesaj bırakan ablası kentte koşulların giderek zorlaştığını, ancak kendilerinin görece iyi durumda olduğunu anlatıyor.

Deutsche Welle Türkçe’den Stefanie Höppner’in haberine göre Almanya’daki “Tehdit Altındaki Halklar” derneğinde Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Sido birkaç gündür Afrin’deki ablası ve annesine ulaşmanın giderek zorlaştığını, internet bağlantısının kesildiğini, telefon bağlantısının da kötü olduğunu söylüyor. Her saldırı dalgasında hattın kesildiğini anlatıyor.

Baraj tek içme suyu kaynağı

Bölgede şu an yaklaşık 324 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Kamal Sido, hava saldırıları karşısında sivillerin çoğunun sığınabileceği güvenli bir yer olmadığını, bölgedeki evlerde genelde kiler bulunmadığını, yeni inşa edilen bazı binalarda sığınak bulunmasına rağmen binaların büyük bölümünün güvenli olmadığına dikkat çekiyor. Sido’nun anlattıklarına göre bu nedenle pek çok sivil dağlardaki mağaralara saklanmış durumda.

Afrin’deki sivillerin bir korkusunun da barajın hava saldırılarında hasar görmesi olduğunu belirtiyor Kamal Sido. Barajın Afrin halkının tek içme suyu kaynağı olduğunu vurguluyor ve “Her üç günde bir bidonlarını alıp su doldurmaya giderler. Barajın hasar görmesi felaket olur. Baraja saldırılırsa insanların içecek suyu kalmaz” diyor.

Sido bölgeden aldığı haberlere göre normal yaşamın bittiğini, okulların kapandığını, tıbbi hizmet almanın giderek zorlaştığını anlatıyor. İnsanların hava saldırılarının korkusundan sokağa çıkmaya cesaret edemediğini, gıda stoklarının giderek azaldığını belirtiyor. Bu durumun ailesi için de geçerli olduğunu söyleyen Sido, “Yeni gıda maddesi temin etmek zor. Sevkiyat çok az olduğu için Afrin’de fiyatlar tırmandı. Rejim bölgeleri ve Halep yönündeki tek cadde de güvenli değil. Tüccarlar bu yoldan gitmeye korkuyor” diyor.

İslamcı militan korkusu

Kamal Sido’ya göre halkın tek korkusu Türk ordusu değil. Türklerin yanında savaşan İslamcı militanların da korku saçtığını söylüyor. Almanya’daki Ezidiler Merkez Konseyi Başkanı İrfan Ortaç da özellikle Özgür Suriye Ordusu’na güvensizliğin had safhada olduğunu belirtiyor ve IŞİD’den farklarının bulunmadığını savunuyor. Ortaç, “İsimleri kulağa liberal gelebilir ama yanılmamak lazım. Burada cihatçılar söz konusu. Rakka’da, Musul’da savaşılanlardan bir farkları yok” diyor.

Almanya Ezidiler Merkez Konseyi, Afrin’deki 15 bin Ezidi’ye ulaşabilmek için bir kriz masası oluşturduklarını belirtiyor. Sekiz Ezidi köyünün tehlike altında olduğunu söyleyen Konsey Başkanı Ortaç, “Köylerden biri, bir sivilin ölmesinin ardından tamamen boşaldı. İnsanlar kaçtı” diyor.

Kaçacak yer yok

Kamal Sido, Sünni Müslümanların da korku içinde olduğunu söylüyor ve “Benim annem muhafazakar bir Müslümandır. Ama Erdoğan ve İslamcılar için yeterince Müslüman değil. Bölgedeki kadınlar sokağa hep başı açık çıkar. Erdoğan ve İslamcılar gelirse bu artık mümkün olmayacak” endişesini dile getiriyor.

Sido’nun Afrin’deki akrabalarının anlattığına göre bölgede halk şimdilik çareyi evden çıkmamakta bulmuş. Kaçış için pek bir seçeneklerinin de olmadığını anlatıyor. Sido’ya göre yapabilecekleri tek şey bir köyden diğerine geçmek. “Ama Halep’e giden sadece tek bir yol var. O da tehlikeli. Türk uçakları sürekli havada” diyor.

BM verilerine göre tüm tehlike ve imkansızlıklara rağmen şimdiye kadar beş bin kişi evini terk ederek kaçmış. Türk hükümetinin açıkladığı gibi operasyonun Menbiç’e genişlemesi durumunda kaçan sivil sayısının da artmasından endişe ediliyor.
Deutsche Welle Türkçe

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar