Connect with us

Gündem

Zarrab & Atilla davası bitti

Published

on

ABD’de görülen İran’a yönelik yaptırımların delinmesiyle ilgili olarak eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davanın son duruşması yapıldı.

Son duruşmadaki diyaloglar

Savcı David Denton, Atilla’ya İran’a altın ticaretiyle ilgili sorular yöneltmeye başladı.

Savcı: İran hükümetine altın satılmasının yasa dışı olduğunu biliyordunuz, değil mi?

Atilla: Evet, biliyorduk.

Savcı: İran Merkez Bankası’nın İran hükümetinin bir parçası olduğunu biliyorsun değil mi?

Atilla: Sanırım öyle.

Soru: Ve İran Ulusal Petrol Şirketi’nin İran hükümetinin parçası olduğunu biliyorsunuz, değil mi?

Yanıt: Bundan emin değilim ama öyle olabileceğini sanıyorum.

Soru: Dolayısıyla, ödeme talimatının kim için yazıldığının bankaları için önemli olduğunu biliyorsunuz?

Yanıt: Tabii ki bu önemli ve gönderici ile alıcı kontrol edilmeli.

18.25: Savcı Denton, Atilla’ya kendisine ve Halkbank yetkilisi Levent Balkan’a gönderilen bir e-mail’ı gösteriyor. Mail bilgi amaçlı eski banka genel müdürü Süleyman Aslan’a da gönderilmiş; konu, altın ticareti.

18.27: Atilla, Amerikalı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi ile Hazine Bakanlığı yetkililerinin kendisini uyarmadığını söylemişti. Savcı Denton, Atilla’nın bu sözlerini sorguluyor.

18.41: Atilla’ya gönderilen e-mail’da, İran’ın acılarının Türkiye için bir nimet haline geldiğinden söz eden bir haber var. Atilla, bu haberin yanlış bilgi verdiğini, ancak Türkiye’nin borcu azalsaydı bu haberin doğru olacağını söylüyor.

18.55: Savcı, Atilla’ya Zarrab’a ait Safir isimli şirketi sordu. Ardından gösterilen bir listede, Zarrab’ın iki şirketinin bir milyar eurodan daja yüksek mikatrda altın sattığı görülüyor.

19.14: Savcı, Atilla’ya Zarrab’la bir konuşmasını soruyor.

19.19: Savcı, Atilla’ya Barselona’da olduğu sırada gönderilen bir e-mail’ı sordu; cep telefonu üzerinden e-mail’ı alıp almadığını sordu. Atilla ‘evet’ yanıtını verdi.

19.35: Savcı, Aslan ve Reza Zarrab’ın 2013’te tutuklanmasından sonra Halkbank’ın iç soruşturma açıp açmadığını sordu. Atilla ‘evet’ yanıtını verince de bu soruşturmanın tespitlerini sordu.

Atilla, iki ayrı denetleme yapıldığını ve sakıncalı bir işlemin rapor edilmediğini söyledi.

Savcı ise bu raporlardan birinde Atilla’nın yaptırımları ihlal ettiğinin yazdığını belirtti.

19:42 Savcı Denton, Atilla’ya Süleyman Aslan ve Rıza Zarrab Türkiye’de gözaltına alındıktan sonra Halkbank’ın bir soruşturma açıp açmadığını sordu.

Bu soruya ‘Evet’ yanıtını veren Atilla, soruşturma sırasında süreçlerin ele alındığını belirterek ‘iki farklı konu’nun söz konusu olduğunu söyledi.

Denetimi gerçekleştirenlerin olumsuz bir noktaya rastlamaması yüzünden durumun raporlanmadığını sözlerine ekledi.

Atilla BDDK’nın da (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) bir soruşturma yürüttüğünü ancak buna dair bir şey hatırlamadığını belirtti.

20.27: Savcılık, Reza Zarrab ile Süleyman Aslan arasında, ‘Mehmet Hakan Atilla’nın önerdiği yöntem’ hakkındaki bir yazışmayı gösterdi.

Atilla, bu mesajı ilk kez davada gördüğünü söyleyerek ‘bir yöntem önerdiği’ iddiasını reddetti.

20.34: Çapraz sorgu sona erdi.

20.40: Atilla, son bir defa kendi avukatı Cathy Fleming’in sorularını yanıtlıyor.

21.04: Duruşmaya öğle arası verildi.

Duruşmanın ikinci bölümünde Savcı ve Avukata son sözler için zaman tanındı.

Savcı: Bu dava Atilla’nın söylediği yalanlarla ilgili

Duruşmadaki gazetecilerin aktardığına göre savcı Lockhard, Hakan Atilla’nın davada birçok yalan söylediğini, ifadesi boyunca da yalan söylemeye devam ettiğini öne sürdü.

Savcı, Atilla’nın “sahte gıda ticareti, altın ticareti ve Halkbank’ın gösterdiği titizlik hakkında yalan söylediğini” iddia etti.

Lockhard, “Bu dava yalanlarla ilgili. Bu dava, Atilla’nın yaptırımları delmeyi hedefleyen milyarlarca dolarlık planın üzerini örtmek için söylediği yalanlarla ilgili. Bunlar, Atilla’nın tasarladığı yöntemin mimarisiyle ilgili yalanlardır” dedi.

Lockhard, “Atilla’nın ifadesi sırasındaki yalanların bazılarının küçük, bazılarının ortalama, bazılarının ise palavra olduğunu” öne sürdü.

 

Atilla’nın avukatı: Rüşveti Süleyman Aslan aldı Atilla değil

Atilla’nın avukatı Victor Rocco ABD’yi, “İran’a karşı ekonomik cihat yapmış, bu arada büyük bir kişisel servet elde etmiş bir suçluyu kucaklamakla” suçladı.

Rocco, Süleyman Aslan’ı eleştirerek “Zarrab Aslan’ı satın aldı” dedi ve ekledi: “Zarrab kime gidiyor? Kendisini satın alan kişiye gidiyor. Doğrudan Süleyman Aslan’a gidiyor” dedi.

Rocco, Zarrab ve Aslan için “İki genç sevgili gibiydiler” diye konuştu.

Avukat, müvekkilinin suçsuz olduğunu kanıtlamak için ABD’ye gittiğini belirtti ve “Bu suçlu bir adamın davranışı değildir. O, masum olduğuna inanıyor ve bunu bütün dünyaya göstermek istiyor” dedi.

Rocco jüriye, Atilla’nın gözaltına alınırkenki görüntülerini izlemeye çağırdı ve buradaki sakinliğe dikkat etmelerini istedi.

Rocco ayrıca, Atilla’nın “kozmik satranç oyununda bir piyon olduğunu” belirtti.

Savcının son sözleri

Duruşmadaki gazetecilerin aktardıklarına göre Atilla’nın avukatının ardından Savcı Sidhardha Kamaraju söz aldı.

Savcı, yaptırımların delinmesinde hem Zarrab hem de Atilla’nın rol aldığını öne sürerek, “Reza Zarrab sistem ve Hakan Atilla yöntemdi” dedi.

Rocco’nun Atilla’nın kendi rızasıyla ABD’ye gitmesine vurgu yapmasına karşı Savcı, kendisi tutuklanamayacak kadar önemli gördüğü için bunu yaptığını belirtti.

Savcı, Atilla’yı Halkbank’ın “sorun çözücüsü” olarak tanımladı.

Kamaraju, Atilla’nın avukatlarının “Güleci komplo” sözleriyle ise dalga geçti.

Artık karara doğru

Savcı ve avukatın son sözlerini söylemesinin ardından duruşma bir sonraki güne ertelendi. Artık mahkeme jüri için bir sunum yapacak ve bu sunumun ardından jüri karar vermek için toplanacak. Jüri kısa sürede de uzun sürede de karar verebilir.

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Gündem

“Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!”

Published

on

By

BirGün yazarı Bülent Mumay, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın açıklaması sonrası başlayan “dinde reform” tartışmalarını değerlendirdi. “Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı ‘İslamda güncelleme’ tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını ‘Cumhur İttifakı’ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr” diyen Mumay, Erdoğan’ın bir gün sonra yaptığı “Dinde reform yapmak haddimize mi” açıklamasıyla ilgili olarak da “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor” ifadesini kullandı.

Bülent Mumay‘ın “Windows, bu kadar hızlı güncellenmiyor!” başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla patlak veren “dinde güncelleme” meselesinin zamanlaması, AKP açısından hiç de iyi olmadı. Karamollaoğlu’nun “Cumhur ittifakı”na kapıyı kapatmasından sonra, AKP’nin niyeti Saadet Partisi tabanını kazanmaktı. Erdoğan’ın Nurettin Yıldız gibilerini eleştirmek zorunda kalırken başlattığı “İslamda güncelleme” tartışmasının, hedeflenen Saadet tabanını “Cumhur İttifakı”ndan bir parça daha uzaklaştıracağı aşikâr. Dünkü Milli Gazete’nin manşeti de, bu öfkeyi yansıtıyordu. “İslam’ın güncellenmesi ne demek?” başlığıyla çıkan gazete, Erbakan’ın “Din, Allah yapısıdır” sözlerini de 1. sayfadan hatırlatma gereği duymuştu.

Gerçi çok da şey etmemek lazım. Erdoğan, “güncelleme” açıklamasını da güncelledi. Önce, sözcüsü İbrahim Kalın twitter’dan “izahat” yapma gereği duydu. Yetmeyince Cumhurbaşkanı bizzat devreye girdi. Bir gün önce, “İslam’ın güncellenmesi gerektiği”nden söz eden Erdoğan, tepkiler üzerine “Dinde reform olmaz, haddimize mi” deme gereği duydu. Saray’ın 24 saat içinde güncelleme açıklamasına getirdiği güncelleme, Windows işletim sisteminin sürekli gönderdiği güncelleme yamalarından bile daha hızlı geldi. “Şehirleri mahvettik” tadında çıkışlarla uzunca bir süredir kendi muhalefetini yapan Erdoğan’ın yeni bir hamlesi olabilir, kim bilir. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisi” diyen Cem Karaca da rahmet istedi şimdi…

Bu arada enteresan bir gelişme daha oldu… Aralarında Ankara ve Marmara’nın da bulunduğu ilahiyat fakülteleri, Erdoğan’ın sözlerine “açıklık” getirmek için bildiriler kaleme aldı. “Aslında şunu demek istedi” tadındaki açıklamaları yapanların, bir yerlerden motive edildikleri aşikar elbette… Tarikat yurtlarındaki çocuk istismarları konusunda gıkı çıkmayan, kendisine ilahiyatçı diyen sapıkların kadınları aşağılayan “fetva”ları karşısında ‘lâl’ olan ilahiyatçıların, Saray’ın tekzip bürosu olarak hizmet vermeye başladı aniden. Ne diyelim, yeni “akademik görev”leri hayırlı olsun…

Continue Reading

Editörden

Bakan Zeybekci’den Moody’s ve AB’ye: Ne halt edersen et umurumuzda değil

Published

on

By

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli’de düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısında, Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası derecelendirme kuruluşu olan Moody’s‘e yüklendi. “Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın?” diyen Bakan Zeybekci, “Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır” dedi.

Karahayıt Mahallesi’nde bir otelde düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Denizli Valisi Hasan Karahan, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Osman Zolan, Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve Türk Eximbank çalışanları katıldı.

‘AVRUPA BİRLİĞİ’NE TAM ÜYELİK UMURUMUZDA DEĞİL’

Toplantının açılışında konuşan Bakan Zeybekci, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesinin Türkiye olduğunu söyledi. Bakan Zeybekci, “Her türlü sağına soluna kulp takabilirler ama kendi ağızlarıyla bazen itiraf etmek zorunda kalıyorlar. Aralık ayında IMF’nin raporunda satın alma gücü paritesine göre 26 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli geliriyle dünyanın 13’üncü büyük ekonomisinin Eximbank’asıyız. Avrupa’nın 5’inci büyük ülkesinin Eximbank’asıyız. Hedef olarak mutlaka dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi, Avrupa’nın da ilk 3 büyük ekonomisinden biri olacağız. Hedef olarak, ‘Avrupa Avrupa’ dediğimiz zaman da birileri şöyle sanıyor: ‘Bunların işi gücü yok, bunlar illaki Avrupa Birliği’ne ölüp tutuşuyorlar, Avrupa Birliğine illaki girmek istiyorlar.’ Yok böyle bir derdimiz bizim. Bizim derdimiz başka. Atatürk muasır medeniyet dediğinde Avrupa Birliği yoktu daha, hayali bile yoktu. Birbirlerini boğazlamakla meşguldüler. Biz evrensel standartlardaki ülkemizi refah seviyesine, insan hakları, özgürlükler, çevre hassasiyetleri, sağlık, teknoloji, bilim standartlarına çıkarmak için kendimize hedef olarak gördük. Biz o hedefe ulaştığımızda, bizim için bunun enstrümanlarından biri de Avrupa Birliğine tam üyelik süreci, yani bu kaldıracı kullanmak gibi de menfaatimize olabilir, bunu kendimize stratejik hedef olarak görüyoruz. Biz o hedefe ulaştığımızda Avrupa Birliği’ne tam üye olup olmamak bizim işimiz değil, açıkça söylüyorum umurumuzda da değil. O, o günün Türkiye’sinin vereceği bir karardır, tam üye olup olmamakla ilgili. Buna ne onlar karar verebilir, ne de biz karar verebiliriz. Ama hedefimiz, o hedefe ulaşmak. Onun içindir zaten bütün yolculuğumuz” diye konuştu.

‘BUNLARINKİ TEFECİ MANTIĞI’

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba1’den ‘Ba2’ye düşürmesine tepki gösteren Zeybekci, şunları söyledi:

“Yine geçen hafta bir kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’yle ilgili not düşürmesi… Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın? Avrupa Birliği’nin toplam geri dönmeyen kredi hacmi 1.2 trilyon dolar. AB üyesi ülkelerden birinde geri dönmeyen kredilerin milli gelire oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bizimki yüzde 3 bile değil. Türkiye’nin notunu düşürüyor, onunkini artırıyor. Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır. Ne kadar itibarının olduğunu da gösterdi millet. Öyle bir karar açıkladın, ardından ekonomi ve finans piyasalarının sana verdiği tepki sıfır. Sana verdiği itibar sıfır. Bunları bileceğiz, mesafemizi koruyacağız. İlişkilerimiz menfaat ilişkisi olacak. Bunları asla dikkate almayacağız. 29 Mart’ta Türkiye’nin büyüme rakamları açıklanacak. Söylüyoruz: 2017 yılında 2016 yılına göre verdiğimiz yatırım teşvik belgeleri yüzde 81 rakamsal olarak arttı, 175 milyar lira. Bunlar 2018’de yatırıma dönüşecek. Belgesini vermediğimiz 100 milyar liralık yatırımcı bekliyor. 2018 yılında dolar bazında 100 milyarlık özel ve reel sektör yatırımı olacak. Yatırımların büyümeye katkısından dolayı 2018 yılında Türkiye’nin büyüme performansı 2017 gibi yüksek olacak diyoruz. 2018 yılıyla ilgili beklentilerimiz ve ihracatın artması, üretimin de büyümeye etkileri yüksek gelecek ve bunlar yine mahcup olacaklar.”

Continue Reading

Çok Okunanlar