Connect with us

Magazin

Emrah Serbes: İnsanlar beni unutsunlar, beni rahat bıraksınlar ve cezamı çekeyim

Published

on

Menemen Cezaevi’nde yatan Emrah Serbes, Posta’dan Alev Gürsoy’a yazdığı mektupla kaza sonrası ilk kez duygularını dile getirdi. İşte o mektup:

“Alev Hanım, Mektubunuza cevap yazmayı düşündüm ama elim uzun süre kaleme gitmedi. Erdal Beşikçioğlu ile yaptığınız röportajı okuduktan sonra kendimi iyi hissettim ve kısa da olsa bir cevap yazmam gerektiğini düşündüm.

Ben kendimi bildim bileli okuyup, yazıyorum. Behzat Ç.’yi de her yerde yazabilirim. Tek elle şınav çekerken de yazarım, kontrol kalemiyle de yazarım. Çünkü elimden gelen tek iş yazmak. Bunu bütün halkım bilsin, ben burada suçumun cezasını çekiyorum. Benim yüzümden 300 kişilik ekibin de ceza çekmesine gerek yok.

Evet, düşündüm, taşındım. Kullandığım ilaçları bıraktım, ailemle vedalaştım ve kazanın 6’ıncı gününde teslim oldum. Tanrı bile dünyayı altı günde yaratmışken benim altıncı günde teslim olmama neden şaşırdıklarını anlamıyorum.

Savcılığa teslim olduğumda Savcı Bey bana teşekkür etti, hakkımda bir soruşturma yürüttüğünü de o gün öğrendim. Hakkımda ne bir tebligat vardı, ne de yurt dışına çıkış yasağı. Beş yıllık Schengen vizem vardı, isteseydim yurt dışına çıkabilirdim ve hiçbir ülke de beni Türkiye’ye iade etmezdi.

Ama ben bu memleketin yazarıyım ve memleketimi seviyorum. İsviçre’de, Fransa’da ya da Almanya’da ölmek istemiyorum.

Ben bir kahraman değilim ama bahsettikleri gibi bir canavar da değilim. Ben sadece insanım. Benim yüzümden üç kişi hayatını kaybetti. Vicdan azabı ve utanç içindeyim. Suçluyum, pişmanım ve üzgünüm.

Cezamı çekmek istiyorum. Cezaevinde olmak bana iyi geliyor. Demir kapılar sertçe kapandığında, infaz memurları adımı bağırdığında, ayakkabılarımı çıkararak üst aramamı yaptıklarında, bütün bunları cezamın bir parçası olarak görüyorum. İnsanlardan tek ricam var, beni unutsunlar beni rahat bıraksınlar ve cezamı çekeyim.”

Saygılarımla
Emrah Serbes

Magazin

BBC Türkçe’den, “Selda Bağcan” açıklaması: Kendini övmesi hakkıdır

Published

on

By

Dünyanın önde gelen yayın kuruluşunun açıklaması şöyle;

Bağcan ‘mülakatta söylediklerinin hepsinin doğru olduğunu, ama muhabirin kendisini gaza getirdiğini’ savunuyor ve ‘BBC röportajında karşımda soru soran kişi gözükmediği için sürekli kendimi övüyormuşum gibi oldu. Resmen komplo gibi’ ifadesini kullanıyor.

Selda Bağcan çok önemli bir sanatçıdır. Türkiye’de yetişen en kıymetli değerlerden biridir. İngiltere’ye gelişinde BBC Türkçe’ye mülakat vermeyi kabul etmesinden dolayı çok heyecanlandık. Mülakatı keyifle yaptık ve kendisini misafir etmekten mutlu olduk.

Fakat, daha sonradan bu mülakata Bağcan tarafından yöneltilen eleştirileri BBC olarak ciddiye almak zorundayız. Hem kurum olarak işimizi doğru yapıp yapmadığımızı anlamak, hem de bu mülakatı yapan BBC Türkçe çalışanı Aylin Yazan’ın mesleki onurunu da rencide eden bu eleştirilerin haklı olup olmadığını değerlendirmek açısından.

Bu nedenle mülakatın 23 dakikalık ham halini üç ayrı editör izledi ve ‘gaza getirmek’, ‘komplo kurmak’, ‘hırpalamak’ gibi ifadeleri haklı gösterecek en ufak bir şeye rastlamadı. Üstelik, Selda Bağcan gibi bir sanatçının kendini övmesi hakkıdır.

Öncelikle BBC Türkçe’nin Selda Bağcan’ı ya da herhangi bir konuğunu ‘gaza getirmesi’, ‘kışkırtması’ veya konuklarına ‘komplo kurması’ söz konusu olamaz.

BBC, dünyanın önde gelen çoğu yayın kuruluşunun da yaptığı gibi internet ve sosyal medya platformlarında kullanıcıların daha kolay izlemelerine olanak sağlamak için, mülakatların da aralarında olduğu videoları dijital formatta yayınlıyor.

Bu formatta da, videolarda sorular ekrana yazılı olarak yansıtılıyor, yanıtlar da sözlü ve alt yazılı yayınlanıyor. Nitekim, Selda Bağcan ile yapılan mülakatın yayınlanan 9 dakika 30 saniyelik bölümünde soruların yer almadığı doğru değildir. Sorular yazılı olarak ekrana yansıtılmıştır.

Sayın Bağcan’la mülakatın başında kendisine formatın bu şekilde olacağı da söylenmişti.

Continue Reading

Kültür & Sanat

Yavuz Bingöl gelen tepkiler üzerine MESAM kayyımlığını kabul etmedi

Published

on

By

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca MESAM Yönetim Kurulu’na atanan Yavuz Bingöl’ün görevi kabul etmediği belirtildi.

Kültür Bakanlığı, yaptığı inceleme neticesinde Türkiye Musiki Eser Sahipleri Meslek Birliği’nde mevcut yönetim kurulunun yerine Yavuz Bingöl, Recep Ergül, Polat Yağcı, İpek Açar, Turhan Taşan, Fuat Güner ve Coşkun Sabah’ı üye olarak atamıştı. Bakanlık tarafından yönetim kuruluna atanan Yavuz Bingöl, görevi kabul etmediğini yazılı bir açıklama ile duyurdu.

Bingöl, “Benim de bağlı olduğum meslek birliği MESAM bünyesinde bir süredir eser sahipleri olarak eleştirdiğimiz ve düzelmesini istediğimiz bir çok konunun telafisi cihetine gidilmemesi, dikkate alınmaması ve düzeltilmemesi neticesinde bir çok eser sahibi tarafından Kültür Bakanlığı bilgilendirilmiş ve nihayetinde Bakanlık olağan genel kurula kadar ‘geçici bir yönetim kurulu’ düzenlemesi yapmıştır” diye başladığı mesajında, şunları yazdı: “Bir çok sanatçının içinde yer aldığı bu ‘geçici’ organla ilgili basında ağırlıkla adımın geçtiği ve ‘kayyum’ olarak tanımlandığımı gördüm. Kendi emeğimin ve haklarımın da temsil edildiği bir meslek birliğinin ahlaklı ve profesyonel bir çalışma tarzını benimsemesi konusundaki mücadeleme diğer meslektaşlarımla birlikte elbette ben de devam edeceğim. Hakkımda kamuoyunda oluşturulan haksız ve mesnetsiz algı konusunda üzgün olduğumu belirterek, MESAM bünyesinde hiçbir görevimin olmadığını kamuoyunun bilgilerine sunarım” dedi.

Continue Reading

Gündem

Deniz Akkaya: Yeter artık rezil oluyoruz, biri bu adamı susturmalı!

Published

on

By

“Altı yaşındaki kızlar evlenebilir”, “Kız çocukları 7-8 yaşından itibaren tesettür şekli almalı”, “Kız çocukları cehennem kadar risktir”, “Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor” açıklamalarıyla gündeme gelen ilahiyatçı Nurettin Yıldız‘a bir tepki de Deniz Akkaya’dan geldi. Akkaya, kişisel Instagram hesabında Yıldız’ın bir videosunu paylaşarak, “Yeter artık, bu adamı biri susturmalı” diye yazdı.

Akkaya, şu ifadeleri kullandı:

“Paylaştım bu insan düşmanını defalarca kez ama yeter! Artık bu adama biri dur desin! Bu adamın pervasız söylemleri bu ülkeyi korkunç bir imaja ve kara deliğe sürüklüyor! Yabancı sitelerde altyazı ile yayınlanıyor, bu adamın ketçap şehvet uyandırır, yorgana hallenmeyin abuklukları! Rezil rüsva oluyoruz ayrı, ama ben bir Türk kadını olarak diyorum ki, bu bir suçtur! Kadına şiddete davetttir! Yeter artık bu adamı biri susturmalı”

Continue Reading

Çok Okunanlar