Connect with us

Gündem

Cezaevi yönetimi, Ahmet Altan ve Nurcan Baysal’ın kitaplarını ‘sakıncalı’ buldu!

Published

on

Nurcan Baysal’ın “Ezidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş” ve Ahmet Altan’ın “Ölmek Kolaydır Sevmekten” kitapları, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi yönetimi tarafından “sakıncalı” bulundu; tutuklu gazeteci Nedim Türfent’e verilmedi.

Mezapotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, bir arkadaşı tarafından Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan Türfent’e kargo yolu ile gönderilen Yazar Nurcan Baysal’ın “Ezidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş” adlı kitabı Cezaevi İdaresi Eğitim Kurulu tarafından “sakıncalı” bulunarak kendisine teslim edilmedi.

Kitabın yasaklanma gerekçesinin başına, “Abdullah Öcalan’dan övgüyle bahsettiği” notu düşen idare, diğer gerekçeleri ise şöyle sıraladı: “Kitapta örgüt üyelerini meşrulaştırıcı ifadeler kullanıldığı, PKK üyeleri arasında geçen konuşmalardan bir kısım kesitler içerdiği, örgütün anlaşılmaya çalışıldığı ve örgütü meşrulaştırıcı ifadelerin bulunduğu eğitim kurulunca tespit edilmiş olup, bahsi geçen içerikler karara ek olarak işlenmiştir. Bu karara göre bahsi geçen kitabın ceza infaz kurumumuzda koğuşlara verilmesi durumunda kurum güvenliğinin ve disiplinin sağlanması bakımından, kurumda asayişin ve genel güvenliğinin zafiyete uğrayacağı değerlendirilmektedir.”

“Kitap, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürüyor”
Kitabın yine Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına aykırılık arz ettiği de iddia edildi. Buna ilişkin olarak ise, “Kitabın var olan sisteme karşı bir tehdit unsuru taşıdığı görülmektedir. Kısacası; terör örgütünün ve sözde önderlik anlayışının meşrulaştırılmaya çalışıldığı, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşüreceği, toplum arasında kargaşa ve kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldığı tespiti, eğitim kurulu tarafından hasıl olmuştur. Bu nedenlerle kitabın tutuklu Nedim Türfent’e verilmemesine, kitabın emanete alınmasına karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Alınan bu karar üzerine Van İnfaz Hakimliği’ne itirazda bulunan Türfent’in bu itirazı da reddedildi.

Ahmet Altan’ın kitapları da yasak
Türfent’e gönderilen ve yasaklanan bir başka kitap ise, Gazeteci-Yazar Ahmet Altan’ın “Ölmek Kolaydır Sevmekten” adlı kitabı oldu.

Yasaklama gerekçesi ise, Altan’ın tutuklu olmasına bağlandı. Alınan kararda “Bahse konu olan kitap yazarının FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçundan halı hazırda halen tutuklu olarak yargılandığı eğitim kurulunca tespit edilmiş olup, konuya dair Adalet Bakanlığı’nın yazısı göz önüne alınarak, kitap Eğitim Kurulu’nca incelenmiştir. Bahse edilen yazının birinci maddesinde ‘öncelikli olarak imha edilecek yayınlar seçilirken, basımlarının yapıldığı kapatılmış yayınevi isimleri dikkate alınarak değil, ister kapatılmış, isterse halen faaliyet gösteren yayınevleri tarafından olsun, terör örgütü lider ve üyelerinin kendi adlarına veya müstear isim kullanarak yazdıkları her türlü yayın olmasına özellikle dikkat edilmesinin’ bu tür yazıların ilgili yazıya istinaden imha edilmesi gerektiği Eğitim Kurulu’nca tespit edilmiştir” denildi.

“Mahkeme kararına gerek yok”
Aldığı kararda “Suçu ve suçluyu öven süreli veya süresiz yayınların tutuklulara verilmesi durumunda hem kurumsal, hem toplumsal bir infialin söz konusu olacağının kesin olduğunu” ileri süren cezaevi idaresi, bu konuda herhangi bir mahkeme kararı olmamasını da gerek duymadı.

Bu yaklaşım doğrultusunda “Mahkemelerce yasaklanmamış yayın olsa ile kamu güvenliğini tehlikeye düşürücü veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsadığı Eğitim Kurulu kararı ile tespit edilen hiçbir yayın kabul edilemez” denilerek söz konusu kitabın Türfent’e verilmemesine karar verildi.

“Ölmek kolaydır sevmekten” adlı kitabı bu gerekçelerle yasaklanarak kendisine verilmeyen Türfent, Ahmet Altan’a ait birçok kitabın ise Cezaevi Kütüphanesi’nin kitap listesinde hala yer aldığını aktardı.

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Gündem

“Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!”

Published

on

By

BirGün yazarı Bülent Mumay, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın açıklaması sonrası başlayan “dinde reform” tartışmalarını değerlendirdi. “Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı ‘İslamda güncelleme’ tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını ‘Cumhur İttifakı’ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr” diyen Mumay, Erdoğan’ın bir gün sonra yaptığı “Dinde reform yapmak haddimize mi” açıklamasıyla ilgili olarak da “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor” ifadesini kullandı.

Bülent Mumay‘ın “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!” başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla patlak veren “dinde güncelleme” meselesinin zamanlaması, AKP açısından hiç de iyi olmadı. Karamollaoğlu’nun “Cumhur ittifakı”na kapıyı kapatmasından sonra, AKP’nin niyeti Saadet Partisi tabanını kazanmaktı. Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı “İslamda güncelleme” tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını “Cumhur İttifakı”ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr. Dünkü Milli Gazete’nin manşeti de, bu öfkeyi yansıtıyordu. “İslam’ın güncellenmesi ne demek?” başlığıyla çıkan gazete, Erbakan’ın “Din, Allah yapısıdır” sözlerini de 1. sayfadan hatırlatma gereği duymuştu.

Gerçi çok da şey etmemek lazım. Erdoğan, “güncelleme” açıklamasını da güncelledi. Önce, sözcüsü İbrahim Kalın twitter’dan “izahat” yapma gereği duydu. Yetmeyince Cumhurbaşkanı bizzat devreye girdi. Bir gün önce, “İslam’ın güncellenmesi gerektiği”nden söz eden Erdoğan, tepkiler üzerine “Dinde reform olmaz, haddimize mi” deme gereği duydu. Saray’ın 24 saat içinde güncelleme açıklamasına getirdiği güncelleme, Windows işletim sisteminin sürekli gönderdiği güncelleme yamalarından bile daha hızlı geldi. “Şehirleri mahvettik” tadında çıkışlarla uzunca bir süredir kendi muhalefetini yapan Erdoğan’ın yeni bir hamlesi olabilir, kim bilir. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisi” diyen Cem Karaca da rahmet istedi şimdi…

Bu arada enteresan bir gelişme daha oldu… Aralarında Ankara ve Marmara’nın da bulunduğu ilahiyat fakülteleri, Erdoğan’ın sözlerine “açıklık” getirmek için bildiriler kaleme aldı. “Aslında şunu demek istedi” tadındaki açıklamaları yapanların, bir yerlerden motive edildikleri aşikar elbette… Tarikat yurtlarındaki çocuk istismarları konusunda gıkı çıkmayan, kendisine ilahiyatçı diyen sapıkların kadınları aşağılayan “fetva”ları karşısında ‘lâl’ olan ilahiyatçıların, Saray’ın tekzip bürosu olarak hizmet vermeye başladı aniden. Ne diyelim, yeni “akademik görev”leri hayırlı olsun…

Continue Reading

Editörden

Bakan Zeybekci’den Moody’s ve AB’ye: Ne halt edersen et umurumuzda değil

Published

on

By

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli’de düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısında, Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası derecelendirme kuruluşu olan Moody’s‘e yüklendi. “Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın?” diyen Bakan Zeybekci, “Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır” dedi.

Karahayıt Mahallesi’nde bir otelde düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Denizli Valisi Hasan Karahan, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Osman Zolan, Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve Türk Eximbank çalışanları katıldı.

‘AVRUPA BİRLİĞİ’NE TAM ÜYELİK UMURUMUZDA DEĞİL’

Toplantının açılışında konuşan Bakan Zeybekci, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesinin Türkiye olduğunu söyledi. Bakan Zeybekci, “Her türlü sağına soluna kulp takabilirler ama kendi ağızlarıyla bazen itiraf etmek zorunda kalıyorlar. Aralık ayında IMF’nin raporunda satın alma gücü paritesine göre 26 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli geliriyle dünyanın 13’üncü büyük ekonomisinin Eximbank’asıyız. Avrupa’nın 5’inci büyük ülkesinin Eximbank’asıyız. Hedef olarak mutlaka dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi, Avrupa’nın da ilk 3 büyük ekonomisinden biri olacağız. Hedef olarak, ‘Avrupa Avrupa’ dediğimiz zaman da birileri şöyle sanıyor: ‘Bunların işi gücü yok, bunlar illaki Avrupa Birliği’ne ölüp tutuşuyorlar, Avrupa Birliğine illaki girmek istiyorlar.’ Yok böyle bir derdimiz bizim. Bizim derdimiz başka. Atatürk muasır medeniyet dediğinde Avrupa Birliği yoktu daha, hayali bile yoktu. Birbirlerini boğazlamakla meşguldüler. Biz evrensel standartlardaki ülkemizi refah seviyesine, insan hakları, özgürlükler, çevre hassasiyetleri, sağlık, teknoloji, bilim standartlarına çıkarmak için kendimize hedef olarak gördük. Biz o hedefe ulaştığımızda, bizim için bunun enstrümanlarından biri de Avrupa Birliğine tam üyelik süreci, yani bu kaldıracı kullanmak gibi de menfaatimize olabilir, bunu kendimize stratejik hedef olarak görüyoruz. Biz o hedefe ulaştığımızda Avrupa Birliği’ne tam üye olup olmamak bizim işimiz değil, açıkça söylüyorum umurumuzda da değil. O, o günün Türkiye’sinin vereceği bir karardır, tam üye olup olmamakla ilgili. Buna ne onlar karar verebilir, ne de biz karar verebiliriz. Ama hedefimiz, o hedefe ulaşmak. Onun içindir zaten bütün yolculuğumuz” diye konuştu.

‘BUNLARINKİ TEFECİ MANTIĞI’

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba1’den ‘Ba2’ye düşürmesine tepki gösteren Zeybekci, şunları söyledi:

“Yine geçen hafta bir kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’yle ilgili not düşürmesi… Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın? Avrupa Birliği’nin toplam geri dönmeyen kredi hacmi 1.2 trilyon dolar. AB üyesi ülkelerden birinde geri dönmeyen kredilerin milli gelire oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bizimki yüzde 3 bile değil. Türkiye’nin notunu düşürüyor, onunkini artırıyor. Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır. Ne kadar itibarının olduğunu da gösterdi millet. Öyle bir karar açıkladın, ardından ekonomi ve finans piyasalarının sana verdiği tepki sıfır. Sana verdiği itibar sıfır. Bunları bileceğiz, mesafemizi koruyacağız. İlişkilerimiz menfaat ilişkisi olacak. Bunları asla dikkate almayacağız. 29 Mart’ta Türkiye’nin büyüme rakamları açıklanacak. Söylüyoruz: 2017 yılında 2016 yılına göre verdiğimiz yatırım teşvik belgeleri yüzde 81 rakamsal olarak arttı, 175 milyar lira. Bunlar 2018’de yatırıma dönüşecek. Belgesini vermediğimiz 100 milyar liralık yatırımcı bekliyor. 2018 yılında dolar bazında 100 milyarlık özel ve reel sektör yatırımı olacak. Yatırımların büyümeye katkısından dolayı 2018 yılında Türkiye’nin büyüme performansı 2017 gibi yüksek olacak diyoruz. 2018 yılıyla ilgili beklentilerimiz ve ihracatın artması, üretimin de büyümeye etkileri yüksek gelecek ve bunlar yine mahcup olacaklar.”

Continue Reading

Çok Okunanlar