Connect with us

Manşet

Belgeler, ‘devletten ihale almadım’ diyen Yıldırım’ı yalanlıyor

Published

on

Paradise Papers ile Malta’da oğullarına ait 5 şirket ortaya çıkan Başbakan Binali Yıldırım, dün yaptığı basın açıklamasında, söz konusu şirketlerin varlığını kabul ederken, oğullarının bugüne kadar devletten hiç ihale almadığını şu sözlerle ifade etti: “Siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu, devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Devletin bankalarından kaynak kullanmayacaksınız.”

Cumhuriyet’in haberine göre ortaya çıkan belgeler Binali Yıldırım’ı yalanlıyor. Kamu İhalesi Kurumu’na göre Erkam Yıldırım daha sekiz ay önce Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nden “MTA Turkuaz Araştırma Gemisinin İşletilmesi Hizmet Alımı” adlı ihaleyi aldı. Hem de Kamu İhale Kurumu’nun ‘istisna’ maddesi kapsamında. İhalenin bedeli ise tam olarak 6 milyon 920 bin dolar.

Kamu İhale Kurumu ve e-devlet verileri Paradise Papers’ı teyit ederken Erkam Yıldırım’ın, hissedarı olduğu Nova Warrior adlı off-shore şirket üzerinden Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nden ihale aldığını ortaya koydu. Üstelik ihalenin üzerinden henüz sekiz ay geçmiş.

Başbakan Binali Yıldırım, Cumhuriyet gazetesinin dünya genelinde 67 medya kurumuyla eşzamanlı olarak yayımladığı Paradise Papers ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet gazetesinin sorularını da yanıtlamayan Yıldırım, açıklamasında ‘Kendisiyle ilgili algı oluşturulduğunu’ iddia ederek ‘yerli ve milli’ olduğunu vurguladı. Diğer yandan Malta’daki şirketlerin varlığını kabul eden Yıldırım, “Türkiye ve başka ülkede bir kişi hakkında ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak isterseniz her türlü bilgiyi alabilirsiniz. İnternet üzerinden 2 dolar ödeyerek herkes hakkında bilgi alabilirsiniz, bunların sır özelliği yok” dedi.

Erkam Yıldırım’a ait gemiler üzerine yapılan araştırmalar ise son zamanların en büyük ihalesini ortaya çıkardı.

Türkiye’deki ayağı

Paradise Papers’a göre Binali Yıldırım’ın oğulları Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım beş şirketle Malta kayıtlarında yer alıyor. Belgeler, Yıldırım kardeşlerin Black Eagle Marine Co Ltd, Hawke Bay Marine Co Ltd, South Seas Shipping NV, Nova Warrior Limited ve Dertel Shipping Limited’in hissedarları olduğunu ortaya koyuyor.

Bu şirketler arasında geçen Nova Warrior Limited’in özel bir önemi vardı. Bu şirket, kayıtlarda South Seas Shipping adlı firmaya ait görünüyordu. Ancak şirketin belgelerini South Seas adına Erkam Yıldırım imzalıyordu. Bu belgeler şirketin büyük ortağının Erkam Yıldırım olduğunu teyit etti.

Özetle iç içe geçen şirketler nedeniyle, Binali Yıldırım’ın iddia ettiği gibi, ilk etapta Erkam Yıldırım ismine ulaşılamıyordu. Peki, bu şirket neden bu kadar gizlenmişti?

Nova Warrior Limited şirketin International Maritime Organization (IMO) sistemi üzerinden incelemeye alındı. 100 GT ve üstü ağırlığa sahip açık denizlerde seyre elverişli tüm motorlu ticaret gemilerinin IMO’ya kayıtlı olması gerekiyor. IMO verilerinde ilginç bir şekilde Nova Warrior adlı şirketin adresi İstanbul merkezli “Oras Denizcilik ve Ticaret Ltd Şti” olarak görünüyor. Nova Warrior’un Türkiye’deki ayağı Oras Denizcilik’in Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre hissedarları Temmuz 2006’ya kadar Binali Yıldırım’ın yakın arkadaşı Salih Zeki Çakır ve Ahmet Said Atasoy iken şu anda Çağrı Cihan Çakır ve Nihan Nur Çakır olarak görünüyor.

Binali Yıldırım’ın ulaştırma bakanı olmadan önceki iş ortağı Salih Zeki Çakır’dı. Salih Zeki Çakır, Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldığı ihalelerle daha önce gündeme gelmişti.

Resmi kayıtlara göre Oras Denizcilik ile Erkam ve Bülent Yıldırım’ın bir bağlantısı bulunmazken, iç içe geçen şirketlerin sırrı çözüldüğünde Erkam Yıldırım’ın Oras Denizcilik’te arka planda olan isim olduğu anlaşılıyor.

Oras Denizcilik’in aldığı ihalenin istisna kapsamında olması ihalenin sorgulanmasını da kısıtlıyor. İhaleye teklif sayısı üç görünürken Oras Denizcilik yani Başbakan’ın oğlu 1 Nisan 2017 ila 1 Nisan 2019 arasında geçerli sözleşme boyunca yüklenici firma olarak faaliyet gösterecek.

Tuzla’daki İstanbul Tersanesi’nde inşa edilen Turkuaz Araştırma Gemisi, Türkiye’nin ilk yerli üretim milli sismik araştırma gemisi. Jeofizik sistemler ve deniz tabanı ayrıntılı görüntüleme haritalama sistemleri, uzaktan kumandalı robot aracın yanı sıra, su kolonu ve deniz tabanından jeolojik örnekleme yapabilecek ekipmanlara sahip. Yaklaşık 300 milyon liraya mal olan Turkuaz, Ege ve Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini yürütüyor.

Standartlar uygulanmamış

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3. maddesinde düzenlenen istisna ile bazı ürün, mal veya hizmetlerle yapım işleri, adlarına veya konularına göre Kanun’un genelinden istisna tutuluyor. İstisna kapsamındaki kuruluşların alımlarında kamu ihale mevzuatının tip şartname, sözleşme ve standart formlarının kullanılması zorunluluğu bulunmuyor. Sayılan iş ve konularda yapılacak harcamalar kanun kapsamı dışında tutuluyor. İstisna kapsamında bulunan idarenin “istisna” kapsamında bulunan alımları Kamu İhale Kurulu’na şikâyet konusu yapılamıyor.

Erkam Yıldırım’ın aldığı ihalenin, söz konusu maddenin 3f bendine göre istisna konusu ise şöyle: “Ulusal araştırma-geliştirme kurumlarının yürüttüğü ve desteklediği araştırma- geliştirme projeleri için gerekli olan mal ve hizmet alımları ile finansmanının tamamı Kanun kapsamındaki bir idare tarafından karşılanarak elde edilen sonuçların bu idare tarafından sadece kendi faaliyetlerinin yürütülmesinde faydalanıldığı haller hariç, her türlü araştırma ve geliştirme hizmeti alımları.”

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar