Connect with us

Logo Üstü - Sol

Kadınlar Twitter’ı boykot ediyor

Published

on

44 yaşındaki İtalyan asılli ABD’li oyuncu Rose McGowan Twitter hesabının askıya alındığını Instagram hesabından takipçilerine duyurdu.

Oyuncu Instagram hesabından “Twitter beni cezalandırdı. Güçlü kaynaklar işbaşında. Sesimi duyurmama yardım edin” ifadeleriyle Twitter’dan gelen uyarı yazısının ekran görüntüsünü paylaştı.

Sosyal medya McGowan için ayağa kalktı

Oyuncunun yardım isteğine sosyal medyada kayıtsız kalmadı. Twitter’da #WomenBoycottTwitter yani “kadınlar Twitter’ı boykot ediyor” etiketiyle yüzbinlerce kişi McGowan’a destek amaçlı yüzbinlerce paylaşım yaptı. #WomenBoycottTwitter etiketi Twitter’ın dünya trendlerinde 1 numaraya kadar yükseldi. Chrissy Teigen, Alyssa Milano, Elizabeth Banks, Kathy Griffin, Mark Ruffalo gibi ünlü isimler de McGowan’a desteklerini boykota katılarak gösterdi. Boykota katılan kullanıcılar tüm gün Twitter’da paylaşım yapmama kararı aldı.

Twitter: McGowan gizlilik ilkelerini ihlal etti

İngiliz Guardian internet sitesine açıklama yapan Twitter yetkilileri ise Rose McGowan’ın hesabından paylaştığı bir telefon numarasının gizlilik ilkelerini ihlal ettiği için hesabın askıya alındığını açıkladı. Bahse konu olan Tweet silindikten sonra hesabın tekrar kullanıma açıldığı belirtildi.

Para karşılığı “sessizlik” anlaşması

Pulp Fiction, Gangs of New York ve Shakespeare in Love gibi ünlü filmlerin 65 yaşındaki yapımcısı Weinstein’ın cinsel taciz ve tecavüz skandalında, aralarında Angelina Jolie, Ashley Judd, Gwyneth Paltrow, Kate Beckinsale gibi ünlü isimlerin de olduğu yaklaşık 30 kadın tacize uğradığını açıklamıştı. Ancak Rose McGowan açıklamalarıyla en çok öne çıkan isimlerden biri oldu. Geçen hafta New York Times gazetesinde yayınlanan haberde Weinstein’ın 1997’de McGowan’a sessiz kalması için 100 bin dolarlık bir anlaşma yaptığı belirtildi. McGowan Weinstein’ın sessizlik anlaşması yaptığı ilk isim değil. Ünlü yapımcının daha önce 8 ayrı kadınla daha benzer anlaşmalar yaptığı belirtiliyor. Ancak Harvey Weinstein’dan ya da hukuki temsilcilerden bu anlaşmalarla ya da anlaşmaların içeriğiyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

Harvey Weinstein hakkındaki iddialar büyüyor
Weinstein’ın yapım şirketinde çalışan kadınlara ve oyunculara kariyerlerinde önemli aşamalar kaydettirme vaadiyle cinsel isteklerini yerine getirmelerini talep ettiği iddia ediliyor. Ortaya çıkan belgelere göre Weinstein şirketinde çalışanlarına “şirketlerini ve liderlerini eleştirmemeleri” yönünde bir anlaşma imzalattığı görülüyor. Yapımcının avukatları ise bunun hukuki olarak herhangi bir delil niteliği taşımadığını belirtiyor.

Kendi film şirketinden kovuldu

Suçlamaların ardından Harvey Weinstein kardeşi Bob ile birlikte kurduğu film şirketi olan “Weinstein”dan kovuldu. ABD’de ve İngiltere’de hakkında açılan soruşturmalar devam ediyor. Weinstein ise tüm bu suçlamalardan sonra basına ayaküstü yaptığı bir açıklamada, hiç iyi bir durumda olmadığını, herkesin hata yapabileceğini ve yardım alması gerektiğini belirterek, insanlardan ona ikinci bir şans vernelerini umduğunu dile getirdi.

Logo Üstü - Sol

Yalnızlığın getirdiği olumlu özellikler

Published

on

By

Bilişsel fonksiyonlar, motor fonksiyonu ve bağışıklık sistemi açısından güçlü sosyal ilişkiler büyük önem taşıyor.

Tek başına bir hücrede tutulan insanlar, yetimhanelerde izole edilen çocukların uzun süre tek başına kalmasının halüsinasyona ve başka ruhsal dengesizliklere yol açtığını gösteren çok sayıda örnek var.

Ama bunlar kişinin kendi iradesi dışında maruz bırakıldığı yalnız kalma durumları. Bazıları da yalnız kalmayı kendisi tercih ediyor. Yalnız kalmanın iş ve duygusal yaşam açısından olumlu yanları olduğunu gösteren araştırmalar var.

Yalnızlık yaratıcılığı artırıyor. Uzmanlar yaratıcılığı, orijinallik ve fayda içeren düşünme ve eylem olarak tanımlıyor. Yeni deneyim ve düşüncelere açık olmak, özgüven ve bağımsızlık, yaratıcılıkla bağlantılı kişilik özellikleri olarak görülüyor. Buradaki bağımsızlık sosyal normları fazla umursamamayı, yalnızlığı tercih etmeyi de içeriyor.

Yaratıcı insanların en önemli özelliklerinden biri sosyalleşme konusunda fazla istekli olmamaları. Yalnız zaman geçirmek yaratıcılık için gerekli olan düşünme, tevekkül ve gözlem yapmayı mümkün kılıyor.

Sosyal geri çekilme konusunda araştırma yapan psikolog Julie Bowker bu durumu nedenleri itibariyle üçe ayırıyor. Korku veya endişe kaynaklı utangaçlık, sosyalleşmekten hoşlanmama nedeniyle kaçınma ve yalnızlık tercihi nedeniyle sosyalleşmemek. Araştırmalar işte bu üçüncü tür yalnızlık ile yaratıcılık arasında bağlantı olduğunu ve bu yalnızlığın olumlu etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Bowker, bu tür insanların “yalnızlığı tercih ettiğini, ama başkalarıyla olmaktan çekinmediklerini” belirtiyor.

Continue Reading

Logo Üstü - Sol

Az uyumak ve uyurken öğrenmek mümkün mü?

Published

on

By

Uykuda öğrenmek mümkün mü?

Aşina olduğunuz kokular uyku sırasında beyninizde bellek oluşumunu kolaylaştırıp bazı temel öğrenme işlemlerinde performansınızı artırabilir.

Uykuya dalarken kolumuz, bacağımız neden oynar?

Uykuya dalış sırasında kol ve bacaklarda görülen oynama oldukça yaygın ve zararsızdır.

E-kitaplar ve akıllı telefonların yaydığı mavi dalga ışık beyni hala gündüzmüş gibi düşünmeye ittiği için uykusuzluğu tetikleyeceğinden yatmadan önce bu cihazlarla fazla haşır neşir olmamak gerekir.

İyi bir uyku için ne yapmalı?

Vücut saatimiz bize gündüz uykusu için en uygun saatlerin 2 ile 4 arasında olduğunu söylüyor. Fakat yaratıcılığınızı güçlendirmek veya vücudunuzu canlandırmak için farklı saatlerde uyumak gerekir.

DEC2 genindeki bir mutasyon nedeniyle bazı insanlara günde dört saatlik uyku yetiyor.

Uykuya neden ihtiyaç duyduğumuza dair teorilerden birine göre, beynimiz o gün yaşanan olayları uyku sırasında belleğe kaydediyor. Ayrıca hoş olmayan, travmatik olaylara ilişkin anılarla da uyku sırasında baş ediyor olabiliriz.

Askeri araştırmacılar, erken yatarak uykunuzu iyice alırsanız sonraki günlerde uykusuzluktan daha az etkileneceğinizi belirtiyor.

Neden esneriz?

Esnemek uykusuzluğun belirtisi olmayabilir. Bazı araştırmalar vücut ısımız biraz yükseldiğinde esnemeye başladığımızı ve 37 dereceye düşünceye dek esnediğimizi gösteriyor. Ama başka teoriler de var.

Guinness Rekorlar Kitabı, insanların kasıtlı uyanık kalarak kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle birkaç yıl önce uykusuzluğa dayanma denemelerini kayda geçirmeye son verdi.

Continue Reading

Logo Üstü - Sol

Yanlış beslenme kolon kanserine yol açabiliyor

Published

on

By

İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, sinsice ilerleyen ve erken dönemde neredeyse hiçbir belirti vermeyen, kolon kanseri tedavisinde erken teşhis kritik rol oynadığını ve yanlış beslenmenin bu hastalığa neden olabileceğini söyledi.

“1-31 Mart Kolon Kanseri Farkındalık Ayı” nedeniyle kolon kanserinden korunma yolları, belirtileri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gümürdülü, kalın bağırsağın yüzeyini örten mukoza tabakasının anormal büyümesi sonucuyla gelişen kabarcıkların (poliplerin) zamanla kanserli dokuya dönüştüğünü ifade etti. 50 yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa dahi mutlaka kolonoskopi yaptırılması gerektiğini belirten Gümürdülü, dışkıyla beraber kan gelmesi, çabuk yorulma, nefes darlığı, dışkı çapında incelme, kabızlık-ishal periyodları, dışkılama alışkanlıklarının değişimi gibi rahatsızlıkların kolon kanserinin belirtisi olabileceğini kaydetti.

BASUR SANDIĞINIZ KANSER OLABİLİR

Makattan kan gelmesinin kalın bağırsak kanserinin en sık görülen belirtisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Maalesef böyle şikayetleri olan hastaların büyük çoğunluğu, nedeninin basur olduğunu düşünerek uzun bir süre doktora başvurmuyor. Oysa makattan kan gelmesi, basurun yanı sıra kalın bağırsak kanseri de dahil olmak üzere birçok hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle 50 yaş üzerindekiler, bilinen hemoroidal hastalığı olsa bile mutlaka kolonoskopik inceleme yaptırmalıdır” dedi.

TETİKLEYİCİ UNSURLAR

Kolon kanserini tetikleyici unsurlar arasında yanlış beslenme alışkanlıklarının ilk sırada yer aldığını belirten Gümürdülü, “Aşırı beslenme ve obezite birçok sağlık sorunu ile birlikte kolon kanseri gelişmesine de neden olabiliyor. Özellikle sebze ve meyvenin az tüketilmesi tüm sindirim sistemi sağlığını bozarken, kolon kanseri açısından da önemli risk teşkil ediyor. Bunun yanı sıra aşırı kırmızı et ve salam, sucuk, sosis tüketiminden de uzak durmak gerekiyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiştir” diye konuştu. Türk toplumunun geleneksel bir alışkanlığı olan mangal kültürüne de dikkati çeken Gümürdülü, “Ancak, mangalda etin yanması ciddi bir tehlike. Çünkü yanan ette kanserojenler oluşabiliyor. Bu kanserojenler mide, pankreas ve kolon kanserinin gelişmesini tetikleyebiliyor. Bu nedenle etin ateşe en az 15 cm’den yakın mesafede olmamasına dikkat edin. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça da kanserojen madde oluşma riski artıyor. Bunun yanı sıra alkol ve sigara kullanımının genel sağlığı bozucu etkilerinin yanı sıra, diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu unutmamak gerekir” uyarısında bulundu.

ANA TEDAVİ CERRAHİ MÜDAHALE

Kolon kanserinin ana tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, hastalara ameliyat öncesi ve sonrasında kemoterapi veya radyoterapi uygulanabileceğini söyledi.
Lifsiz sebze, meyve tüketimi ve sağlıksız beslenmenin yol açtığı bazı kolon kanseri vakalarında, bağırsaklarda tıkanıklık olabileceğini kaydeden Gümürdülü, bu tip hastaların acil olarak ameliyat edilmesi gerektiğini vurguladı.

TIKANAN BAĞIRSAĞA STENT

Kalın bağırsak kanserinin zaman zaman bağırsak tıkanıklığına yol açtıktan sonra tespit edilebildiğini dile getiren Yüksel Gümürdülü, “Bu hastalar ya acil olarak ameliyat edilir, ya da tıkanan bölgeye stent yerleştirilerek tıkanıklık giderilir. Stent sonrası gerekiyorsa tümöre yönelik ön tedaviler de (kemoradyoterapi) tamamlandıktan sonra ameliyat daha uygun koşullarda yapılabilir” şeklinde konuştu. Gümürdülü, özellikle son 10 yılda tanı ve tedavide sağlanan ilerlemeler sayesinde kalın bağırsak kanseri olan hastalara kaliteli yaşam yolunun açıldığını da sözlerine ekledi.

Continue Reading

Çok Okunanlar