Avrupa Parlementosu’nda Türkiye raportörlüğü görevini yürüten Hollandalı parlamenter Kati Piri Türkiye’deki yargılamalarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Osman Kavala, Ahmet Şık ve Selahattin Demirtaş’a seslenen Kati Piri, bu kişilerin insan hakları ihlallerine yönelik seslerini yükselttikleri için bedel ödediklerini söyledi.

Ceza evinde bulunanların sadece Osman Kavala, Ahmet Şık ve Selahattin Demirtaş’tan ibaret olmadığını belirten Kati Piri, ” Bu iğrenç darbeyi yapanlar elbette sorgulanmalı ve adalete teslim edilmeli. Ancak tüm muhalif gruplardan çok sayıda insan darbe sonrası başlayan baskı ve tasfiyenin kurbanı oldu.” dedi.

“Rakamlar akıl almaz derecede”

Çok sayıda kişinin darbe girişimi sonrası yaşanan baskının kurbanı olduğuna dikkat çeken Piri: “Rakamlar akıl almaz derecede; 150 bin kişi işinden atıldı, 50 bini aşkın kişi ceza evine konuldu. Unutmayın ki bu insanların hepsinin birer ailesi, arkadaşları var.”

“Afrin operasyonunu barışçıl şekilde protesto edenler gözaltına alındı”

“Olağanüstü hal hükumetin parlamento ve yargı mekanizmasından sıyrılarak ülkeyi KHK ile yönetmesine yol açtı. Hükumeti eleştiren her kesimden insanlar terörist ya da terör destekçisi damgası yiyor. Bununla birlikte meşru muhalefetin sesi kesiliyor. Sadece son iki hafta içerisinde Afrin operasyonuna barışçıl şekilde karşı çıktığı için 500 kişi gözaltına alındı.”

“Adalet gülünç duruma düştü”

• “Ülkede yargı alanında yapısal sorunlar bulunuyor. Geçen ay ki bir olay bunu gözler önüne serdi. İlk önce Anayasa Mahkemesi Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile ilgili bir karar verdi. Yüksek Mahkeme’nin kararı açıktı ancak buna rağmen yerel mahkeme bu kişilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.”
• “Geçen hafta adaleti gülünç duruma düşüren bir başka olay daha yaşandı. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi Direktörü Taner Kılıç’ın eşi ve çocukları 8 aylık ayrılıktan sonra İzmir’de kendisini karşılamak için bekliyordu. Yargıç onun tahliyesine karar vermişti. Ama birkaç saat içinde aynı hakim görüşünü değiştirerek Kılıç’ın tutuklanması emrini verdi.”
  “İşini kaybeden insanların durumlarının iyileştirilmesi için çok az umut var. Her geçen gün terörist damgası yiyip toplumdan dışlanıyorlar.”
• Mart ayında yapılacak Türkiye-AB zirvesine de değinen Piri, “Yüksek Temsilcisi Sayın Mogherini, AB-Türkiye zirvesi için hazırlık yapıyor. Masada hiçbir ön koşul olmadığını görüyoruz. En azından bu zirveden ne beklendiği bize söylenmeli. Biz AB’nin Türkiye’deki insan hakları için sesini daha da gür çıkarmasını istiyoruz.

Sadece değerlerimiz olduğu için ya da Türkiye’nin aday ülkelerden biri olduğu için değil. Eğer Türk toplumunun hakları için bu kötü günlerde sesimizi yükseltmez isek itibarımızı da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız.” uyarısında bulundu.

Euronews