Connect with us

Arka Sayfa

NASA: Mars’a gidecek kadar paramız yok

Published

on

NASA William H. Gerstenmaier, “İnsanlara Mars’a gideceğime dair söz veremiyorum. Bunun yanında Mars için kullanılabilen yüzey iniş sistemlerine sahip olmadığımız gibi bir diğer sorun var” diyor ve ekliyor: “Bu giriş, iniş ve iniş bizim için Mars için büyük bir tehlike.”

NASA’nın, Mars’a iniş ve yeniden dönüş için tasarladığı yeni uzay oyuncakları, ‘pahalı çabalar’ olarak tanımlayan uzman, bu süreç için ayrıca iniş ve Mars yüzeyine özgü zemin için özel iniş araçları tasarlaması gerektiğini de belirtti.

Bu Mars görevinin iptal edildiği anlamına gelmediğini vurgulayan Gerstenmaier, Şuanki kaynaklarla Mars seyahatinin mümkün olmadığını dile getirdi. Uzman, ‘NASA önümüzdeki yıllarda daha fazla kaynak sağlamalı ya da Mars’ı insanlara tanıtmak için daha ucuz çözümler üzerinde çalışmak için özel sektör ile işbirliği yapmalı’ dedi.

Gerstenmaier ayrıca, NASA’nın Ay’ın üzerinde bir üs oluşturmak ve Mars’a buradan ikmal yapmak da dahil olmak üzere çeşitli yolların araştırıldığını söyledi.

Yılda sadece bir kez uçması beklenen Uzay Fırlatma Sistemi’nin maliyeti 1 milyar dolardan fazla olması planlanıyor.

Arka Sayfa

Şubat ayı içinde 47 kadın cinayeti işlendi

Published

on

By

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Şubat 2018 Veri Raporu’nu açıkladı. Şubat ayında 47 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü belirtilen raporda “28 günde 47 kadın cinayetinin yaşanmış olması elimizdeki en yüksek sayıdır. Geçtiğimiz ocak ayında 28 kadın cinayeti yaşanmışken, son ayların en yüksek kadın cinayetinin gerçekleşmiş olmasında şiddet eğilimindeki artış temel sebep olarak yer alıyor. Kadın düşmanı açıklamaların artması; şiddete karşı gerçekçi çözümler yerine, modern olmayan hadım ve idamın gündem edilmesi; kadına ve çocuklara yönelik şiddet konulu davalarda indirim uygulanması; kamuoyunun talepleri yerine oyalayıcı açıklamalarda bulunulması kadına yönelik şiddetin artmasında etkili oldu” denildi.

Bu ay kadın cinayetlerinin 13’ü şüpheli ölüm iken 15’inin nedenin tespit edilemediği vurgulanan raporda şöyle “Her gün birden fazla kadın öldürülürken, kadınların cansız bedenleri kamuya açık alanlarda bulundu. Bu durum şiddette vahşet boyutunun da arttığını gösteriyor. Belli olmayan faillerin ortaya çıkarılması, cinayetlerin nedenlerinin tespiti gerekiyor” ifadeleri yer aldı.

Kadın cinayetlerinin en çok işlendiği iller
Bu ay içerisindeki kadın cinayetlerinin en çok gerçekleştiği iller şu şekilde; İstanbul’da 6, İzmir’de 5, Kocaeli’nde 3, Balıkesir’de 3.

Kadınların 21’i evinde, 7’si sokakta, 3’ü arabada, 2’si iş yerinde öldürülürken 7’sinin nerede öldürüldüğü tespit edilemedi.

3 kadın yaşam mücadelesi veriyor
İstanbul’da çalıştığı iş yerinde evli olduğu erkek tarafından av tüfeğiyle vurulan Bediha Bal, hastanede yaşam mücadelesi veriyor.

Bursa’da A.K, birlikte olduğu A.Ç’yi av tüfeğiyle yaraladı. Yaraladıktan sonra A.Ç’yi hastaneye bırakıp kaçan A.K yakalandı. A.Ç, hastanede yaşam mücadelesi veriyor.

Bursa’da Halil Ö., evli olduğu S.Ö’ye satırla saldırdı. Yaralanan kadın hastanede yaşam mücadelesi verirken, saldırgan gözaltına alındı.

Cinsel şiddet devam ediyor
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun basından derlediği bilgilere göre, 2018 Şubat ayında 31 kadına cinsel şiddet uygulandı. Kadınların 23’ü yabancı kişiler, 7’si tanıdığı kişiler, 1’i üvey babası tarafından şiddete uğradı.

TBMM’de görevli memur 52 yaşındaki F.K, stajyer lise öğrencisi genç bir kadını taciz ederken başka bir çalışan tarafından görüldü. Şahıs hakkında soruşturma başlatıldı, sanığın 4 aydır tacizlerinin sürdüğü ortaya çıktı.

Kadın cinayetlerinde failler belli değil
Bu ay işlenen kadın cinayetlerinde faillerin yüzde 47’si tespit edilemezken, kadınlar yine yakınları tarafından öldürülmeye devam edildi. Kadınların yüzde 26’sı evli olduğu erkek tarafından, yüzde 13’ü tanıdığı kişi ya da akraba tarafından öldürüldü.

Kadınların yarısından fazlası 36-65 yaş arasındayken, yüzde 19’u 25-35 yaş ve yüzde 7’si 19-24 yaş arasındaydı.

Kadınların 11’i kendi hayatına dair karar almak isterken, 3’ü boşanma, 3’ü ekonomik nedenlerden ötürü öldürülürken; 13’ü şüpheli, 15’i tespit edilemeyen nedenlerden dolayı öldürüldü.

Şanlıurfa’da 8 aylık hamile 20 yaşındaki Fatma P. eşiyle tartıştıktan sonra yüksekten düşerek öldü. Fatma P.’nin evinin penceresinden atladığı iddia edildi.

Konya’da 31 yaşındaki Asiye K., evli olduğu Halit K. tarafından ateşli silahla başkasıyla birlikte olmak, ilişkiyi sonlandırmak istediği için öldürüldü.

Kadınlar ve çocuklar korunmuyor
Şubat ayında öldürülen kadınların yüzde 85’inin koruma kararının olup olmadığı tespit edilemezken; yüzde 2’sinin koruma kararı var, yüzde 9’unun süren boşanma davası olduğu biliniyor.

Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma gibi birçok yaptırımı düzenleyen; kadınlara maddi yardımdan kimlik değiştirmeye birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor.

Denizli’de 42 yaşındaki Oktay Şahin, boşanma aşamaları süren evli olduğu 31 yaşındaki Ayşe Şahin ve 13 yaşındaki kızları Nurdan Şahin’i ateşli silahla öldürdükten sonra da intihar etti. Ayşe Şahin, katil Oktay Şahin’i olay gerçekleşmeden 2 gün önce savcılığa şikayet etmişti. Ayşe Şahin’in şikayeti dikkate alınıp, hemen gerekli işlemler yapılmış olsaydı kızıyla birlikte yaşıyor olacaktı.

Adana’da Mahmut Demirci, boşandığı Zuhal Kırlangıç’ı barışma teklifini reddettiği için cadde ortasında ateşli silahla vurduktan sonra intihar girişiminde bulundu.

Ordu’da 38 yaşındaki Rüstem Kılıç, evli olduğu 36 yaşındaki Bahar Kılıç’a kesici aletle saldırdıktan sonra ateşli silahla öldürdü. Annesini korumak isteyen 11 yaşındaki Ömer Kılıç’ı da öldüren Rüstem Kılıç, 14 yaşındaki kızı E.K’yi de kaçırmaya çalıştı. Katilin elinden kurtulan E.K, polise haber verdi. 1 hafta sonra ormanda sanık yakalandı.

Continue Reading

Arka Sayfa

Fakir arkadaşının bebeği için mama çaldı 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Published

on

By

Diyarbakır’da maddi durumu yetersiz arkadaşının çocuğu için mama çalan bir kişi 3 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye, son yıllarda yargıya güvenin az olduğu bir dönemden geçiyor. Adana’da 81 yaşındaki kadının, su sayacındaki mührü kaldırıp suyu kullanmasından dolayı gözaltına alındığı ve 3 bin lira para cezası verip serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Bu kez de Diyarbakır’dan bir haber var tartışmalı yargı kararlarına örnek olacak türden.

Evrensel’den Deniz Tekin’in haberine göre, bir marketten maddi durumu kötü olan arkadaşının bebeği için 8 paket mama çalan E.A., 3 yıl 10 ay 25 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Olay, Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesindeki Carrefoursa marketinde 17 Temmuz 2017 tarihinde gerçekleşiyor. Haberde anlatılana göre şöyle gelişiyor hapis cezasına giden yoldaki hadise:

“E.A. (25), bebek reyonunda farklı miktarlarda 4 paket Aptamil türü çocuk mamasını çantasına koyarak götürdü. Olaydan 4 gün sonra tekrar aynı markete giden E.A. 4 paket daha çocuk maması aldı. Reyondaki mamaların çalındığından şüphelen market görevlileri, işyerinin güvenlik kamarası kayıtları üzerinde yaptıkları incelemede mamaların çalındığını tespit ederek, durumu polise bildirdi. Market yetkilisi toplam değeri 550 TL olan 8 paket Aptamil bebek maması çalan E.A’dan şikâyetçi oldu. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, marketten mamaları alan kişinin E.A. olduğunu tespit etti. Hırsızlık yaptığı gerekçesiyle 18 Temmuz’da gözaltına alınan E.A. polisteki ifadesinde, toplam değeri 550 TL olan 8 paket mamayı maddi durumu düşük olan arkadaşının bir yaşındaki bebeği için aldığını belirtti. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen E.A. hırsızlık yaptığı gerekçesiyle 19 Temmuz’da tutuklandı.”

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlıyor saha sonra. İddianamede, E.A’nın sadece marketteki mamaları aldığının tespit edildiğine de vurgu yapılıyor.

Ancak E.A’nın üzerine atılı suçu işlediği konusunda kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli delil bulunduğu sonucuna varıldığı kaydediliyor yine iddianamede.

Diyarbakır 14. Asliye Mahkemesi’nde görülen davada, 25 Eylül 2017’de hakim karşısına çıkan E.A. savunmasında da, söz konusu mamaları arkadaşının 1 yaşındaki bebeği için aldığını söylüyor ve martketin zararını karşılamak istediğini, olaydan da pişmanlığını belirtiyor.

Davada müşteki olarak ifade veren marketin müdürü de, sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesine rağmen E.A’ya cezayı ertelemiyor mahkeme ve toplam 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıyor.

Cezanın ertelenmemesine gerekçe ise, sanığın daha önce benzer suçtan dolayı kesinleşen hapis cezasının bulunması gösterildi.

Mahkeme, sanığın zararı mahkeme hüküm vermeden önce gidermesi ve hapis cezasının sanık üzerindeki olumlu etkilerine takdiri indirim nedeni yaparak hapis cezasını 3 yıl 10 ay 25 güne indiriyor daha sonra.

Sanık avukatının, karara karşı Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı istinaf talebinin de reddedildiği belirtilirken, 5 yıl altında olan hapis cezasının kesinleşmesi nedeniyle E.A.’nın cezaevine gireceği kaydedildi.

Continue Reading

Arka Sayfa

14 yaşındaki engelli çocuğa 653 kez istismar: 92 şüpheli var, tutuklu yok!

Published

on

By

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 2015’te bir cinsel istismar soruşturmasında ifadesi alınan zihinsel engelli F.B., 2014 ve 2015 yıllarında 92 kişinin defalarca cinsel istismarına maruz kaldığını söyleyip, bu kişilerin isimlerini savcılığa bildirdi. Kızın ifadesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

İfadesi alınan F.B., babası öldükten sonra istediği saatte eve gittiğini belirterek “Bunu fırsat bilip, beni takip eden kişilerin cinsel istismarına uğradım. Bu kişiler bana defalarca tecavüz etti” dedi.

F.B., ifadesinde şunları söyledi: “Bana ilk tecavüz eden E.Ş.’dir. E.Ş.’nin kardeşi M.Ş. beni bir eve götürdü. Ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp, ağzımı koli bandı ile bantladı ve tecavüz etti. Tecavüz eden veya ilişkiye girdiğim kişiler sonra başka kişilerle ilişkiye girmemi istedi. Biri evimize gelerek, benimle ilişkiye girmek istedi. Bunu annem gördü. Sonra annemi arayıp, beni evine göndermesini istedi. Gittiğimde tecavüz etti. Durumumu tüm mahalleye ve dedeme söyleyecekleri tehdidiyle tecavüz ediyorlardı. Bıçağı karnıma dayayıp, zorla tenha yerlere götürüp, tecavüz ediyorlardı.”

653 kez istismar
Diyarbakır Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden ifadesi alınan F.B., bir şüphelinin yaklaşık 200 kez, bir şüphelinin ise ölüm tehdidiyle 100 kez kendisine cinsel istismarda bulunduğunu belirtti. Mağdurun ifadelerinde 92 isim tespit eden güvenlik güçleri, beyanlara göre F.B.’nin iki yıl içerisinde en az 653 kez istismara uğradığını belirledi. Verdiği isimlerin bazılarının kardeş olduğunu söyleyen mağdur, istismarda bulunanlar arasında kuzenleri ve akrabalarının da olduğunu ifade etti. İfadelerde ismi geçen kişilerin, taksici, okul temizlik görevlisi, kuyumcu, belediye görevlisi, lokantacı, kamu görevlisi, itfaiyeci, kıraathaneci, kasap, elektrikçi, aşçı, kuaför ve kırtasiyeci oldukları belirlendi.

Raporla kanıtladı
Mağdurun ismini verdiği şüphelilerin açık kimliklerini tespit etmek için harekete geçen savcılık, F.B.’nin cep telefonu kayıtlarını inceledi. İncelemede, mağdurun isimlerini verdiği 92 kişiden 10’unun 2016 yılında, 12’sinin ise 2017 yılında kimlikleri tespit edildi. Kimliği tespit edilen 22 şüpheli, 2016 ve 2017 yıllarında tutuklandı. Tutuklanan şüpheliler ifadelerinde mağdura zorla veya rızası ile cinsel istismarda bulunmadıklarını söyledi.

İfade sırasında mağdurun yanında olan psikologun hazırladığı raporda, F.B.’nin yaşından daha düşük zekâ yaşına sahip, saf ve çocuksu biri olduğu ve cinsel istismara uğramış olabileceği belirtildi. İç beden muayenesinde ise mağdurun hem fiili livataya maruz kaldığı hem kızlık zarının yırtıldığı belirlendi. Başka bir raporda ise yüzde 50 engel durumu olan mağdurun, cinsel istismarın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği belirtildi.

‘Rıza geçerli değil’
Soruşturma sonucunda, mağduru telefonla aradıkları tespit edilen 10 kişi hakkında 25 Ekim 2016, 11 kişi hakkında 26 Nisan 2017 ve 1 kişi hakkında ise 22 Eylül 2017 tarihinde, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘Cinsel amaçla kişiyi alıkoyma’ suçlarından dokuzar yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle üç ayrı iddianame hazırlandı. Mağdurun babasının 13 Haziran 2014 tarihinde öldüğü, bu nedenle istediği zaman evden çıkmaya başladığı belirtilen iddianamede, bunu fırsat bilen şüphelilerin istismarda bulundukları kaydedildi. Bazı şüphelilerin kıza rızasıyla cinsel istismarda bulunduğu belirtilen iddianamede, 14 yaşındaki mağdurun rızasının geçerli olmadığı ifade edildi.

İşkence de var
İlk iddianamenin kabulünün ardından 10 tutuklu sanığın yargılanmasına 17 Ocak 2017 tarihinde Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. 11 sanık hakkındaki 2’nci iddianame de daha sonra aynı dava ile birleştirildi. 21 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İnsan Hakları Derneği, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile Kadın Hakları Merkezi de katıldı. Savunması alınan sanıklar, mağdura cinsel istismarda bulunmadıklarını belirterek suçlamaları reddetti.

Yargılama sırasında ifadesi alınan F.B., zorla, tehdit ve şantaj ile istismara uğradığını belirterek “Durumumu kimse bilmiyordu. Dedeme söylemek ve bıçakla öldürmekle tehdit ettiler. Tehditlerden dolayı sesimi çıkaramadım. iki sanık ilişki sonrasında bana eziyet ediyor, eve gitmemem için dövüyorlardı. Üzerimde sigara söndürdüler” dedi.

Baskı altındalar
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay ise mağdur ailesine ifade değiştirmeleri için baskı yapıldığını belirterek, F.B.’nin annesinin de baskı altında olduğunu söyledi. F.B.’nin gittiği rehabilitasyon merkezinde çalışan A.C., mağdurun sürekli uzun kollu giydiğini, sağ kolunun omzuna kadar darp izi dolu olduğunu, sağ elinin üstünde çizikler olduğunu, bir kez boynunda morluk ve tırnak izi gördüğünü söyledi. Mağdurun annesi ise kimsenin kendisini tehdit etmediğini belirterek şikâyetçi olmadığını ifade etti.

Mahkeme, 28 Mart 2017’deki duruşmada 11 sanığın, 21 Eylül 2017 günkü duruşmada ise diğer 10 sanığın serbest bırakılmasına karar verdi. Sanıkların serbest bırakılmasına itiraz eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay, toplanmamış deliller olduğunu belirterek, “Mağdur baskı nedeniyle sürekli ifade değiştiriyor. Bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Sanıklar tutuklu yargılansın” dedi.

Tutuklu sanık kalmadı
Yargılama sırasında şikâyetten vazgeçtiğine dair dilekçe gönderen mağdurun, 25 Eylül 2017 günü yeniden ifadesi alındı. İlk ifadelerinin doğru olduğunu söyleyen mağdur, “Sanıkların ailesi tehdit ettikleri için şikâyetten vazgeçtim. Anlattığım tüm olaylar doğrudur. Sanıklar tarafından çok kez tecavüze uğradım. Baskı altında şikâyetçi olmadığıma dair dilekçe gönderdim. Tüm sanıklardan şikâyetçiyim. Üzerimizde yoğun baskı var. Annemi dövüp para teklif ettiler. Baskı ve dayak yüzünden şikâyetten vazgeçtik” diye konuştu.

F.B.’nin cinsel istismara uğramasına ilişkin sanık N.Y.’nin tutuklu yargılamasına da 22 Kasım 2017 tarihinde 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Savcılık talebiyle kapalı yargılama yapan mahkeme, sanık N.Y.’nin tahliyesine karar verdi. N.Y.’nin de tahliye edilmesi üzerine iki mahkemedeki davalarda tutuklu sanık kalmadı. İki mahkemede yapılan duruşmalar ertelendi.

Suçlanan diğer kişi hakkında soruşturmalar sürüyor.

Continue Reading

Çok Okunanlar