Connect with us

Para

London Capital Group Analisti Özkardeşkaya: Euro ve dolarda yeni rekorlar gelebilir

Published

on

Türk lirasının diğer para birimleri karşısında değer kaybı bu hafta da devam ederken, Euro iki gün boyunca rekor kırdı. Önümüzdeki dönemde dövizdeki seyri ise küresel risk iştahı ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler belirleyecek.

Salı günü Euro, Türk lirasına karşı 4,59 seviyesinden işlem görerek günü tarihi zirveden kapadı. Çarşamba sabah saatlerinde ise Euro/TL paritesi 4,60 seviyesine çıkarak yeni bir rekor kırdı. Böylece, Türk lirasının Euro karşısındaki değer kaybı yılbaşından bu yana yüzde 24,29’e ulaştı. Türk lirasının Euro karşısındaki bu performansı Bloomberg’in takip ettiği büyük para birimleri arasında en çok zayıflayan para birimi olmasına neden oldu. Perşembe öğle saatlerinde ise Euro/TL paritesi tarihi zirvesinden bir miktar gevşeyerek 4,56 seviyesinden işlem görüyor. Dolar/TL ise 3,87 civarında seyrini sürdürüyor. Dolar, salı günü ise Türk lirasına karşı 3,91 seviyelerine kadar çıkarak ocak ayında ulaştığı zirvenin yakınlarında seyretti. Ocak ayında Dolar/TL paritesi 3,94 seviyesine çıkarak rekor kırmıştı.

BBC Türkçe’den Özge Özdemir‘in görüşlerini aldığı analistlere göre, dolar/TL paritesinin yakın zamanda yeni bir rekor kırması beklenebilir. Türk lirasının yılın başından beri dolara karşı değer kaybı ise yüzde 10 civarına ulaştı.

“Döviz satışı yükselişi durduramadı”

Analistlere göre, Türk lirasının son zamanlarda yaşadığı değer kaybını hem iç hem de dış etkenlere bağlamak mümkün. HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy, eylül ayının ortasından beri yaşanan değer kaybının sadece TL’ye özgü olmadığını vurguluyor.

Diğer yandan TL’nin negatif ayrıştığına dikkati çeken Aksoy, TL’deki değer kaybının nedenlerini şu şekilde sıralıyor:

“Bireylerin son yedi haftada sattığı 8,5 milyar dolarlık döviz kurdaki yükselişi durdurmadı. TL, önemli gelişmekte olan para birimleri içinde en yüksek nominal faizi sağlasa da Eylül ortasından beri negatif ayrışma devam ediyor ve en fazla değer kaybeden para birimi.”

“Yabancı yatırımcılar yüksek faizden faydalanmak için TL’ye yüklü giriş yapmıştı. Bu yatırımcılar önce Kuzey Irak daha sonra ABD ile ilişkilere dair haberlerle TL pozisyonlarının bir kısmını kapatmak ve dövize geçmek durumunda kaldı.”

“Diğer yandan, son günlerde Merkez Bankası’nın TL’de oynaklığı düşürmek için attığını ve atacağını açıkladığı adımlar piyasa oyuncuları tarafından Merkez’in yükselmeye devam eden enflasyona rağmen faiz artırmaktan kaçınacağı şeklinde algılandı.”

“Son günlerde yurtdışı kaynaklı raporlarda TL’ye dair görüşlerin olumsuza çekildiğini görüyoruz. Tüm bu faktörler, TL’de değer kaybına ve negatif ayrışmaya neden oldu.”

“Yüksek cari açık etkili oldu”

Londra merkezli London Capital Group’tan kıdemli piyasa analisti İpek Özkardeşkaya ise son zamanlarda “TL’yi destekleyecek bir haber bulmanın zor olduğu” yorumunda bulunuyor.
İpek Özkardeşkaya’ya göre, TL’de yaşanan düşüşe sebep olan dış etkenler şöyle: Dolar ve euronun güçlenmesi, yatırımcıların gelişmiş ülke hisse ve bono piyasalarına yönelmesi, enerji fiyatlarındaki artış ve uluslararası platformda süregiden siyasi gerilimler.

Özkardeşkaya, iç etkenleri ise şu şekilde sıralıyor:

“Beklenenin üstünde gelen cari açık verisi ile TCMB’nin sabit duruşunun güvensizlik ortamına katkıda bulunması.”

“TCMB’nin bu haftanın başında açıkladığı veriye göre, cari açık eylül ayında beklentilerin üzerinde gelerek 4,53 milyar dolar olmuştu.”

Tahvil faizi de rekor kırdı

“Merkez Bankası’nın devreye girip müdahalede bulunmasının ilk başta piyasayı sakinleştirebileceğini vurgulayan Özkardeşkaya’ya göre yine de asıl yapılması gereken para politikasının TL risklerine uyarlanması.”

“Yoksa diğer durumda piyasanın dengelemeyi fiyatlar üzerinden yapacağını” sözlerine ekliyor.

Bugün euro/TL paritesindeki rekora paralel olarak Türkiye’de 10 yıllık tahvillerin faizi de yüzde 12,49 ile rekor seviyeye çıktı.

Özkardeşkaya’ya göre, bu da Türk lirası varlıklar üzerindeki satış baskısının bir işareti.

“Faiz artışı tek başına yetmeyebilir”

Analistlere göre uzun vadede izlenecek ekonomik veriler Türk lirasının performansı açısından da önemli.
Aksoy, Merkez Bankası’nın gerektiğinde TL’nin zayıflamasına karşı hareket edebileceği algısının TL’nin seyri açısından önemli olduğunu vurguluyor.

Ancak Aksoy’a göre faiz artırımları tek başına yeterli olmayabilir:

“Yüksek faize rağmen son iki ayda TL’de görülen negatif ayrışma faiz artırımlarının tek başına değer kaybını önlemeye yetmeyebileceğine işaret ediyor.”

“Liranın daha istikrarlı bir seyir izlemesi için portföy yatırımları gibi kısa vadeli ve kolay çıkabilen finansman dışında doğrudan yabancı yatırım ve diğer uzun vadeli finansal akımların çekilmesi önemli.”

“Yeni rekorlar beklenebilir”

Merkez Bankası bu haftanın başında açıkladığı beklenti anketinde yıl sonu dolar tahminini 3,72 TL’den 3,86 TL’ye yükselmişti.

Peki Türk lirasının Euro ve dolar gibi gelişmiş para birimlerine karşı değer kaybı önümüzdeki süreçte devam eder mi?

Özkardeşkaya’ya göre, yeni rekorlar beklenebilir:

“Kısa vadede çalkantı yaşanabilir, hatta yeni rekorlar görebiliriz, şu an piyasada TL’yi destekleyici pek haber yok. TL’nin kaderini uluslararası piyasalar ve küresel risk iştahı belirlemeye devam edebilir. Bu durumda aşağı doğru bir düzeltme de söz konusu. Fakat orta-uzun vadede, cari açık, enflasyon, emtia ve petrol fiyatlarındaki yükseliş, TL’yi negatif olarak etkilemeye devam edecektir.”

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Editörden

Bakan Zeybekci’den Moody’s ve AB’ye: Ne halt edersen et umurumuzda değil

Published

on

By

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli’de düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısında, Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası derecelendirme kuruluşu olan Moody’s‘e yüklendi. “Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın?” diyen Bakan Zeybekci, “Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır” dedi.

Karahayıt Mahallesi’nde bir otelde düzenlenen Türk Eximbank’ın strateji, değerlendirme ve eğitim toplantısına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Denizli Valisi Hasan Karahan, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Osman Zolan, Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve Türk Eximbank çalışanları katıldı.

‘AVRUPA BİRLİĞİ’NE TAM ÜYELİK UMURUMUZDA DEĞİL’

Toplantının açılışında konuşan Bakan Zeybekci, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesinin Türkiye olduğunu söyledi. Bakan Zeybekci, “Her türlü sağına soluna kulp takabilirler ama kendi ağızlarıyla bazen itiraf etmek zorunda kalıyorlar. Aralık ayında IMF’nin raporunda satın alma gücü paritesine göre 26 bin 500 dolarlık kişi başına düşen milli geliriyle dünyanın 13’üncü büyük ekonomisinin Eximbank’asıyız. Avrupa’nın 5’inci büyük ülkesinin Eximbank’asıyız. Hedef olarak mutlaka dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi, Avrupa’nın da ilk 3 büyük ekonomisinden biri olacağız. Hedef olarak, ‘Avrupa Avrupa’ dediğimiz zaman da birileri şöyle sanıyor: ‘Bunların işi gücü yok, bunlar illaki Avrupa Birliği’ne ölüp tutuşuyorlar, Avrupa Birliğine illaki girmek istiyorlar.’ Yok böyle bir derdimiz bizim. Bizim derdimiz başka. Atatürk muasır medeniyet dediğinde Avrupa Birliği yoktu daha, hayali bile yoktu. Birbirlerini boğazlamakla meşguldüler. Biz evrensel standartlardaki ülkemizi refah seviyesine, insan hakları, özgürlükler, çevre hassasiyetleri, sağlık, teknoloji, bilim standartlarına çıkarmak için kendimize hedef olarak gördük. Biz o hedefe ulaştığımızda, bizim için bunun enstrümanlarından biri de Avrupa Birliğine tam üyelik süreci, yani bu kaldıracı kullanmak gibi de menfaatimize olabilir, bunu kendimize stratejik hedef olarak görüyoruz. Biz o hedefe ulaştığımızda Avrupa Birliği’ne tam üye olup olmamak bizim işimiz değil, açıkça söylüyorum umurumuzda da değil. O, o günün Türkiye’sinin vereceği bir karardır, tam üye olup olmamakla ilgili. Buna ne onlar karar verebilir, ne de biz karar verebiliriz. Ama hedefimiz, o hedefe ulaşmak. Onun içindir zaten bütün yolculuğumuz” diye konuştu.

‘BUNLARINKİ TEFECİ MANTIĞI’

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba1’den ‘Ba2’ye düşürmesine tepki gösteren Zeybekci, şunları söyledi:

“Yine geçen hafta bir kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’yle ilgili not düşürmesi… Neye göre düşürdün, hangi kriteri dikkate aldın? Avrupa Birliği’nin toplam geri dönmeyen kredi hacmi 1.2 trilyon dolar. AB üyesi ülkelerden birinde geri dönmeyen kredilerin milli gelire oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bizimki yüzde 3 bile değil. Türkiye’nin notunu düşürüyor, onunkini artırıyor. Ne halt edersen et umurumuzda da değil. Senin kastını biz gayet iyi biliyoruz, niyetini de biliyoruz. Fırsat bu fırsat deyip, Türkiye üzerindeki kredi ve finans maliyetlerini artırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Bu bir tefeci mantığıdır. Ne kadar itibarının olduğunu da gösterdi millet. Öyle bir karar açıkladın, ardından ekonomi ve finans piyasalarının sana verdiği tepki sıfır. Sana verdiği itibar sıfır. Bunları bileceğiz, mesafemizi koruyacağız. İlişkilerimiz menfaat ilişkisi olacak. Bunları asla dikkate almayacağız. 29 Mart’ta Türkiye’nin büyüme rakamları açıklanacak. Söylüyoruz: 2017 yılında 2016 yılına göre verdiğimiz yatırım teşvik belgeleri yüzde 81 rakamsal olarak arttı, 175 milyar lira. Bunlar 2018’de yatırıma dönüşecek. Belgesini vermediğimiz 100 milyar liralık yatırımcı bekliyor. 2018 yılında dolar bazında 100 milyarlık özel ve reel sektör yatırımı olacak. Yatırımların büyümeye katkısından dolayı 2018 yılında Türkiye’nin büyüme performansı 2017 gibi yüksek olacak diyoruz. 2018 yılıyla ilgili beklentilerimiz ve ihracatın artması, üretimin de büyümeye etkileri yüksek gelecek ve bunlar yine mahcup olacaklar.”

Continue Reading

Editörden

Goldman Sachs uyardı: Türkiye, aşırı ısınma belirtileri göstermeye devam ediyor

Published

on

By

Türk Lirası’nda son dönemde gözlemlenen istikrarın devam etmeyebileceği uyarısında bulunan Goldman Sachs analistleri, Türkiye’nin aşırı ısınan ekonomiye dair klasik belirtiler göstermeye devam ettiğini söyledi.

Dünya gazetesinin haberine göre, aralarında Mark Ozerov‘un da bulunduğu Goldman Sachs analistleri, müşterilere gönderdikleri notta, Türkiye’de faiz oranlarının cari açık ve enflasyonu kontrol altına almak için çok düşük olduğuna dikkat çekti.

Analistler, büyümedeki yavaşlamaya faizlerdeki artışın eşlik etmesinin beklendiğini, bunun TL üzerindeki baskıyı artıracağını ve Merkez Bankası‘nın harekete geçmesi gerekeceğini belirtti.

Ozerov, “Türkiye, çift haneli enflasyon ve kötüye giden dış dengeyle beraber, aşırı ısınan ekonomiye dair klasik belirtiler göstermeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Çok Okunanlar