Connect with us

Medya

Cumhuriyet gazetesi davasında tahliye yok

Published

on

Cumhuriyet gazetesi davasında ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti dördüncü duruşmada tutuklu sanıklar Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Emre İper ile Ahmet Kemal Aydoğdu’nun tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Heyet ayrıca ilerleyen duruşmalarda Mehmet Faraç, Leyla Tavşanoğlu ve Doğan Satmış’ın tanık olarak dinlenmesine hükmetti.

Karar mahkeme salonunda alkışlar ve “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla protesto edildi.

Bir mahkeme üyesi ise Murat Sabuncu, Akın Atalay ve Ahmet Şık’ın tahliyesini talep etti.

Gazetenin eski yazarlarından Doğan Satmış’ın, eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve MİT TIR’ları haberine ilişkin verdiği söyleşi, ek delil olarak dava dosyasına girdi.

Bir sonraki duruşmalar 25 ve 26 Aralık’ta yapılacak.
Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamını istemişti.

Davanın bugünkü duruşmasında yaşananlar ise özetle şöyle:

Sabah saatlerinde Emre İper’in telefonunda ByLock olduğuna ilişkin iddialar gündeme geldi.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre Avukat Tora Pekin, “Dosyada Emre İper’in telefonunda ByLock olduğuna ilişkin tek bir teknik açıklama yok, sadece MİT’in listesinden alınmış bir girdi var. O listelerde nasıl haksızlıklar yapıldığına dair burayı gazete haberlerine boğmak mümkün. Bilirkişi ‘ByLock vardır’ diye rapor veremedi. Emre İper’in telefonunda ByLock olduğuna dair bir rapor dosyanıza asla gelmeyecek” dedi.
Ardından Adli Bilişim Uzmanı Tuncay Beşikçi dinlendi.

Bilirkişi Tuncay Beşikçi, “Sanığa ait incelenen telefon 9 Kasım 2013’te kullanılmış. Telefon ilk kullanıldığından beri hiç formatlanmamış. İnceleme açısından çok uygun çünkü geriye dönük silinmiş dosyaları kurtarabiliyoruz” diye konuştu.

Beşikçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Android olması da avantaj, Apple ve Blackberrylerde şifreleri kıramayabiliyoruz. İçerik araması yaptım, FETÖ ile ilgili anahtar kelimeler oluşturdum ve sonucunda FETÖ bağlantısı göremedim. Telefonda en çok Whatsapp kullanılmış. Yedekleriyle saklanmış. Bilinen tüm yöntemlerle ByLock aradım. hiçbir ByLock emaresine rastlamadım.”

Osman Kavala’nın soruşturması kapsamında cep telefonu inceleme tutanağı dosyaya girdi

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, Osman Kavala’nın soruşturması kapsamında cep telefonu inceleme tutanağının dosyaya girdiğini açıkladı. Dağ, Kavala ile Aydın Engin arasındaki bir yazışmayı okudu.
Murat Sabuncu yazışma sonrası, “Ara karar aynı, savcı mütalaası aynı, son anda size ulaştırılan belgeler aynı bir yılı doldurduk, her şey aynı! Özgürlüğümüzü kaybedişimizin üstünden bir yıl geçti. Sayın savcı aynı deja vu’yu yaşattı bize” dedi.

Sabuncu ayrıca “Cumhuriyet kimseden emir almaz. Cumhuriyetçilere emir verecek kimse daha anasından doğmadı. Biz gazeteciliği savcılardan mı öğreneceğiz? Yaşı kadar gazetecilik yaptığım bilirkişi mi öğretecek bize gazeteciliği?” ifadelerini kullandı.

İddianamede ne deniyor?
İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçlamaları yöneltiliyor.
Ayrıca gazetenin yayın politikasının son 3 yıllık dönemde, özellikle de 15 Temmuz darbe girişimine giden süreç ve sonrasında değiştiği belirtiliyor.

İddianamede, gazetenin “yıkıcı ve bölücü haberlere imza atma”, “terör örgütleri liderlerinin ve yöneticilerinin şiddet çağrısı yapan açıklamalarına yer verme” ve “terör örgütü liderlerini sevimli ve meşru gösterme” gibi suçlamalara da yer veriliyor.

Son bir yılda neler yaşandı?
“PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 31 Ekim 2016’da gözaltına alınan Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Turhan Günay, Bülent Utku, Önder Çelik ve Hakan Kara, 4 Kasım 2016’da tutuklandı.
Hakkında yakalama kararı çıkarılan Akın Atalay da, Almanya dönüşü sonrası çıkarıldığı mahkemece 12 Kasım 2016’da cezaevine gönderildi.

Ahmet Şık, 31 Aralık 2016’da sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarda “FETÖ propagandası yaptığı” iddiasıyla tutuklandı.

Karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Utku ve Önder Çelik, vakfın Danışma Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Kemal Güngör, Okur Temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara ve Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay 29 Temmuz’da sona eren ilk duruşmada, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel ise davanın 24 Eylül’de görülen üçüncü duruşmasında tahliye edildi.
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ile Genel Yayın Yönetmeni Aydın Engin ve yazarlardan Hikmet Çetinkaya da tutuksuz yargılananlar arasında.

Almanya’da bulunan Can Dündar ve ABD’de yaşayan İlhan Tanır hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.
“Jeansbiri” adlı twitter hesabının sahibi olduğu iddia edilen ve darbe girişimi soruşturmaları kapsamında tutuklanan Ahmet Kemal Aydoğdu’nun davası Cumhuriyet gazetesi davasıyla birleştirilmişti.

Gündem

“Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!”

Published

on

By

BirGün yazarı Bülent Mumay, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın açıklaması sonrası başlayan “dinde reform” tartışmalarını değerlendirdi. “Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı ‘İslamda güncelleme’ tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını ‘Cumhur İttifakı’ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr” diyen Mumay, Erdoğan’ın bir gün sonra yaptığı “Dinde reform yapmak haddimize mi” açıklamasıyla ilgili olarak da “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor” ifadesini kullandı.

Bülent Mumay‘ın “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!” başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla patlak veren “dinde güncelleme” meselesinin zamanlaması, AKP açısından hiç de iyi olmadı. Karamollaoğlu’nun “Cumhur ittifakı”na kapıyı kapatmasından sonra, AKP’nin niyeti Saadet Partisi tabanını kazanmaktı. Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı “İslamda güncelleme” tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını “Cumhur İttifakı”ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr. Dünkü Milli Gazete’nin manşeti de, bu öfkeyi yansıtıyordu. “İslam’ın güncellenmesi ne demek?” başlığıyla çıkan gazete, Erbakan’ın “Din, Allah yapısıdır” sözlerini de 1. sayfadan hatırlatma gereği duymuştu.

Gerçi çok da şey etmemek lazım. Erdoğan, “güncelleme” açıklamasını da güncelledi. Önce, sözcüsü İbrahim Kalın twitter’dan “izahat” yapma gereği duydu. Yetmeyince Cumhurbaşkanı bizzat devreye girdi. Bir gün önce, “İslam’ın güncellenmesi gerektiği”nden söz eden Erdoğan, tepkiler üzerine “Dinde reform olmaz, haddimize mi” deme gereği duydu. Saray’ın 24 saat içinde güncelleme açıklamasına getirdiği güncelleme, Windows işletim sisteminin sürekli gönderdiği güncelleme yamalarından bile daha hızlı geldi. “Şehirleri mahvettik” tadında çıkışlarla uzunca bir süredir kendi muhalefetini yapan Erdoğan’ın yeni bir hamlesi olabilir, kim bilir. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisi” diyen Cem Karaca da rahmet istedi şimdi…

Bu arada enteresan bir gelişme daha oldu… Aralarında Ankara ve Marmara’nın da bulunduğu ilahiyat fakülteleri, Erdoğan’ın sözlerine “açıklık” getirmek için bildiriler kaleme aldı. “Aslında şunu demek istedi” tadındaki açıklamaları yapanların, bir yerlerden motive edildikleri aşikar elbette… Tarikat yurtlarındaki çocuk istismarları konusunda gıkı çıkmayan, kendisine ilahiyatçı diyen sapıkların kadınları aşağılayan “fetva”ları karşısında ‘lâl’ olan ilahiyatçıların, Saray’ın tekzip bürosu olarak hizmet vermeye başladı aniden. Ne diyelim, yeni “akademik görev”leri hayırlı olsun…

Continue Reading

Dünya

Yalan haber, doğru bilgiden altı kat hızlı yayılıyor

Published

on

By

Yalan haberin Twitter’da doğru bilgiden en az altı kat hızlı yayıldığı ortaya çıktı. ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yapılan araştırma, yalan haberlerin ‘çok daha uzağa, çok daha hızlı bir biçimde’ yayıldığını ortaya koydu.

Araştırmada, Twitter’dan yayılan binlerce haber ve 2006-2017 arasında atılan trilyonlarca tweet incelendi; teyit etme konusunda uzman altı kurumdan yardım alındı. İki yılda tamamlanan araştırmanın öne çıkan bulguları şöyle:

  • Yalan haber içeren tweetler, gerçek haber içerenlere kıyasla çok daha fazla paylaşılıyor;
  • Doğru bir bilgi içeren bir tweet’in 1500 kişiye ulaşma hızı, yalan haber/iddia içeren bir tweet’inkinden altı kat daha yavaş;
  • Doğru haber içeren bir tweet nadiren 1000 kişi tarafından zincirleme bir şekilde paylaşılıyor. Buna karşın, yalan haber içerenlerin en az yüzde 1’i zincirleme olarak yeniden paylaşılıyor;
  • Yalan haberlerin ‘viral’ olma ihtimali çok daha yüksek. Bu haberler hem aynı zincir içinde, hem de yeni zincirlerde tekrar tekrar paylaşılıyor;
  • Doğru bir haberin Twitter’ın derinliklerine ulaşma hızı, yalan haberden 20 kat daha düşük;
  • Siyasetle ilgili yalan haberler, diğer konularla ilgili yalan haberlerden de hem daha hızlı, hem de daha derin katmanlara yayılıyor;
  • Yalan haberleri yayan hesaplar, doğru haberleri paylaşanlara kıyasla Twitter’a kısmen yeni girmiş, daha az takipçisi bulunan ve daha az aktif olan kişilere ait.

Araştırma, MIT’de öğretim üyesi olan Soroush Vosoughi, Deb Roy ve Sinan Aral tarafından yapıldı. Aral CNN International’a demecinde, “Sonuçlar beni çok şaşırttı. Yalan haberin daha hızlı yayılması değil, aradaki farkın boyutu şaşırtıcıydı” dedi.

Continue Reading

Editörden

Cumhuriyet davası: Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’a yaklaşık 500 gün sonra tahliye, Akın Atalay yine tutuklu!

Published

on

By

“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek” iddiasıyla üçü tutuklu yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki davanın altıncı duruşması bugün (9 Mart 2018) Silivri’de görüldü. Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık için tahliye kararı verirken 495 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Cumhuriyet davasının bir sonraki duruşması 16 Mart’ta Silivri’de görülecek.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak eski Cumhuriyet yazarı Mehmet Faraç “tanık” sıfatıyla dinlendi. Önceki duruşmalarda iş akdinin, bir kadın çalışanı saçlarından tutarak yerde sürüklediği gerekçesiyle feshedildiği belirtilen Faraç, sanık avukatlarından Tora Pekin’in “2009 senesinde gazete binasının tamamen dışında başka büroda çalışmanız istendi. Oraya geçtiniz. Nedenini anlatır mısınız?” sorusu üzerine “Böyle tuzak sorular yakışmıyor” dedi.

İfadesi boyunca, gazetenin yayın politikasını değiştirdiğini iddia ettiği Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı Orhan Erinç’e yönelik tepkisini dile getiren Faraç, daha sonra eski Cumhuriyet muhabirlerinden Leyla Tavşanoğlu’nun Erinç’in “talimatı” ile Pensilvanya’ya gönderildiğini ileri sürdü.

Leyla Tavşanoğlu ise darbe girişiminin planlayıcısı olduğu belirtilen Fethullah Gülen’i, vakıf yönetiminin isteğiyle Pensilvanya’da ziyaret ettiği yolundaki iddiayı yalanladı. “2014’te Gazeteci ve Yazarlar Vakfı beni ve başka gazeteci ve akademisyenleri davet etti. Vakıf ve gazete yönetiminde olan İbrahim Yıldız’dan izin aldım. Gülen de oradaydı. Sonra yazmaya değer haber görmedim ondan yazmadım” diyen Tavşanoğlu, Tora Pekin’in “Bir gazetecinin Pensilvanya’ya gitmesini kesinlikle suç olduğunu düşünmüyorum. Ama bu konuyla ilgili Orhan Erinç size bir şey dedi mi?” sorusunu yanıtsız bıraktı. Bunun üzerine Pekin, “Kendisi bana ‘Gitmesen iyi olur’ dediğini aktarmıştı. Gelince kendisi de burada sorar” ifadesini kullandı.

Daha sonra kürsüye, Cumhuriyet Gazetesi Okurları Platformu (CUMOK) Koordinatörü Namık Kemal Boya çağırıldı. Boya, üye hâkimin, “Aydın Engin’i, İlhan Selçuk’un uzaklaştırdığı söyleniyor” ifadesine “Ben birkaç kişiden ‘Kapıdan içeri girmeyecek’ dediğini duydum” karşılığını verdi. Boya’nın iddiası üzerine Cumhuriyet yazarı Aydın Engin söz aldı ve şunları söyledi:

“2002’de İlhan Selçuk herkesi toplayarak ‘Artık milliyetçi çizgi izleyeceğiz’ dedi. Ben de ‘Milliyetçi değilim’ dedim ve istifa ettim. İlhan Abi beni kovmak şöyle dursun, ‘Beni çiğnemeden çıkamazsın’ dedi. Üstelik bu istifanın ardından yine İlhan Abi gazetenin başındayken, 2006 ya da 2007’de yeniden gazeteye gelmemi istedi. Ben reddettim. Yemin etmiş bir tanığın gönlünden geçenleri objektif gibi anlatması kabul edilebilir değil.”

Engin’in ardından Cumhuriyet Kitap’ın yayın yönetmeni Turhan Günay söz aldı, tirajların CUMOK sayesinde değil, haftanın iki günü gazete ile birlikte ücretsiz kitap verilmesi sonucu arttığını söyledi. Avukat Tora Pekin de Faraç ve Boya’nın “tirajlar düştü” iddiasının mahkemeye sundukları Basın İlan Kurumu verilerinde resmi olarak yalanlandığını kaydetti.

“İddialar akıl alacak gibi değil”
Duruşmada, savunma makamının tanıkları olarak eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko dinlendi.

Altan Öymen, Bahri Belen’in “Cemaate yakın bir haber içerik olduğuna dair bir izleniminiz oldu mu? Bunu utanarak soruyorum ama” sorusunu “Öyle bir şey yok” diye yanıtladı.

Bir dönem Cumhuriyet’in birinci sayfasının yazarlığını yaptığını hatırlatan Öymen, “Yöneltilen iddialar akıl alacak gibi değil. Cumhuriyet öncelikle Atatürk’e bağlıdır. 1924’ten beri zaman içinde çok şey olmuştur ama bu değişmemiştir. Atatürkçülüğün yanlış kullanımına da karşıdır. ‘Bu Atatürkçülükse ben Atatürkçü değilim’ sözü Nadir Nadi’ye aittir” diye konuştu.

Kani Beko da, bir okuyucu olarak gazetenin yayın politikasında herhangi bir değişiklik, “sapma” sezmediğini belirterek “FETÖ’yü öven bir gazete DİSK’in kapısından bile giremez” ifadesini kullandı. Beko, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz Cumhuriyet ile ilgili böyle bir şey duymadık bilmiyoruz. Cumhuriyet bu ilkeleri savunduğu müddetçe biz de Cumhuriyet’i savunmaya devam edeceğiz.”

Duruşmayı kimler izliyor?
Silivri’deki duruşmayı yargılananların yakınlarının yanı sıra izlemeye gelenlerin bazıları şöyle:

AB Türkiye Delegasyonu temsilcileri, Oya Baydar, Ömer Laçiner, Mine Söğüt, Sezgin Tanrıkulu, Alp Selek, Ercan Karakaş, Candan Yıldız, Erol Önderoğlu, Seray Şahiner, İnan Kızılkaya, Burcu Karakaş, Elif Ilgaz, Melike Demirağ, Ertuğrul Mavioğlu, Çiğdem Toker, Aram Ekin Duran, Ceyda Karan, Canan Coşkun, Dilek Şen, Meriç Velidedeoğlu, Leyla Tavşanoğlu, Ayşegül Sönmez, Arif Kızılyalın, Tayfun Atay, Fatih Polat, Kani Beko, Garo Paylan, Erdem Gül, Aslı Aydıntaşbaş, Ayşe Sayın, Yasemin Öymen, Utku Çakırözer, Gençay Gürsoy, Bülent Özdoğan, Özlem Yüzak, Sadife Karataş Kural, Semra Kardeşoğlu, Ceren Sözeri, Şükran Soner, Altan Öymen, Doğan Akın, Aslı Kazan, Beliz Özkan, Aylin Kotil, Bülent Mumay, Ayşenur Aslan, Selin Girit, Hilmi Hacaloğlu, Bülent Yener.

Continue Reading

Çok Okunanlar