Connect with us

Manşet

Almanya’da dördüncü Merkel dönemi

Published

on

Almanya’da yapılan genel seçimlerini Başbakan Angela Merkel ve Hristiyan Demokrat Birlik Partileri CDU/CSU birinci sırada tamamladı. Ülkede toplam 61,5 milyon kişi sandık başına davetliydi. 42 siyasi partinin yarıştığı ve katılımın yüzde 75 olduğu seçimde, ülke çapında sandık başına gidenler yeni Federal Meclis’in üyelerini ve böylece önümüzdeki dört yıl boyunca ülkeyi yönetecek hükümeti seçti.

Seçim sonuçlarına göre, Birlik Partileri ve sosyal demokrat SPD geçen seçime kıyasla kısmen büyük oy kaybına uğrarken, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’dan bu yana ilk kez yabancı düşmanı aşırı sağcı bir parti çok güçlü bir şekilde meclise girmeyi başardı. Sonuca göre, Almanya İçin Alternatif’in yanısıra, geçen seçimde barajı aşamayan Hür Demokrat Parti de (FDP) önümüzdeki dönemde Birlik Partileri, sosyal demokrat SPD, sosyalist Sol Parti ve Yeşiller partilerinin yanında mecliste yer alacak.

Resmi olmayan seçim sonuçlarına göre, Birlik Partileri, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ikinci en kötü sonucunu alarak, yüzde 32,7’lik destek bulabildi. 2013 yılında yapılan son seçimlerde, Birlik Partileri CDU/CSU yüzde 41,5 oranında oy almıştı. Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz’un başbakan adayı olduğu koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar da Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki en kötü sonuçla ancak yüzde 20,2 oy alabildi.

Seçimin en yankı uyandıran sonucu İkinci Dünya Savaşı sonrasında aşırı sağcı, hatta bazı siyasi uzmanlar tarafından Nazi olarak tanımlanan bir partinin, Almanya için Alternatif’in yüzde 13,5’la meclise girmesi oldu. Saflarında çok sayıda ırkçı ve yabancı düşmanı ve neo-naziyi barındıran AfD partisi geçen 2013 seçiminde yüzde 4,7 ile yüzde 5 barajını aşamayarak, meclisin dışında kalmış, ancak bu arada yapılan 13 eyalet seçiminde söz konusu barajı aşmayı rahatlıkla başarmıştı.

AfD’nin aldığı oy oranı Berlin’de ilk yorumlarda, ‘Almanya’nın yakın tarihi açısından siyasi deprem’ olarak tanımlanırken, partinin mecliste daha da güçlenebileceği öne sürüldü. Seçimin bir diğer sürprizi ise liberal FDP’nin yüzde 10,5 oy oranı ile meclise geri dönmesi oldu. Eşbaşkanlığını Cem Özdemir’in yaptığı Yeşiller yüzde 9,4 oranında oya ulaşırken, sosyalist Sol Parti 8,9 oyla mecliste yer alan bir diğer parti oldu. Bu sonuçlara göre Birlik Partileri yeni mecliste 217 milletvekili ile temsil edilirken, SPD 134 milletvekili çıkarabildi. Üçüncü olan AfD 89, FDP 70, Yeşiller 62 ve Sol Parti’de 69 milletvekilliği kazandı.

Yeni hükümet Federal Almanya Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana olduğu gibi bir koalisyon hükümeti olacak ve oluşacak koalisyon hükümetinin başında yine 2005’ten bu yana başbakanlık koltuğunda oturan Angela Merkel olacak. Kesin olmayan bir durumsa Merkel’in hangi parti ya da partilerle işbirliği yaparak iktidarda kalmaya devam edeceği. Nitekim SPD yeni bir koalisyonda yer almayacağını ve muhalefete döneceğini duyurdu. Merkel’in FDP ve Yeşiller’le üçlü koalisyon kuracağından yola çıkılıyor. (Amerikanın Sesi)

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar