Connect with us

Öne Çıkanlar

Almanya’da koalisyon görüşmelerinde Türkiye maddesi: Vize serbestisi verilmeyecek ve gümrük birliği genişletilmeyecek

Published

on

Almanya’da seçimlerin üzerinden yaklaşık 4 ay  geçmesine rağmen yeni hükümet kurulamadı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, SPD lideri Martin Schulz ve CSU lideri Horst Seehofer dün akşam koalisyon için bir araya geldi. Bugün sabah saatlerine kadar süren görüşmede üç lider büyük koalisyon hükümetini devam ettirme konusunda 28 sayfalık müzakere sözleşmesi üzerinde anlaştı. Partilerin uzlaşmaya vardığı konular arasında ‘Türkiye’de bulunuyor. Sözleşmenin 26. sayfasında ‘Türkiye’ başlığıyla yer alan maddeye göre Türkiye’yle yeni fasıl açılmayacak ve açılan fasıl kapanmayacak. Türkiye’ye vize serbestisi verilmeyecek ve gümrük birliği genişletilmeyecek.

28 sayfalık sözleşme

Hürriyet’ten Celal Özcan’ın haberine göre, yeni hükümet kurulmaması halinde yapılacak erken seçimle koltuklarını kaybedeceği endişesini taşıyan Almanya Başbakanı Angela Merkel, SPD lideri Martin Schulz ve CSU lideri Horst Seehofer büyük koalisyon kurulması için perşembe günü, müzakere masasına oturdu. Görüşme cuma sabahına kadar sürdü. Cuma sabahı tarafların 24 saati aşkın bir süredir halen anlaşamadıkları, görüşmenin devam ettiği haberi, yeni koalisyon hükümetinin kurulamayacağı endişesini artırdı. Ancak son anda üç liderin ‘sondaj görüşmelerinde’ uzlaşmaya vardıkları haberi geldi. Üç lider büyük koalisyon hükümetini devam ettirme konusunda 28 sayfalık müzakere sözleşmesi üzerinde anlaştı.

Türkiye’ye vize serbestisi yok

Ön sözleşmede yeni hükümetin Türkiye politikası ayrı bir başlıkla yer alıyor. 26’ncı sayfada ‘Türkiye’ başlığıyla yer alan maddeye göre Türkiye’yle yeni fasıl açılmayacak ve açılan fasıl kapanmayacak. Türkiye’ye vize serbestisi verilmeyecek ve gümrük birliği genişletilmeyecek.

Ön sözleşme maddesinin Türkiye bölümü şöyle:

“Türkiye bizim için çok yönlü ilişkilere sahip olduğumuz önemli bir müttefik ve komşu. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları kötüleşti. Bu nedenle müzakerelerde bir fasıl kapatılmadığı gibi yeni bir fasıl açmayı da istemiyoruz. Türkiye gereken yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece vize liberalleşmesi olmayacak ve Gümrük Birliği genişletilmeyecek. “

Şimdi söz kurultayda

Şimdi sıra SPD’nin 21 Ocak’ta Bonn’da yapacağı olağanüstü kurultayında. SPD, sondaj görüşmelerinde varılan uzlaşma üzerine büyük koalisyonu kurmak için asıl müzakerelere başlanmasını kurultayda delegelerin onayına sunacak. SPD lideri Martin Schulz, kurultayda büyük koalisyon müzakerelerine ‘Evet’ çıkması için parti teşkilatlarını ikna turuna çıkıyor.

İşte anlaştıkları maddeler

Üç parti şu konular üzerinde anlaşmaya vardı:

* Vergi artırımı yok: SPD, üst gelirlilerde vergi zammı istiyordu. Ancak vergi artırımına gidilmeyecek.

* Sağlık sigortası: Sağlık sigortası primlerinde eşit katılım denilen eski uygulamaya geri dönülüyor. Sağlık sigortasına ödenen primlerde işveren ve çalışandan eşit prim kesilecek.

* Mülteci göçü sınırlanacak: Yıllık mülteci sayısı 180 bin ile 220 bin arasında kalacak. 220 binden daha fazla mülteci alınmayacak. Mültecilere aile birleşiminde yeni bir düzenleme bulununcaya kadar, eski uygulama devam edecek. Ayda en fazla bin civarında aile birleşimine izin verilecek.

* Emekli maaşı: Emekli maaşı seviyesi yüzde 48 olarak kalacak. Ücretin yüzde 48’ine tekabül eden emekli maaşı uygulaması 2025 yılına kadar devam edecek.

* Dayanışma Vergisi: Doğu Almanya’nın ekonomik kalkınması için kesilen dayanışma vergisi kademeli olarak 2021 yılına kadar 10 milyar euro azalacak.

* İşsizlik sigortası: Primlerde yüzde 0.3 oranında az kesinti yapılacak.

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Öne Çıkanlar

“Canan Karatay’ı görünce üzülüyorum, depresyonu turşuyla çözmek gibi önerileri tartışmak istemiyorum”

Published

on

By

2015’te Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından verilen diyabet alanında ‘Yılın Bilim Adamı’ ödülünü alan Yılmaz, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de pancar üretiminin sınırlandırılmasına da karşıyım. Üretim ağırlığının nişasta bazlı şekerlere kaydırılmasını doğru bulmuyorum” ifadesini kullandı.

Temel Yılmaz’ın Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularına verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle:

– Canan Karatay, son günlerde depresyon ilaçlarıyla ilgili açıklamasıyla gündemde. İstanbul Tabip Odası’nın Karatay’a para cezası kesmesine ne diyorsunuz?

Canan Hoca’nın açıklamalarını artık biraz üzüntüyle izliyorum. Depresyonu sadece bağırsaklara ve faydalı-zararlı bakterilere bağlamak, sorunu turşu yiyerek çözmek gibi önerleri de tartışmak istemiyorum! Sorun bu tür talkshow türü yorumlardan çok daha ciddi. Sadece bizim toplum değil, dünyadaki tüm toplumların sorunu. Hekimler arasındaki bu tür tartışmaların yeri medya değil, olmamalı. Bir hipoteziniz varsa, bununla ilgili olarak bir araştırma yaparsınız. Oturup araştırmayı kaleme alırsınız, sonra bu çalışmayı hakemli dergilerden birisine gönderirsiniz. O arada da bir bilimsel kongrede sunmak istersiniz. Oradaki sunumda konunun uzmanları sizi dinler, onayladıkları noktalarda onaylar, akıllarına yatmayan noktalarda da sorularını sorar. Ondan sonra o düzeltmelerini yapar. Yayın, hakemli bir dergide çıkar. Bu artık uluslararası standartlarda yapılmış bir araştırmadır ve herkes bunu uygular.

– Karatay’a temel eleştiriniz, araştırma bulgularını önünüze koymadan konuşması mı?

Evet, somut kanıtlar olmadan konuşmamalı.

– Siz Karatay’ın şeker yükleme testine karşı çıkmasını da eleştiriyorsunuz değil mi?

“Şeker yükleme testini yaptıranların çocukları şeker hastası olur, kalbi delik olur” diyorsanız, bunu kanıtlamanız lazım. Tıpta gelişigüzel konuşma hakkınız yok. İnsan hayatıyla ilişkili olarak karar veren ve daha sonra hesap sorulmayan mesleklerden biri hâkimlik, diğeri de hekimlik. Bir hasta, gelip sizi bir otorite olarak aldığı zaman, ağzınızdan çıkacak her kelimeyi izler. Söylediğiniz bir kelimeye takılır, sabaha kadar uyumaz. Canan Hoca’nın, glikoz tolerans testi yapılmış annelerin çocuklarının verilen glikoza bağlı olarak diyabet olduğuna dair kendi klinik araştırmasını ya da literatüre ilişkin araştırmasını bekliyorum. Baktım ama bulamadım.

– Ama Karatay depresyon ilaçlarının aşırı yaygınlaşmasını eleştirmekte haklı değil mi?

Depresyon ilaç tüketiminin aşırı olduğuna katılıyorum. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojinin insanlara getirdiği yeni hayat modeli. İnsanlar artık çok daha uzun saatler çalışıyor, daha uzun süre kapalı ortamlarda kalıyor, daha hareketsiz ve daha stresli. Mesaj-mail trafiği de düşük yoğunluklu stresi tüm güne yaydı. İnsanlar artık sürekli çalışan, sürekli izlenen ve sürekli uyarı ve emirlerle sürekli yönetilen modern köleler haline geldi ve tüm toplumlarda depresyon patladı. İlaç kullanımı da arttı. Ancak bu durum tek başına bu kadar aşırı ilaç kullanımını izah etmez. Sorunu psikoterapik rehabilitasyonlarla çözümlenebilecek birçok insan hemen ilaca yönlendiriliyor. Aşırı miktarda gereksiz, indikasyonsuz ilaç tüketimi var. Bu ilaçlar duyguları etkileyen ilaçlar, stres ve üzüntüleri azaltırken sevinç ve mutlulukları da buduyor. Çalışma koşullarının biraz daha düzeltilmesi, işyerlerinde çalışana psikolojik danışmanlık sağlanması gibi önlemler, sorunların çözümünde çok önemli rol oynayabilir.

Continue Reading

Çok Okunanlar