Connect with us

Genel

Kayyumun işten attığı kadın şöför direksiyon sallayarak direniyor

Published

on

Erciş’te DBP’li belediye döneminde halk otobüsü şoförü olarak çalışan Nefise Alkan, kayyum tarafından işten çıkarılanca çok sevdiği işini kendisine bir minibüs alıp, yolcu taşıyarak sürdürmeye başladı. Üstelik onun minibüsünde daha önce kadınların oturamadığı aracın ön kısmı, artık erkeklere yasak.

Van’ın Erciş ilçesinde, kadınların iş yaşamına aktif katılımı için Demokratik Bölgeler Partili (DBP) belediye tarafından halk otobüsü şoförü olarak işe alınan 4 kadın, belediyelere el konulması sonrası atanan kayyum tarafından işten çıkarıldı. Bu kadın şoförlerden biri de Nefise Alkan’dı.

Daha önce kurduğu dikimevinde çalışırken, görevinden alınan tutuklu Erçiş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin’in yönlendirmesiyle belediye otobüsünde şoförlük yapmaya başlayan Alkan, sonrasında çok sevdiği işinden çıkarılmasına rağmen, şoförlük mesleğinden kopmak istemedi. Bunun için de ilk iş olarak kendisine yeni bir minibüs alıp, ilçe merkezi ile Örene mahallesi arasında şoförlük yapmaya başladı.

Direksiyon tutarak mesleğini sürdüren Alkan, kendisi gibi ihraç edilenlerin de alternatifsiz olmadığını dile getirdi. Aylar önce ihraç edildiğini ve kendilerine bu yönlü hiçbir belge verilmediği gibi bu konuda hiçbir açıklama dahi yapılmadığını dile getiren Alkan, sadece aranıp, işten çıkarıldığının söylendiğini ve keyfi bir şekilde işten çıkarıldığını kaydetti.

‘Adaletsizliğin muhakemesini vicdanlarında yapsınlar’

Kayyum atanmaları ile kendisi gibi binlerce insanın gerekçesiz bir şekilde görevinden olduğunu hatırlatan Alkan, yol açılan mağduriyet için “Her fırsatta ‘adalet, demokrasi’ deyip duranların, sadece benim durumuna baksalar bile ne kadar adaletsiz olduğunu görecekler. Benim Allah’a olan inancım sonsuzdur ama bunlar Türkiye’de din üzerinden iktidarlarını sürdürüyorlar. Bu kadar din propagandası yapanlar, ekmeğinden edilen insanları görmüyorlar. Bu ne adalete, ne de dine uygundur? Bunun muhakemesini de vicdanlarında yapsınlar ” dedi.

‘Olmazsa at arabası…’

Bugün sahip olduğu bu meslek aşkıyla “Otobüs olmazsa minibüs olur, minibüs olmazsa at arabası olur ama ben yine yolcularımı taşırım” diyen Alkan, “Kayyumlar çok rahat bir şekilde insanları ekmeğinden ettiler. Ancak benim işten çıkarılmam, bu işten uzaklaşmama neden olmadı. Hatta daha çok bağlandım. Ben işimi kaybetmedim. Ama emin olsunlar onlar bir Nefise’yi, bir Ayşe’yi, bir Zeynep’i kaybettiler” ifadelerini kullandı.

‘İşimi tüm kadınlar adına yapıyorum’

İnsanlarla iletişim kurmayı sevdiğini söyleyen Alkan, şoförlük yaparken sürekli insanlarla diyalog içerinde olduğunu kaydetti. İnsanlarla diyalog kurmak için aracına muavin almadığını söyleyen Alkan, şunları söyledi: “Kendim parayı topluyorum. Çünkü insanlar ile direk iletişime geçiyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Benim bunlara ihtiyacım yok. Ama bir kadının bunları yapabileceğine örnek olabilmek için bu işi yapıyorum. Kadınların bunu yapabileceğini herkese gösterdim. Bir kadın işe ihtiyacı varsa bunları yapacak güce de sahiptir. Bunu kendi adıma yapmadım, bütün kadınlar adına yapıyorum.”

Ön koltuğa artık kadınlar oturuyor

Bir kadın olarak direksiyon sallamayı sürdüren Alkan, bölgede yaşayan kadınların toplu taşıma araçlarında hep arka koltuklarda oturması yönünde oluşturulan feodal algıyı da yıkmış. Onun minibüsünde daha önce doğal bir hal gibi görünen kadınlara yasak aracın ön kısmı artık erkeklere yasak. Bu yüzden kadınlar, aynı zamanda onunla sohbet de edebilmek için gidecekleri yere diğer araçlarla gitmek yerine onun minibüsünü bekliyor. Alkan, bu değişimi şöyle ifade etti: “Türkiye’de aşırı derecede kadın erkek ayrımı var. Bunun da kalkması gerekiyor. Çoğu kadın diğer minibüslere binmiyor ve benim gelmemi bekliyorlar. Yanıma oturmak için ve benimle sohbet etmek istiyorlar. Bu minibüsü bir ev ortamına çevirdik. Tüm yolcularım ile aile gibiyiz.”

Kadın erkek ayrımını bu şekilde biraz da olsa kaldırdığı düşüncesinde olduğunu dile getiren Alkan’ın minibüs şoförlüğü yapmaya başladığından bu yana ilçede yol açtığı değişim bununla da sınırlı değil. Dışarıya çıkan kadınların rahat rahat bir çay, bir su bile içemediğini aktaran Alkan, “Şimdi ben durak kahvesinde oturduğum için, kadınlar gelip yanıma oturuyor. Çaylarını, sigaralarını rahatlıkla içebiliyorlar. Benimle birlikte kadınlar artık durak kahvesinde de rahat oturabiliyorlar” diye konuştu.

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Genel

Ankara’da otopark 24 saat bir lira

Published

on

By

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’nın talimatıyla başkentteki belediyeye ait otoparkların hepsi 24 saat boyunca 1 lira olacak, bir saatlik parkın ise ücretsiz olacağı belirtildi.

Sabah gazetesinin haberine göre, Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulacak önerinin onaylanması durumunda Mogan ve Göksu gibi mesire alanları da bu tarifeden hizmet verecek.

Amaç trafik akışını kolaylaştırmak”

​Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Tuna, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Belediyeye ve belediye şirketlerine ait bütün otoparklar 1 saate kadar ücretsiz olacak. 1 saatten sonrada 24 saat boyunca 1 TL olacak. Biz vatandaşlarımızın otopark alışkanlığını sağlamak istiyoruz. Bu şekilde yollardaki araç trafiğinin olmayacağı düşünüyoruz. Otoparklardan gelir elde etmekten ziyade trafik akışına kolaylık sağlamak amacıyla böyle bir girişimimiz var. Bu uygulama açık otoparklar, kapalı otoparklar gibi bütün otoparkları kapsıyor. Özel şahıslara ait otoparklar bu uygulamanın dışında olacak. Biz kararı imzaladık. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisimiz de uygun görürse gerçekleşmiş olacak” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Genel

Binlerce kadın sokaklarda: Yaşasın feminist mücadelemiz!

Published

on

By

8 Mart Kadınlar Günü’nde İstanbul’da binlerce kadın,  bu yıl 16’ncısı yapılan Feminist Gece Yürüyüşü’nde bir araya geldi. Beyoğlu’na gelen binlerce kadın, sloganlar, zılgıtlar, düdükler ve halaylar eşliğinde taleplerini dile getirdi.

Her yıl 8 Mart’ta İstanbul’da geleneksel olarak olarak yapılan Feminist Gece Yürüyüşü başladı. ‘Gündüzleri de geceleri de istiyoruz’ diyerek Taksim Meydanı’ndan Tünel’e İstiklal Caddesi boyunca yürüyüşe başlayan kadınlar, kadına yönelik şiddeti, cinsel istismarı, çocuk istismarını protesto ediyor.

Mor bayraklar, dövizler ve pankartlar taşıyan hemen her kesim ve yaştan binlerce kadın, sıklıkla “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Jin, jiyan, azadi,” (kadın-yaşam-özgürlük) “Sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz”, “İtaat etmiyoruz” ve “İsyan” sloganlarını atıyor.

Yürüyüşe, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da katıldı.

 

Continue Reading

Çok Okunanlar