Connect with us

Genel

BM’den Doğu Guta açıklaması: ‘Yeryüzünde cehennemi yaşıyorlar’

Published

on

BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşan Guterres, önerilen 30 günlük ateşkes çağrısını destekledi.

Güvenlik Konseyi’nin ateşkes için bir karar tasarısı taslağı üzerinde çalıştığı belirtiliyor.

Rusya ise Perşembe günü Doğu Guta’daki durumu görüşmek için Güvenlik Konseyi’ne toplanma çağrısı yaptı.

Muhaliflerin elinde tuttuğu kuşatma altındaki Doğu Guta’da Suriye hükümeti güçlerinin bombardımanları sonucu Pazar gününden beri ölenlerin sayısının 310’a çıktığı bildiriliyor. Çarşamba günü 38 kişinin öldüğü kaydediliyor.

Bölgedeki saldırıların 2013’ten bu yana görülen en yoğun şiddet olayları olduğu ve ölenler arasında en az 50 çocuğun da bulunduğu kaydediliyor.

Suriye Ordusu henüz, Doğu Guta’dan gelen ölüm haberleriyle ilgili bir yorum yapmadı, ancak top ateşinin yapıldığı bölgelere “hassas saldırılar” yapıldığı ifade edildi.

Canavarca imha kampanyası’
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin ise, Doğu Guta’ya yönelik bombardımanları “canavarca imha kampanyası” olarak nitelendirdi.

El Hüseyin yaptığı yazılı açıklamada, “Uluslararası hukuk, tam olarak siyasi ya da askeri amaçları yerine getirmek için sivillerin yığınlar halinde katledildiği bu tür durumları durdurmak için düzenlendi” dedi.

El Hüseyin şöyle devam etti:

“Uluslararası toplum tek bir ses olarak çocuk ölümlerine, parçalanmış ailelere, şiddete yeter demeden ve bu canavarca imha kampanyasına son vermeden önce ne kadar zulmedilmesi gerekiyor?”

BM bölgedeki durumun “kontrolden çıktığı” uyarısında bulunmuştu.

El Hüseyin açıklamasında pek çok ihlâlin savaş suçu sayılabileceğini de belirtti.

BM, başkent Şam yakınlarındaki Doğu Guta’da, 4 Şubat’tan beri Suriye hükümetinin düzenlediği saldırılar sonucu 346 sivilin öldüğünü, 878’inin yaralandığını kaydediyor.

Doğu Guta’da ne oluyor?
Doğu Guta, muhaliflerin başkent Şam yakınlarında elinde tuttuğu son bölge. Rusya’nın desteklediği Suriye hükümeti yanlısı güçler Pazar gecesinden bu yana bölgeyi geri almak için saldırılarını yoğunlaştırdı.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Pazar gecesinden bu yanaki top ateşi ve hava saldırılarında en az 310 kişinin öldüğünü, 1550 kişinin yaralandığını açıkladı.

Doğu Guta çevresindeki 10 kasaba ve köye yeni saldırılar düzelendiği belirtildi.

BM yaralıların çıkartılması ve yardım ulaştırılması için ateşkes ilan edilmesi çağrısı yapıyor.

Ölmeyi bekliyoruz’
Doğu Guta’daki sağlık kuruluşlarını destekleyen Tıbbi Bakım ve Yardım Birliği (UOSSM) adına bölgede çalışan bir doktor durumun “feci” olduğunu söyledi ve “İnsanların kaçacak bir yeri yok. Hayatta kalmaya çalışıyorlar ancak kuşatma nedeniyle yaşadıkları açlık çok büyük ölçüde zayıflattı” dedi.

Reuters’a konuşan 22 yaşındaki Bilal Abu Salah “Ölmeyi bekliyoruz. Şu an tek söyleyebileceğim bu” dedi.

Bilal Abu Salah, ilk çocuklarına beş aylık hamile olan eşinin erken doğum yapmasından korktuğunu da söyledi.

“Nerdeyse herkes barınaklarda yaşıyor. Bir evde 5-6 aile var. Gıda yok, market yok” ifadelerini kullandı.

Image copyright EPA bombardımanda yaralanan çocuklar
BM Suriye Koordinatörü Panos Moumtsiz ise hastanelerin kasten hedef alındığı haberleri karşısında “dehşete düştüğünü” söyledi ve bu tür saldırıların savaş suçu işlenmesi anlamına gelebileceği uyarısında bulundu.

Moumtzis’e göre Marj, Sawba, Douma’daki beş hastane, hükümet güçlerinin Pazartesi günkü saldırılarının ardından ya tamamen ya da kısmen çalışamaz hale geldi, Salı günü de Zamalka’daki bir hastane vuruldu.

Suriyeli Amerikan Tıp Topluluğu da Arbin’daki bir hastanenin devre dışı bırakıldığını duyurdu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi bu hastanenin Rus savaş uçakları tarafından hedef alındığını söyledi.

Hükümet, geçen Kasım’dan bu yana Doğu Guta’ya sadece bir insani yardım konvoyunun girişine verdi ve bölgede ciddi gıda kıtlığı olduğu söyleniyor. Ekmeğin fiyatının ülke genelinden 22 kat daha fazla olduğu ve beş yaşındaki çocukların yüzde 12’sinin yetersiz beslendiği bildiriliyor.

Doğu Guta’da hakimiyet İslamcı Ceyş-el İslam örgütünde. Ancak bölgede Hayat Tahrir el-Şam da faaliyet gösteriyor.

Bölge Suriye rejiminin başlıca destekçileri Rusya ve İran’ın yanı sıra, muhaliflere destek veren Türkiye tarafından “çatışmasızlık bölgesi” ilan edilmiş, ancak geçen Ekim’den bu yana çatışmalar şiddetlenmeye başlamıştı.

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Genel

Ankara’da otopark 24 saat bir lira

Published

on

By

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’nın talimatıyla başkentteki belediyeye ait otoparkların hepsi 24 saat boyunca 1 lira olacak, bir saatlik parkın ise ücretsiz olacağı belirtildi.

Sabah gazetesinin haberine göre, Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulacak önerinin onaylanması durumunda Mogan ve Göksu gibi mesire alanları da bu tarifeden hizmet verecek.

Amaç trafik akışını kolaylaştırmak”

​Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Tuna, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Belediyeye ve belediye şirketlerine ait bütün otoparklar 1 saate kadar ücretsiz olacak. 1 saatten sonrada 24 saat boyunca 1 TL olacak. Biz vatandaşlarımızın otopark alışkanlığını sağlamak istiyoruz. Bu şekilde yollardaki araç trafiğinin olmayacağı düşünüyoruz. Otoparklardan gelir elde etmekten ziyade trafik akışına kolaylık sağlamak amacıyla böyle bir girişimimiz var. Bu uygulama açık otoparklar, kapalı otoparklar gibi bütün otoparkları kapsıyor. Özel şahıslara ait otoparklar bu uygulamanın dışında olacak. Biz kararı imzaladık. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisimiz de uygun görürse gerçekleşmiş olacak” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Genel

Binlerce kadın sokaklarda: Yaşasın feminist mücadelemiz!

Published

on

By

8 Mart Kadınlar Günü’nde İstanbul’da binlerce kadın,  bu yıl 16’ncısı yapılan Feminist Gece Yürüyüşü’nde bir araya geldi. Beyoğlu’na gelen binlerce kadın, sloganlar, zılgıtlar, düdükler ve halaylar eşliğinde taleplerini dile getirdi.

Her yıl 8 Mart’ta İstanbul’da geleneksel olarak olarak yapılan Feminist Gece Yürüyüşü başladı. ‘Gündüzleri de geceleri de istiyoruz’ diyerek Taksim Meydanı’ndan Tünel’e İstiklal Caddesi boyunca yürüyüşe başlayan kadınlar, kadına yönelik şiddeti, cinsel istismarı, çocuk istismarını protesto ediyor.

Mor bayraklar, dövizler ve pankartlar taşıyan hemen her kesim ve yaştan binlerce kadın, sıklıkla “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Jin, jiyan, azadi,” (kadın-yaşam-özgürlük) “Sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz”, “İtaat etmiyoruz” ve “İsyan” sloganlarını atıyor.

Yürüyüşe, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da katıldı.

 

Continue Reading

Çok Okunanlar