Connect with us

Öne Çıkanlar

Erdoğan: Trump ile yapacağımız görüşmeye özel önem atfediyorum

Published

on

Erdoğan, Birleşmiş Milletler 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’nin New York şehrine hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şu şekilde;

Bu yılki genel görüşmelerin ana temasını insana odaklanma, herkes için barış ve mücadele oluşturmaktadır. Genel kurula iştirak eden katılımcılar görüşlerini ortaya koyacaklardır. Ayrıca, küresel barış, güvenlik ve refahın tesisi noktasında bizim de elzem gördüğümüz bazı başlıklarda toplantılar yapılacak. Rohingya Müslümanları Temas Grubu Toplantısı bunlardan birisidir. İnşallah program kapsamında ayrıca, 19 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim.

Suriye meselesi, Irak, terörle mücadele gibi konulara dair kanaatlerimizi de tüm dünya ile paylaşacağız. BM Güvenlik Konseyi’nin reform ihtiyacının reform ihtiyacını bir kez daha gündeme taşıyacağız. Dünya 5’ten büyüktür. Bunu bir kez daha dile getireceğiz.

Mazlumun sesi olma iddiamız, değişimin şart olduğu yönündeki ifadelerimiz hep baki kaldı. Hak bildiğimizi söylemekten asla çekinmedik, çekinmeyiz.

‘Trump ile görüşmeye özel önem atfediyorum’

ABD Başkanı Trump da dahil bazı devlet ve hükümet başkanları ile görüşmeler gerçekleştireceğiz. Trump ile yapacağımız görüşmeye özel önem atfediyorum. Bölgesel anlamda kritik gelişmelerin yaşandığı bir zamana tekabül ediyor. Faydalı ve verimli olacağına inanıyorum.

Gazete Yolculuk
Gazete Yolculuk

POLİTİKAErdoğan: Trump ile görüşmeye özel önem atfediyorum
Erdoğan, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklama yaptı
17.09.2017 11:24

Erdoğan, Birleşmiş Milletler 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’nin New York şehrine hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın açıklamasından satır başları;

Bu yılki genel görüşmelerin ana temasını insana odaklanma, herkes için barış ve mücadele oluşturmaktadır. Genel kurula iştirak eden katılımcılar görüşlerini ortaya koyacaklardır. Ayrıca, küresel barış, güvenlik ve refahın tesisi noktasında bizim de elzem gördüğümüz bazı başlıklarda toplantılar yapılacak. Rohingya Müslümanları Temas Grubu Toplantısı bunlardan birisidir. İnşallah program kapsamında ayrıca, 19 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim.

Suriye meselesi, Irak, terörle mücadele gibi konulara dair kanaatlerimizi de tüm dünya ile paylaşacağız. BM Güvenlik Konseyi’nin reform ihtiyacının reform ihtiyacını bir kez daha gündeme taşıyacağız. Dünya 5’ten büyüktür. Bunu bir kez daha dile getireceğiz.

Mazlumun sesi olma iddiamız, değişimin şart olduğu yönündeki ifadelerimiz hep baki kaldı. Hak bildiğimizi söylemekten asla çekinmedik, çekinmeyiz.

‘Trump ile görüşmeye özel önem atfediyorum’

ABD Başkanı Trump da dahil bazı devlet ve hükümet başkanları ile görüşmeler gerçekleştireceğiz. Trump ile yapacağımız görüşmeye özel önem atfediyorum. Bölgesel anlamda kritik gelişmelerin yaşandığı bir zamana tekabül ediyor. Faydalı ve verimli olacağına inanıyorum.

Ülkemiz adına gurur verici bir temel atma törenini de ihya edeceğiz. New York’un en merkezi yerlerinden birinde yeni bir Türk evi inşa ediyoruz. Yeni binamız ülkemize yaraşır bir yer olacak. Bu binamızı yaklaşık 36 ay içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. 32 kat yüksekliğindeki bu binamız, gerek BM binasının karşısında olmasıyla gerekse hareketli bir alanda olması sebebiyle ülkemizin şanına yakışır bir hizmet alanını oluşturacaktır.

TEOG’un kaldırılması

Başbakan’la bu konuyu etraflıca görüştük ve uygulamaya girmesi konusunda herhangi bir mani yok. Bizim bir defa bu konuyu gündemimizden çıkarırken çocuklarımızın daha çok okul derslerine yönlemlerinin önünü açmamız çok daha isabetli olacaktır. Okullardaki atılacak adımlardır, gidecekleri liselere yönelik, gidecekleri liselerde yapılacak adımlara yönelik atılacak adımlardır.

Irak Başbakanı’nın askeri müdahale açıklaması

Bizim bu ay MGK toplantımız 27’sindeydi. Bunu 22’sine çekişimizin sebebi de, baktık ki, bu Kuzey Irak yerel yönetimi hala aynı anlayışta devam ediyor. Burada bizleri rahatsız eden bir süreç var. Bir şey söylüyoruz. Bizim 350 kilometre orada sınırımız var, soydaşlarımız, dindaşlarımız var. Onların Kürt, Türkmen, Arap olması bizi birbirimizden ayırmıyor ama bu anlayışı Irak’ın bölünmesine yönelik adıma siz tevci ederseniz biz size buyurun devam edin diyemeyiz. Şu anda Amerika’da da İbadi ile görüşmemiz olacak, aynı istikamete bakıyoruz, o Irak’ın bölünmez bütünlüğüdür. Kızey Irak yerel yönetimi Irak’ın bölünmesine yönelik adımlar atıyor. Ben MİT Müsteşarımı gönderdim, yanlış yola bir devam var. Şu ana kadar biz, sizinle oturup bu işi konuştuk da sen hala direniyorsan, kusura bakma. Trump’la yapacağımız görüşmede de benim gündem maddelerimden bir tanesidir.

Continue Reading

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Öne Çıkanlar

“Canan Karatay’ı görünce üzülüyorum, depresyonu turşuyla çözmek gibi önerileri tartışmak istemiyorum”

Published

on

By

2015’te Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından verilen diyabet alanında ‘Yılın Bilim Adamı’ ödülünü alan Yılmaz, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de pancar üretiminin sınırlandırılmasına da karşıyım. Üretim ağırlığının nişasta bazlı şekerlere kaydırılmasını doğru bulmuyorum” ifadesini kullandı.

Temel Yılmaz’ın Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularına verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle:

– Canan Karatay, son günlerde depresyon ilaçlarıyla ilgili açıklamasıyla gündemde. İstanbul Tabip Odası’nın Karatay’a para cezası kesmesine ne diyorsunuz?

Canan Hoca’nın açıklamalarını artık biraz üzüntüyle izliyorum. Depresyonu sadece bağırsaklara ve faydalı-zararlı bakterilere bağlamak, sorunu turşu yiyerek çözmek gibi önerleri de tartışmak istemiyorum! Sorun bu tür talkshow türü yorumlardan çok daha ciddi. Sadece bizim toplum değil, dünyadaki tüm toplumların sorunu. Hekimler arasındaki bu tür tartışmaların yeri medya değil, olmamalı. Bir hipoteziniz varsa, bununla ilgili olarak bir araştırma yaparsınız. Oturup araştırmayı kaleme alırsınız, sonra bu çalışmayı hakemli dergilerden birisine gönderirsiniz. O arada da bir bilimsel kongrede sunmak istersiniz. Oradaki sunumda konunun uzmanları sizi dinler, onayladıkları noktalarda onaylar, akıllarına yatmayan noktalarda da sorularını sorar. Ondan sonra o düzeltmelerini yapar. Yayın, hakemli bir dergide çıkar. Bu artık uluslararası standartlarda yapılmış bir araştırmadır ve herkes bunu uygular.

– Karatay’a temel eleştiriniz, araştırma bulgularını önünüze koymadan konuşması mı?

Evet, somut kanıtlar olmadan konuşmamalı.

– Siz Karatay’ın şeker yükleme testine karşı çıkmasını da eleştiriyorsunuz değil mi?

“Şeker yükleme testini yaptıranların çocukları şeker hastası olur, kalbi delik olur” diyorsanız, bunu kanıtlamanız lazım. Tıpta gelişigüzel konuşma hakkınız yok. İnsan hayatıyla ilişkili olarak karar veren ve daha sonra hesap sorulmayan mesleklerden biri hâkimlik, diğeri de hekimlik. Bir hasta, gelip sizi bir otorite olarak aldığı zaman, ağzınızdan çıkacak her kelimeyi izler. Söylediğiniz bir kelimeye takılır, sabaha kadar uyumaz. Canan Hoca’nın, glikoz tolerans testi yapılmış annelerin çocuklarının verilen glikoza bağlı olarak diyabet olduğuna dair kendi klinik araştırmasını ya da literatüre ilişkin araştırmasını bekliyorum. Baktım ama bulamadım.

– Ama Karatay depresyon ilaçlarının aşırı yaygınlaşmasını eleştirmekte haklı değil mi?

Depresyon ilaç tüketiminin aşırı olduğuna katılıyorum. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojinin insanlara getirdiği yeni hayat modeli. İnsanlar artık çok daha uzun saatler çalışıyor, daha uzun süre kapalı ortamlarda kalıyor, daha hareketsiz ve daha stresli. Mesaj-mail trafiği de düşük yoğunluklu stresi tüm güne yaydı. İnsanlar artık sürekli çalışan, sürekli izlenen ve sürekli uyarı ve emirlerle sürekli yönetilen modern köleler haline geldi ve tüm toplumlarda depresyon patladı. İlaç kullanımı da arttı. Ancak bu durum tek başına bu kadar aşırı ilaç kullanımını izah etmez. Sorunu psikoterapik rehabilitasyonlarla çözümlenebilecek birçok insan hemen ilaca yönlendiriliyor. Aşırı miktarda gereksiz, indikasyonsuz ilaç tüketimi var. Bu ilaçlar duyguları etkileyen ilaçlar, stres ve üzüntüleri azaltırken sevinç ve mutlulukları da buduyor. Çalışma koşullarının biraz daha düzeltilmesi, işyerlerinde çalışana psikolojik danışmanlık sağlanması gibi önlemler, sorunların çözümünde çok önemli rol oynayabilir.

Continue Reading

Çok Okunanlar