Connect with us

Manşet

Financial Times: Erdoğan’ın ekonomiye müdahalesi yanlış

Published

on

Financial Times’a göre bu durumun iki nedeni var: Türkiye ile ABD arasındaki gerilimin ve Merkez Bankası’nın (TCBM) enflasyonla mücadele yeteneğine yönelik endişelerin yeniden artması.
Gazete, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın Bakanlar Kurulu sonrası ABD’yi suçlayıcı bir açıklama yaptığına da dikkat çekiyor.
Bozdağ, “Rıza Sarraf davası Türkiye’ye dönük açık bir kumpastır” demiş, bu açıklama sonrası Dolar/TL kuru 3,92’yi görmüştü.
Financial Times, doların en son bu seviyeye, yatırımcıların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kontrolünü artırmaya yönelik girişimlerinden ürktükleri yaklaşık 10 ay önce çıktığını belirtiyor.
Gazetenin dikkat çektiği bir diğer nokta da Türkiye’de Türk Lirası cinsinden 10 yıl vadeli hazine tahvillerinin faizinin Pazartesi günü bir ara yüzde 13’ü aşarak rekor seviyeye çıkması.

‘Cumhurbaşkanının son müdahaleleri yatırımcıların kaygılarını arttırdı’

Financial Times’taki haber şöyle devam ediyor:
“Cumhurbaşkanı’nın son birkaç gündür (ekonomi politikalarına) müdaheleleri yatırımcıların kaygılarını arttırdı.
“Sayın Erdoğan uzun süredir “uluslararası faiz lobisini” eleştiriyor, enflasyondan da bu lobiyi sorumlu tutuyor. Faiz oranlarının yüksek olduğunu vurgulayarak yaptığı eleştirileri geçen hafta da tekrarladı. Merkez Bankası’nı doğrudan eleştirmekten kaçınsa da, onun giderek daha yüksek sesle dile getirdiği daha düşük faiz çağrısı, bankanın yüzde 11’i aşan enflasyonla mücadelesini zorlaştırıyor.”



‘Bu şartlarda TL’nin değer kaybı kimseyi şaşırtmamalı’

Financial Times’a konuşan Commerzbank’tan uzmanlar, “Enflasyondaki görünümün daha yüksek faiz oranları gerektirdiği bir ortamda Merkez Bankası’nı güvenilir bulunamamasının en önemli nedeninin” faizlerin düşürülmesine yönelik siyasi baskı olduğunu söylemiş. Adları açıklanmayan uzmanlara göre bu şartlarda Türk Lirası’nın değer kaybı kimseyi şaşırtmamalı.
Merkez Bankası hafta sonu yaptığı duyuru ile Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlayacağını açıklamıştı. Yıl sonuna kadar her hafta ortalama 600 milyon dolarlık Türk Lirası uzlaşmalı döviz satım ihalesi açılacak.
Haftalık bazda bakıldığında 450 milyon dolarlık kısmı bir ay vadeli sözleşmelerden oluşan programın büyüklüğü, 3 ve 6 aylık ihalelerle birlikte yıl sonunda 3 milyar dolara yaklaşacak. Financial Times’taki haberin sonunda, Merkez Bankası’nın attığı bu adımın da Türk Lirası’nın değer kaybını önleyemediği belirtiliyor.

BBC TÜRKÇE

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar