Connect with us

Gündem

CHP’li Yarkadaş’tan Küçükkaya sorşturmasına tepki: AKP Genel Başkanı Erdoğan, yargıya ve medyaya baskı yapıyor

Published

on

Erdoğan’ın aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamında oturduğunu da hatırlatan Yarkadaş, “Kendinizi soruşturmayı açan savcının yerine koyun… Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra, sağlıklı bir soruşturma yürütebilmesi mümkün değildir” dedi.

Yarkadaş sözlerin şöyle sürdürdü:

“Savcılık makamının, Küçükkaya’nın haberinin ardından baskı altına alındığı çok açıktı… Erdoğan’ın sözleri bu baskıyı daha da artırdı. Savcılık, kendi belediye başkanını bile hapse attırmakla tehdit eden ve zorla istifa ettiren bir mekanizma karşısında sağlıklı bir soruşturmayı nasıl yürütecek? Savcı şu an, takipsizlik verdiği ya da iktidarın istediği maddelerden soruşturma açmadığı an, nelerle karşılaşacağının tedirginliğini yaşıyor. Çünkü kendisini ağır bir baskı altında hissediyor. Bunu yapmaya ve yargıyı baskı altına almaya kimsenin hakkı yoktur. Bir şikayet varsa, bu doğal mecrasında ve özgür bir ortamda değerlendirilmelidir.”

Erdoğan’ın sözlerinin yargıya açık bir baskı niteliği taşıdığını belirten Yarkadaş, “Zaten bu soruşturma baştan beri ilginç bir seyir izliyordu. Savcı ve RTÜK jet hızıyla harekete geçti. Hemen soruşturma açıldı. RTÜK FOX TV’ye 24 saat sonra ağır bir ceza verdi. Şimdi bu hızın sebebi daha iyi anlaşıldı” dedi.

FOX TV’nin sabah haberlerinin sunucusu İsmail Küçükkaya’ya yönelik baskıları protesto eden CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “AKP’nin hoşuna gitmeyen haberleri yapan kişi ve kurumlar, yargı ve bürokrasi aracılığıyla baskı altına alınıyor” ifadesini kullandı.

“AKP’yi rahatsız etme” mesajı”

Küçükkaya hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturmanın içeriğinin yandaş medyaya sızdırıldığını da belirten Yarkadaş, “Umarım okuduklarımız doğru değildir. Bir iddiadan dolayı 301 ve 125 gibi ilgisiz maddelerden soruşturma açmak ‘Sen konuşma, araştırma, hiçbir iddiayı dile getirme; AKP’yi de rahatsız etme’ demektir” ifadesini kullandı.

“Savcı soruşturmayı baskıyla açtı”

Savcının, Küçükkaya’yı jet hızıyla ifadeye çağırmış olmasının sebebinin, Erdoğan’ın uçaktaki sözlerinin ardından daha anlamlı hale geldiğinin altını çizen Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savcılık belli ki bu soruşturmayı telkinle ve iktidar baskısı yüzünden açmak zorunda kaldı… Çünkü; Küçükkaya’yı apar topar çağırıyor ama programın bant çözümlerinin ellerinde olmadığını söylüyorlar. Umarım bu durum, soruşturmanın seyrini değiştirmek ve torbayı yeni suç isnadları ile doldurmak için atılan yeni bir adım değildir.”
“Savcının elinde TV programının bant kaydı ve konuşmanın dökümü bile yok” diyen Yarkadaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu durum, savcının hazırlıksız olduğunun göstergesi. Zaten bu yüzden bant çözümünün gelmesinin bekleneceği söyleniyor. Bakın; bant çözümü gelse bile bu soruşturma, hiçbir koşulda TCK 301 ve 125’in kapsama alanında değildir. Bu soruşturmadan dolayı ceza verilemez… Bu soruşturmadan ceza değil gözdağı çıkar… Ama FOX’un gazeteciliğe aşık mensupları bunlara boyun eğmez…”

“Amaç FOX’u susturmak”

İsmail Küçükkaya’nın reytingleri alt üst etmesinin AKP’de rahatsızlık yarattığını ve FOX TV’yi susturmak için uzun süredir formül arandığını belirten Yarkadaş, “Şimdi mal bulmuş mağribi gibi davranıyor; kanalı susturmaya, meslektaşlarımızın ise gazetecilik cesaretini kırmaya çalışıyorlar” dedi.

“İddianın doğru olmadığı nereden biliniyor”

RTÜK’ün de bu bağlamda devreye sokulduğunu belirten Yarkadaş, “TV’lerde Atatürk’e, Kılıçdaroğlu’na ve partimize yönelik saldırıları, yalan ve hakaretleri görmezden gelen, şikayetlerimizi sümen altı eden RTÜK’ün AKP’li üyeleri, FOX TV’yi 48 saat içinde ağır bir şekilde cezalandırdılar” ifadesini kullandı.RTÜK’ün, Küçükkaya’nın haber bülteninde dile getirdiği bir iddiaya “haberin doğru olmadığı” gerekçesiyle ceza verdiğine dikkat çeken Yarkadaş, “Henüz soruşturma aşamasına bile gelmemiş bir iddianın doğru olmadığını nereden biliyor RTÜK’ün AKP’li üyeleri?” diye sordu.

“Talimatla ceza”

RTÜK’ün bu kadar kısa bir süre içinde bantları izleyip rapor yazmasının mümkün olmadığına dikkat çeken CHP’li vekil, “Bu ceza belli ki ve çok açık ki; talimatla verilmiştir. Bu ceza meşru da hukuki de değildir. Bir haberden yola çıkarak kanalın bir aylık reklam gelirinin yüzde üçüne el koymak, orantısız ve kabul edilemez bir cezadır” dedi.

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Gündem

“Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!”

Published

on

By

BirGün yazarı Bülent Mumay, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın açıklaması sonrası başlayan “dinde reform” tartışmalarını değerlendirdi. “Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı ‘İslamda güncelleme’ tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını ‘Cumhur İttifakı’ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr” diyen Mumay, Erdoğan’ın bir gün sonra yaptığı “Dinde reform yapmak haddimize mi” açıklamasıyla ilgili olarak da “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor” ifadesini kullandı.

Bülent Mumay‘ın “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!” başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla patlak veren “dinde güncelleme” meselesinin zamanlaması, AKP açısından hiç de iyi olmadı. Karamollaoğlu’nun “Cumhur ittifakı”na kapıyı kapatmasından sonra, AKP’nin niyeti Saadet Partisi tabanını kazanmaktı. Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı “İslamda güncelleme” tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını “Cumhur İttifakı”ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr. Dünkü Milli Gazete’nin manşeti de, bu öfkeyi yansıtıyordu. “İslam’ın güncellenmesi ne demek?” başlığıyla çıkan gazete, Erbakan’ın “Din, Allah yapısıdır” sözlerini de 1. sayfadan hatırlatma gereği duymuştu.

Gerçi çok da şey etmemek lazım. Erdoğan, “güncelleme” açıklamasını da güncelledi. Önce, sözcüsü İbrahim Kalın twitter’dan “izahat” yapma gereği duydu. Yetmeyince Cumhurbaşkanı bizzat devreye girdi. Bir gün önce, “İslam’ın güncellenmesi gerektiği”nden söz eden Erdoğan, tepkiler üzerine “Dinde reform olmaz, haddimize mi” deme gereği duydu. Saray’ın 24 saat içinde güncelleme açıklamasına getirdiği güncelleme, Windows işletim sisteminin sürekli gönderdiği güncelleme yamalarından bile daha hızlı geldi. “Şehirleri mahvettik” tadında çıkışlarla uzunca bir süredir kendi muhalefetini yapan Erdoğan’ın yeni bir hamlesi olabilir, kim bilir. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisi” diyen Cem Karaca da rahmet istedi şimdi…

Bu arada enteresan bir gelişme daha oldu… Aralarında Ankara ve Marmara’nın da bulunduğu ilahiyat fakülteleri, Erdoğan’ın sözlerine “açıklık” getirmek için bildiriler kaleme aldı. “Aslında şunu demek istedi” tadındaki açıklamaları yapanların, bir yerlerden motive edildikleri aşikar elbette… Tarikat yurtlarındaki çocuk istismarları konusunda gıkı çıkmayan, kendisine ilahiyatçı diyen sapıkların kadınları aşağılayan “fetva”ları karşısında ‘lâl’ olan ilahiyatçıların, Saray’ın tekzip bürosu olarak hizmet vermeye başladı aniden. Ne diyelim, yeni “akademik görev”leri hayırlı olsun…

Continue Reading

Editörden

Bakan Zeybekci’den Moody’s ve AB’ye: Ne halt edersen et umurumuzda değil

Published

on

By

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli’de düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısında, Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası derecelendirme kuruluşu olan Moody’s‘e yüklendi. “Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın?” diyen Bakan Zeybekci, “Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır” dedi.

Karahayıt Mahallesi’nde bir otelde düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Denizli Valisi Hasan Karahan, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Osman Zolan, Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve Türk Eximbank çalışanları katıldı.

‘AVRUPA BİRLİĞİ’NE TAM ÜYELİK UMURUMUZDA DEĞİL’

Toplantının açılışında konuşan Bakan Zeybekci, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesinin Türkiye olduğunu söyledi. Bakan Zeybekci, “Her türlü sağına soluna kulp takabilirler ama kendi ağızlarıyla bazen itiraf etmek zorunda kalıyorlar. Aralık ayında IMF’nin raporunda satın alma gücü paritesine göre 26 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli geliriyle dünyanın 13’üncü büyük ekonomisinin Eximbank’asıyız. Avrupa’nın 5’inci büyük ülkesinin Eximbank’asıyız. Hedef olarak mutlaka dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi, Avrupa’nın da ilk 3 büyük ekonomisinden biri olacağız. Hedef olarak, ‘Avrupa Avrupa’ dediğimiz zaman da birileri şöyle sanıyor: ‘Bunların işi gücü yok, bunlar illaki Avrupa Birliği’ne ölüp tutuşuyorlar, Avrupa Birliğine illaki girmek istiyorlar.’ Yok böyle bir derdimiz bizim. Bizim derdimiz başka. Atatürk muasır medeniyet dediğinde Avrupa Birliği yoktu daha, hayali bile yoktu. Birbirlerini boğazlamakla meşguldüler. Biz evrensel standartlardaki ülkemizi refah seviyesine, insan hakları, özgürlükler, çevre hassasiyetleri, sağlık, teknoloji, bilim standartlarına çıkarmak için kendimize hedef olarak gördük. Biz o hedefe ulaştığımızda, bizim için bunun enstrümanlarından biri de Avrupa Birliğine tam üyelik süreci, yani bu kaldıracı kullanmak gibi de menfaatimize olabilir, bunu kendimize stratejik hedef olarak görüyoruz. Biz o hedefe ulaştığımızda Avrupa Birliği’ne tam üye olup olmamak bizim işimiz değil, açıkça söylüyorum umurumuzda da değil. O, o günün Türkiye’sinin vereceği bir karardır, tam üye olup olmamakla ilgili. Buna ne onlar karar verebilir, ne de biz karar verebiliriz. Ama hedefimiz, o hedefe ulaşmak. Onun içindir zaten bütün yolculuğumuz” diye konuştu.

‘BUNLARINKİ TEFECİ MANTIĞI’

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba1’den ‘Ba2’ye düşürmesine tepki gösteren Zeybekci, şunları söyledi:

“Yine geçen hafta bir kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’yle ilgili not düşürmesi… Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın? Avrupa Birliği’nin toplam geri dönmeyen kredi hacmi 1.2 trilyon dolar. AB üyesi ülkelerden birinde geri dönmeyen kredilerin milli gelire oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bizimki yüzde 3 bile değil. Türkiye’nin notunu düşürüyor, onunkini artırıyor. Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır. Ne kadar itibarının olduğunu da gösterdi millet. Öyle bir karar açıkladın, ardından ekonomi ve finans piyasalarının sana verdiği tepki sıfır. Sana verdiği itibar sıfır. Bunları bileceğiz, mesafemizi koruyacağız. İlişkilerimiz menfaat ilişkisi olacak. Bunları asla dikkate almayacağız. 29 Mart’ta Türkiye’nin büyüme rakamları açıklanacak. Söylüyoruz: 2017 yılında 2016 yılına göre verdiğimiz yatırım teşvik belgeleri yüzde 81 rakamsal olarak arttı, 175 milyar lira. Bunlar 2018’de yatırıma dönüşecek. Belgesini vermediğimiz 100 milyar liralık yatırımcı bekliyor. 2018 yılında dolar bazında 100 milyarlık özel ve reel sektör yatırımı olacak. Yatırımların büyümeye katkısından dolayı 2018 yılında Türkiye’nin büyüme performansı 2017 gibi yüksek olacak diyoruz. 2018 yılıyla ilgili beklentilerimiz ve ihracatın artması, üretimin de büyümeye etkileri yüksek gelecek ve bunlar yine mahcup olacaklar.”

Continue Reading

Çok Okunanlar