Connect with us

Manşet

Çağlayan ve Güler’in fotoğrafları dava dosyasına girdi

Published

on

Reza Zarrab üçüncü kez hakim karşısına çıkarak itiraflarda bulundu.

Duruşma öncesinde Yargıcı Richard Berman “birçok şeyi etkileyebilecek” bir ses kaydı olduğunu ve savcılığın bu ses kaydını sunmadan önce “davanın selameti” açısından bu ses kayıtlarının doğrulanmasını istediğini söyledi. Ancak sözü edilen ses kayıtların duruşmada dinletilmedi.

Zarrab üçüncü kez tanık kürsüsünde

Zarrab, üçüncü gün ifadesine dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ile gıda ticaretini konuştuklarını anlatarak başladı. Zarrab, Nisan 2013’te Halkbank’ın eski genel müdürü Süleyman Aslan ve Halkbank eski yöneticisi Hakan Atilla ile yaptığı toplantıda gıda ticaretinin nasıl yürütülmesi gerektiğini netleştirdiklerini anlattı.

Zarrab,” Hakan Atilla sistemde açık bulunca altın ticareti tekrar başladı, gıda ticareti de devam etti” dedi.

Mersin serbest bölge de konuşulmuş

Medya ile paylaşılan ses kayıtlarından biri Reza Zarrab ile Halkbank eski Genel Müdürü Hakan Atilla arasındaki bir konuşmaya ait. Zarrab, telefonda Atilla’ya, “Gıdayı aldıktan sonra ve gümrük belglerini takdim ettikten sonra diğerini yapacağız” diyor. Atilla da, “Akreditif açmayacak mısınız” deyince, Zarrab, “Açmayacağız, havale ile yollayacağız. Akreditif yapmamız prosedürü uzatır. Günde 15-20 milyonu yakalamaya çalışıyoruz. Dubai’den yapıyoruz: Pirinç, şeker, soya” diyor.

Atilla’nın konuyla ilgili çekinceleri olunca Zarrab, sistemi şöyle açıklıyor: “Gıdayı alıyor İran istediği ülkeden. Onların işlemlerini kendi üzerimize alıyoruz. Şekeri kimden alıyorsan al, oradan yollat bizim şirkete diyoruz. Bende sonra yolluyorum İran’a.”

Atilla’nın, “Gıdada peşin ödemenin prosesi farklı” deyince de Zarrab, “Dubai’deki gıda şirketine ödeyeceğiz. Dubai üzerinden olacak. Türkiye üzerinden olacak derlerse, Bakan Beylerle Mersin Serbest Bölgesi’ni de konuşuyoruz. Onun onayı da geldikten sonra Türkiye’den olacak” diyor.

Zarrab, Çağlayan Güler’ün fotoğrafı da dosyada

Zarrab’ın itirafları devan ederken Zarrab,Zafer Çağlayan ve Muammer Güler’in fotoğrafları da kanıt olarak dosyaya eklendi.

“Sahte belge hazırlamayı Atilla’dan öğrendi”

Duruşmayı izleyen gazetecilerin aktardığına göre Zarrab, İran petrol paralarını aklamak için Dubai’deki sistemin nasıl işlediğini anlatırken 15-16 yaşlarında babası ile çay sektöründe çalışırken konşimento hazırlamayı öğrendiğini söyledi.
Reza Zarrab, Hakan Atilla’nın gerçekleşmeyen ticaret ile ilgili belgeleri nasıl hazırlayacakları konusunda yönlendirici olduğunu belirtti. Zarrab konuşurken Atilla’nın avukatları yer yer itiraz etti.

Photoshop ile imza sahteciliği

Zarrab, itiraflarında Photoshop ile imza taklidi yaptığını da söyledi. Süleyman Aslan’a borçlu olduğunu hissetiğini belirten Zarrab, Aslan’a rüşvet vermemek için sağ kolu Happani’ye photoshop ile Aslan’ın imzasını taklit etme emri verdiğini söyledi.

İranlı bakanlarla görüşme

Savcı Zarrab’a 2013’te İranlı bakanlarla görüşüp görüşmediğini sordu. İran petrol bakanının da bulunduğu bir heyetle bir kez Ankara’da buluştuğunu söyleyen Zarrab, Süleymen Aslan’ın da görüşmede olduğunu söyledi. Zarrab görüşmede İranlılar’ın ödemeler konusunda Aslan’a baskı yaptıklarını söyledi.

Zarrab’ın tanıklığının üç gün sürmesi bekleniyordu ancak henüz savunma avukatlarının soruları bölümüne geçilmedi. Bu nedenle Zarrab’ın pazartesi günü de tanık kürsüsüne çıkması bekleniyor.

Artıgerçek

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar