Connect with us

Manşet

Barzani: Sonunda ölüm de olsa hazırız

Published

on

Amerikan’ın Sesi (VOA) Kürtçe Servisi’ne konuşan Başkan Barzani, Beyaz Saray’ın ‘referandumu erteleyin’ talebine ilişkin şöyle konuştu:
“ABD’nin düşüncesinin değişmesi için çok çaba sarfettik. Bağımsızlık istemekle nasıl bir günah işliyoruz? Onlara, ‘Gelin amacımıza nasıl ulaşabileceğimizi konuşalım’ dedik. Ancak onlar ‘Referandum yapmayın ve gelin konuşalım’ diyorlar. İyi de neyi konuşacağız? Verilen herhangi bir garanti yok. Bunu yapma, ertele deniyor. ABD 14 yıldır aynı dille bizimle konuşuyor.

1960 ve 1970 yıllarında değiliz. Artık kendi kaderimizi tayin etme zamanı geldi. Hiç kimsenin bize yol çizmesini istemiyoruz. Bunun sonunda ölüm de olsa hazırız.”

Başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelerle iyi ilişkiler içerisinde olmak istediğinin söyleyen Başkan Mesud Barzani, şöyle devam etti:

“Umarım referandum Türkiye ile olan ilişkilerimizi etkilemez. Ancak hiç kimsenin tehdidini de kabul etmiyoruz. Tehdit dilini kullanan Türk yetkililere bu mesajımın açık bir şekilde ulaşmasını istiyorum. Biz ne yaptık? Bir halk bağımsız olmak istediğini söylüyor. Buyrun bunu neden istediklerinin sorun.”

İlk oy kullanıldı

25 Eylül’de yapılması planlanan IKBY’deki bağımsızlık referandumunda ilk oyun kullanıldığı açıklandı.

Kürdistan Bölgesi Yüksek Seçim ve Referandum Konseyi Genel Veri Müdürü Karwan Celal, referandumda yurt dışında yaşayanlar elektronik oylarını bugünden itibaren kullanılabileceğini açıkladı.

CNN’de yer alan habere göre saat farkından dolayı Çin’de elektronik oy verme işlemlerinin başladığını belirten Karwan Celal, “Referandumda ilk oy Çin’de kullanılmış oldu.” dedi

Konseyden son açıklama: Referandum yapılacak

Referandum Yüksek Konseyi, bağımsızlık referandumunun belirlenen tarih olan 25 Eylül’de yapılacağını açıkladı.

Referandum Yüksek Konseyi, “Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP), ABD, İngiltere, Fransa ve BM’nin referandumun ertelenmesi için sunduğu öneri paketini kabul edip referandumun yapılmayacağı” yönündeki iddialara ilişkin açıklama yayımladı.

Referandum Yüksek Konseyi, referandumun belirlenen tarihte yapılacağını açıkladı.

Yapılan açıklamada, şöyle denildi:

“Bazı medya kuruluşları, Pavel Talabani’nin sosyal medyada yaptığı bir açıklamayı esas alarak, KDP ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) ABD, İngiltere, Fransa ve BM’nin referandumun ertelenmesi için sunduğu öneriyi kabul edip referandumun yapılmayacağını öne sürdü.

Söz konusu haber asılsızdır ve hiçbir dayanağı yoktur. Referandum belirlenen tarihte yapılacaktır”

KYB Genel Sekreteri Celal Talabani’nin oğlu olan Pavel Talabani, Rûdaw’a yaptığı açıklamada böyle bir açıklama yapmadığını ve bu ifadeleri kullanmadığını söyledi.

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar