Connect with us

Öne Çıkanlar

Kalın’dan Almanya’ya: Kimse Türkiye’yi parmak sallayarak hizaya getirmeye kalkmasın

Published

on

Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye’ye ilişkin açıklamasına yanıt veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bu talihsiz açıklamaların Almanya’da yaklaşmakta olan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“Almanya’da Türkiye karşıtlığı moda haline geldi” diyen Kalın, “Türkiye karşıtlığının prim yaptığını görenler, kendilerince puan toplamaya çalışıyorlar. Alman siyasilerin akıl tutulmasından kurtularak, rasyonel bir şekilde düşünmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin kendi güvenlik kaygısı ve endişeleri olduğunu belirten İbrahim Kalın, “Kimse Türkiye’yi Avrupa’dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hizaya getirmeye kalkmasın. Bu ülkenin de kuralları, kanunları var” diye konuştu.

Almanya’ya PKK ve Gülen eleştirisi

İbrahim Kalın basın açıklamasında Almanya’nın PKK ve Gülen yapılanmasına ilişkin politikalarını da eleştirdi. Kalın, “PKK ve FETÖ’nün Almanya yapılanmasını herkes biliyor. Son 10 yılda PKK örgütlemesinin nasıl genişlediğini kendileri söylüyorlar. FETÖ kaçkınlarının en çok gittiği yerlerden biri Almanya nasıl oluyor?” dedi.

Büyükada’daki soruşturma sonrasında yapılan tutuklamalara Alman makamlarının tepkisi de Kalın’ın gündemindeydi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Burada soruşturma konusu olan kişiler kimlerdir? Polisin ve yargının tespit ettiği kadarıyla illegal faaliyet içerisinde olan kişilerdir” dedi.

Türk yargısına saygı gösterilmesi çağrısında bulunan Kalın, “Bir taraftan Almanya bir hukuk devleti deniyor ama NSU gibi bir dava on yıldır hale neticelendirilemiyor” diye konuştu.

Kalın, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısı yapmasını da değerlendirdi.

Türkiye’ye giden Alman vatandaşlarının Türkiye’nin misafiri olduğunu belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Onların can, mal güvenliği bizim emanetimizdir. Ama burada yargı konusu olan kişiler, şaibeli faaliyetler içerisindedir. Bunlarla, Türkiye’ye turizm için gelen insanları aynı kefeye koymak siyasi sorumsuzluktur” diye konuştu.

İnsan hakları aktivistlerinin tutuklanmasının ardından tatilini yarıda keserek Berlin’e giden Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye ile ilişkilerde gösterilen sabrın sonuna gelindiğini açıklamıştı. Gabriel, Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının sertleştirilmesi ve kredi garantilerinin gözden geçirilmesi gibi önlemler açıklamıştı.

Bakan Çavuşoğlu: Bunun karşılığını veririz

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye ile ilişkilerde gösterilen sabrın sonuna gelindiğini belirterek Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının sertleştirilmesi ve kredi garantilerinin ve AB mali yardımlarının gözden geçirilmesi gibi önlemler açıklamasının ardından Türk tarafından da art arda açıklamalar geliyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı’nda yer alan ifadelerinde “Bize bu yönde yapılan tehditleri de aynı devlet ciddiyetiyle değerlendirir ve bunun karşılığını da elbette veririz” şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Gabriel’in Türkiye hakkındaki açıklamalarıyla ilgili “Türk milletinin hiçbir tehdit ve şantaj karşısında boyun eğmediğini en iyi Almanya bilir” dedi.

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Öne Çıkanlar

“Canan Karatay’ı görünce üzülüyorum, depresyonu turşuyla çözmek gibi önerileri tartışmak istemiyorum”

Published

on

By

2015’te Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından verilen diyabet alanında ‘Yılın Bilim Adamı’ ödülünü alan Yılmaz, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de pancar üretiminin sınırlandırılmasına da karşıyım. Üretim ağırlığının nişasta bazlı şekerlere kaydırılmasını doğru bulmuyorum” ifadesini kullandı.

Temel Yılmaz’ın Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularına verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle:

– Canan Karatay, son günlerde depresyon ilaçlarıyla ilgili açıklamasıyla gündemde. İstanbul Tabip Odası’nın Karatay’a para cezası kesmesine ne diyorsunuz?

Canan Hoca’nın açıklamalarını artık biraz üzüntüyle izliyorum. Depresyonu sadece bağırsaklara ve faydalı-zararlı bakterilere bağlamak, sorunu turşu yiyerek çözmek gibi önerleri de tartışmak istemiyorum! Sorun bu tür talkshow türü yorumlardan çok daha ciddi. Sadece bizim toplum değil, dünyadaki tüm toplumların sorunu. Hekimler arasındaki bu tür tartışmaların yeri medya değil, olmamalı. Bir hipoteziniz varsa, bununla ilgili olarak bir araştırma yaparsınız. Oturup araştırmayı kaleme alırsınız, sonra bu çalışmayı hakemli dergilerden birisine gönderirsiniz. O arada da bir bilimsel kongrede sunmak istersiniz. Oradaki sunumda konunun uzmanları sizi dinler, onayladıkları noktalarda onaylar, akıllarına yatmayan noktalarda da sorularını sorar. Ondan sonra o düzeltmelerini yapar. Yayın, hakemli bir dergide çıkar. Bu artık uluslararası standartlarda yapılmış bir araştırmadır ve herkes bunu uygular.

– Karatay’a temel eleştiriniz, araştırma bulgularını önünüze koymadan konuşması mı?

Evet, somut kanıtlar olmadan konuşmamalı.

– Siz Karatay’ın şeker yükleme testine karşı çıkmasını da eleştiriyorsunuz değil mi?

“Şeker yükleme testini yaptıranların çocukları şeker hastası olur, kalbi delik olur” diyorsanız, bunu kanıtlamanız lazım. Tıpta gelişigüzel konuşma hakkınız yok. İnsan hayatıyla ilişkili olarak karar veren ve daha sonra hesap sorulmayan mesleklerden biri hâkimlik, diğeri de hekimlik. Bir hasta, gelip sizi bir otorite olarak aldığı zaman, ağzınızdan çıkacak her kelimeyi izler. Söylediğiniz bir kelimeye takılır, sabaha kadar uyumaz. Canan Hoca’nın, glikoz tolerans testi yapılmış annelerin çocuklarının verilen glikoza bağlı olarak diyabet olduğuna dair kendi klinik araştırmasını ya da literatüre ilişkin araştırmasını bekliyorum. Baktım ama bulamadım.

– Ama Karatay depresyon ilaçlarının aşırı yaygınlaşmasını eleştirmekte haklı değil mi?

Depresyon ilaç tüketiminin aşırı olduğuna katılıyorum. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojinin insanlara getirdiği yeni hayat modeli. İnsanlar artık çok daha uzun saatler çalışıyor, daha uzun süre kapalı ortamlarda kalıyor, daha hareketsiz ve daha stresli. Mesaj-mail trafiği de düşük yoğunluklu stresi tüm güne yaydı. İnsanlar artık sürekli çalışan, sürekli izlenen ve sürekli uyarı ve emirlerle sürekli yönetilen modern köleler haline geldi ve tüm toplumlarda depresyon patladı. İlaç kullanımı da arttı. Ancak bu durum tek başına bu kadar aşırı ilaç kullanımını izah etmez. Sorunu psikoterapik rehabilitasyonlarla çözümlenebilecek birçok insan hemen ilaca yönlendiriliyor. Aşırı miktarda gereksiz, indikasyonsuz ilaç tüketimi var. Bu ilaçlar duyguları etkileyen ilaçlar, stres ve üzüntüleri azaltırken sevinç ve mutlulukları da buduyor. Çalışma koşullarının biraz daha düzeltilmesi, işyerlerinde çalışana psikolojik danışmanlık sağlanması gibi önlemler, sorunların çözümünde çok önemli rol oynayabilir.

Continue Reading

Çok Okunanlar