Connect with us

Öne Çıkanlar

Milat yazarı Erdal Şimşek dolandırıcılıktan gözaltına alındı

Published

on

Keskin Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ercan Keskin’in tutuklandığı Kocaeli merkezli soruşturmanın yankıları sürerken, geçen cuma sabahı isimlere yönelik de gözaltı işleminin yapıldığı anlaşıldı. Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’nin haberine göre; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Şube ekiplerinin yürütülen soruşturma sonrası gözaltına alınan isimler arasında Bereket Öner ve Erdal Şimşek yer aldı.
 
Gözaltına alınan Erdal Şimşek’in ise Hükümet yakın Milat gazetesi yazarı olduğu öğrenildi. Milat gazetesi yazarı Erdal Şimşek aynı zamanda TRT Kürdi kanalında program yapıyor. 
 
SUÇ DOSYASI KABARIK
 
Şüphelilerden bazıları, İstanbul’un yanı sıra, Konya, Çorum, Mersin, Antalya’da çok sayıda iş insanını dolandırmakla suçlanıyor. Hakkında, dolandırıcılık, yağma, darp, tehdit, evrakta sahtecilik suçlaması ile çok sayıda soruşturma yürütülen Bereket Öner (34), emniyet ifadesinde Recep Ercan Keskin ve Erdal Şimşek ile bir araya gelerek B. K. isimli iş insanı hakkında savcılığa verdikleri dilekçenin nasıl hazırlandığını anlattı.
 
SAHTE MİT’Çİ ROLÜ
 
Öner; Keskin ile birlikte buluştuğu Şimşek’in kendisini MİT mensubu olarak tanıttığını ancak, gerçekte durumun öyle olmadığını birkaç gün sonra anladığını anlattı. Öner, iş insanı B.K. hakkında savcılığa verilen dilekçenin Keskin’in ofisinde hazırlandığını anlattı. Öner, Keskin’in, söz konusu dilekçeyi savcılığa vermesi halinde yüklü miktarda para alacağı vaadinde bulunduğunu öne sürdü.
 
AMAÇLARI PARA KOPARMAKTI
 
B.K. hakkında verdikleri dilekçede yer alan ifadelerin yalan olduğunu söyleyen Öner “ B. K.’yı zor duruma sokup para koparmak için böyle bir iş içerisinde yer aldılar” dedi. Erdal Şimşek ise, Öner’in verdiği ifadeye benzer bilgiler verdi.
 
ZATEN BEN MAYFAYIM’
 
Bu arada, gözaltına alınan Bereket Öner hakkında, çeşitli illerde yürütülen çok sayıda soruşturmanın olduğu anlaşıldı. Antalya merkezli H. Holding’in sahibi Sait B., Çorumlu iş insanı Selim B., Mersinli iş insanı Cüneyt Ç., Konyalı iş insanı Seza P. ve Antalya’dan Ziyaettin A. da, Öner tarafından dolandırıldıkları gerekçesi ile savcılıklara başvuran isimler arasında.
 
Öner’in kendisini dolandırdığını zorla parasını aldığını öne süren Selim B. ifadesinde, Öner’in yönlendirmesi ile, Antalya’da bir kolejde beden eğitim öğretmeni E. İ. K.’nın hesabına 70 bin TL para gönderdiğini kaydetti. Öner hakkında Anamur Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ise Cüney Ç.’yi zorla alıkoyarak parasını aldığı ve “Senin evini basarım. Seni ıssız yere götürürüm. Zaten ben mafyayım. İki sözüm insanlara yeter” dediği iddianamede yer aldı.
 
20 YILLIK ŞİRKETİ BATIRDI
 
Bereket Öner’in dolandırdığı iddia edilen şirketlerden biri de 20 yıllık Batum Turizm. Şirketin ikinci kuşak temsilcisi Batum Sayar, Hürriyet’e yaptığı açıklamada “Bu kişi şirketimizi 2.6 milyon lira dolandırdı. Şirkin zor bir döneminde geldi ve çeklerimizi aldı bir daha da gelmedi. Bu nedenle 20 yıllık şirketimiz battı. Konu ile ilgili savcılığa bir dizi başvuruda bulunduk” dedi. Öner’in Antalya genelinde 40-50 milyon lira dolandırdığı öne sürülüyor.

Continue Reading

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Öne Çıkanlar

“Canan Karatay’ı görünce üzülüyorum, depresyonu turşuyla çözmek gibi önerileri tartışmak istemiyorum”

Published

on

By

2015’te Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından verilen diyabet alanında ‘Yılın Bilim Adamı’ ödülünü alan Yılmaz, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de pancar üretiminin sınırlandırılmasına da karşıyım. Üretim ağırlığının nişasta bazlı şekerlere kaydırılmasını doğru bulmuyorum” ifadesini kullandı.

Temel Yılmaz’ın Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularına verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle:

– Canan Karatay, son günlerde depresyon ilaçlarıyla ilgili açıklamasıyla gündemde. İstanbul Tabip Odası’nın Karatay’a para cezası kesmesine ne diyorsunuz?

Canan Hoca’nın açıklamalarını artık biraz üzüntüyle izliyorum. Depresyonu sadece bağırsaklara ve faydalı-zararlı bakterilere bağlamak, sorunu turşu yiyerek çözmek gibi önerleri de tartışmak istemiyorum! Sorun bu tür talkshow türü yorumlardan çok daha ciddi. Sadece bizim toplum değil, dünyadaki tüm toplumların sorunu. Hekimler arasındaki bu tür tartışmaların yeri medya değil, olmamalı. Bir hipoteziniz varsa, bununla ilgili olarak bir araştırma yaparsınız. Oturup araştırmayı kaleme alırsınız, sonra bu çalışmayı hakemli dergilerden birisine gönderirsiniz. O arada da bir bilimsel kongrede sunmak istersiniz. Oradaki sunumda konunun uzmanları sizi dinler, onayladıkları noktalarda onaylar, akıllarına yatmayan noktalarda da sorularını sorar. Ondan sonra o düzeltmelerini yapar. Yayın, hakemli bir dergide çıkar. Bu artık uluslararası standartlarda yapılmış bir araştırmadır ve herkes bunu uygular.

– Karatay’a temel eleştiriniz, araştırma bulgularını önünüze koymadan konuşması mı?

Evet, somut kanıtlar olmadan konuşmamalı.

– Siz Karatay’ın şeker yükleme testine karşı çıkmasını da eleştiriyorsunuz değil mi?

“Şeker yükleme testini yaptıranların çocukları şeker hastası olur, kalbi delik olur” diyorsanız, bunu kanıtlamanız lazım. Tıpta gelişigüzel konuşma hakkınız yok. İnsan hayatıyla ilişkili olarak karar veren ve daha sonra hesap sorulmayan mesleklerden biri hâkimlik, diğeri de hekimlik. Bir hasta, gelip sizi bir otorite olarak aldığı zaman, ağzınızdan çıkacak her kelimeyi izler. Söylediğiniz bir kelimeye takılır, sabaha kadar uyumaz. Canan Hoca’nın, glikoz tolerans testi yapılmış annelerin çocuklarının verilen glikoza bağlı olarak diyabet olduğuna dair kendi klinik araştırmasını ya da literatüre ilişkin araştırmasını bekliyorum. Baktım ama bulamadım.

– Ama Karatay depresyon ilaçlarının aşırı yaygınlaşmasını eleştirmekte haklı değil mi?

Depresyon ilaç tüketiminin aşırı olduğuna katılıyorum. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojinin insanlara getirdiği yeni hayat modeli. İnsanlar artık çok daha uzun saatler çalışıyor, daha uzun süre kapalı ortamlarda kalıyor, daha hareketsiz ve daha stresli. Mesaj-mail trafiği de düşük yoğunluklu stresi tüm güne yaydı. İnsanlar artık sürekli çalışan, sürekli izlenen ve sürekli uyarı ve emirlerle sürekli yönetilen modern köleler haline geldi ve tüm toplumlarda depresyon patladı. İlaç kullanımı da arttı. Ancak bu durum tek başına bu kadar aşırı ilaç kullanımını izah etmez. Sorunu psikoterapik rehabilitasyonlarla çözümlenebilecek birçok insan hemen ilaca yönlendiriliyor. Aşırı miktarda gereksiz, indikasyonsuz ilaç tüketimi var. Bu ilaçlar duyguları etkileyen ilaçlar, stres ve üzüntüleri azaltırken sevinç ve mutlulukları da buduyor. Çalışma koşullarının biraz daha düzeltilmesi, işyerlerinde çalışana psikolojik danışmanlık sağlanması gibi önlemler, sorunların çözümünde çok önemli rol oynayabilir.

Continue Reading

Çok Okunanlar