Connect with us

Sürmanşet

OECD raporu: Türkiye’de yüksek eğitim almış her dört kişiden biri iş bulamıyor

Published

on

Türkiye’nin de üyelerinden biri olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) her yıl yayınlanan “Eğitime Bakış” (Education at a Glance) raporuna göre, Türkiye’de yüksek eğitim almış her dört kişiden biri iş bulamıyor.

DW Türkçe’nin haberine göre, OECD’nin 2016 verilerine dayandırarak yayınladığı raporunda Türkiye’de yüzde 25 civarındaki işsiz üniversite mezununa ek olarak, lise mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 38 ve lise diploması olmayanlarda ise yüzde 49 olarak kaydedildi.

OECD üyesi ülkelerin ortalamasına bakıldığında ise yüksek öğrenim görmüş kişilerde işsizlik yüzde 16, lise mezunlarında yüzde 25 ve lise diploması olmayanlarda ise yüzde 43 şeklinde.

İşletme ve hukuk mezunları iş bulamıyor

Türkiye’de işletme ve hukuk alanlarında yüksek öğrenim görenler, diğer üniversite mezunlarına oranla daha az iş imkanlarına sahip oluyor. Bu alanlarda mezunlar yüzde 73 oranında kendi branşlarında meslek seçebiliyorlar.

Bunun karşılığında üniversite mezunlarının en rahat iş bulabildiği branşları mühendislik, inşaat ve tıp oluşturuyor. Bu alanlarda eğitim almış kişiler yüzde 78 oranında iş sahibi olabiliyor.

Mezun olduktan sonra iş imkanları en kısıtlı olanlar ise sanat ve beşeri bilimler, sosyal bilimler ve gazetecilik alanlarında eğitim alanlar. Bu kişilerin işsizlik oranı yüzde 35’in üzerinde.

Okul öncesi eğitim önemsenmiyor

Erken çocukluk eğitimi (EÇE) konusunda ise Türkiye OECD ortalamasının çok gerisinde. Yeteneklerin gelişimi ve öğrenme kabiliyetini arttıran ve ağırlıklı olarak üç yaş öncesi başlayan EÇE’ye katılım oranı Türkiye’de üç yaş gruplarında yüzde 9 iken, iki yaş grubunda ise neredeyse bulunmuyor.

İki ve üç yaş grubunda başı çeken ülkeler ise İskandinavya’dan. Danimarka, İzlanda, Norveç ve İsveç’teki velilerin yaklaşık yüzde 90’ı çocuklarını iki yaşından itibaren formasyona tâbi eğitime sokuyor. Avrupa dışından da Güney Kore bu konuda en fazla hassasiyet gösteren ülkelerden.

Buna karşılık OECD ortalamasına bakıldığında üç yaş grubunda EÇE’ye katılım yüzde 78, iki yaş grubunda ise yüzde 39 olarak kayda geçmiş durumda.

Dört yaş gruplarında ise Türkiye’de eğitim alan çocuk oranı yüzde 32 olmasına karşın, bu oran OECD ortalamasında yüzde 87 civarında.

Eğitime katılımdaki bu uçurum kendisini ilkokul çağında da gösteriyor. Türkiye’de 25-64 arası yaş grubundakilerin yüzde 43’ü sadece ilkokul mezunuyken, üye devletler arasında düşük eğitimli olma oranı ile en yüksek skoru Endonezya ile paylaşıyor.

Devlet ve özel arasında uçurum var

Rapordaki bir diğer çarpıcı istatistik de Türkiye’de devlet ve özel okullar arasındaki eğitim kalitesi ve öğrenci başına düşen eğitmen sayısındaki uçurum.

Türkiye’de özel okullarda her sınıfa düşen öğrenci sayısı OECD üyeleri arasında ortalamanın altında olsa da, devlet okullarında sınıf mevcudiyetleri en yüksekler arasında. Bu da aynı zamanda Türkiye’yi devlet ve özel okullar arasındaki uçurumun en fazla yaşandığı OECD üyesi olarak konumlandırıyor.

Orta eğitimde devlet kurumlarında sınıflara 35 öğrenci düşerken, özel okullarda bu sayı 20. OECD geneline bakıldığında devlet okullarında ortalama 23, özel okullarda ise 22 öğrenci bulunuyor. Genel ortalamaya bakıldığında da aynı uçurum göze çarpıyor.

Ancak son yıllarda Türkiye’de sınıf ortalamalarında çarpıcı bir düşüş yaşanıyor. 2005 ile 2015 yılları arasında ülkedeki sınıf ortalamalarında yüzde 16’lık bir düşüş gözlenirken, bu oran OECD üyeleri arasında ikinci en büyük azalma. Bu kalemde genel OECD ortalaması ise yüzde 2.

Öğretmen yetersizliği

Sınıflardaki kalabalık aynı zamanda eğitim kalitesine de yansıyor. Öğretmen başına düşen öğrenci istatistiklerine bakıldığında bu oran ilkokulda 18, orta okulda 17, lisede 14 ve yüksek öğrenimde 22 olarak kayda geçti.

Öğretmen başına düşen öğrenci istatistiklerinde OECD ortalamaları ise aynı sıra ile ilkokulda 15, orta okulda 13, lisede 14 ve yüksek öğrenimde 16.

Devlet ve özel ayrımı bu noktada yine ortaya çıkıyor. Devlet okullarında bir öğretmene genel ortalamada 16 öğrenci düşerken, özel okullarda bir öğretmen sekiz öğrenciye tüm vaktini ayırabiliyor. OECD ortalaması ise özel ya da devlet farkı gözetmeksizin eğitmen başına 13 öğrenci şeklinde.

Rapor, aradaki bu uçurumun özel okullar ile devlet okulları arasında eğitim ve öğrenme kalitesinde büyük eşitsizlikler doğurabileceğine işaret ediyor.

Spor

3 Avrupa kulübü onu istiyor

Published

on

By

West Ham United, Trabzonspor formasını giyen Okay Yokuşlu’ya resmen talip oldu. Sevilla’nın da Milli futbolcuyla ilgilendiği belirtiliyor. İngiliz ekiplerinden West Bromwich de Okay için gözlemci gönderdi.

Ona ‘Yeni Busquets’ diyorlar

Okay için Yeni ‘Sergio Busquets’ tanımlamasını yapan As gazetesi 23 yaşındaki oyuncunun Sevilla’da Nzonzi’nin yerini alabileceğini yazdı. Gazete Sevilla’nın bu mevki için Genk’ten Norveçli futbolcu Sander Berge’le de ilgilendiğini ancak Belçika ekibinin 15 milyon euro’dan aşağısını kabul etmediğini bildirdi. 

8 milyon euro

Okay Yokuşlu’nun 8 milyon euro’ya transfer edilebileceği de vurgulandı.

Continue Reading

Sürmanşet

Bahçeli’ye, vatandaş olmasına tepki gösterdiği robotun tasarımcısından yanıt geldi

Published

on

By

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suudi Arabistan’ın geçen yıl robot Sophia’ya vatandaşlık vermesine, “Suudi Arabistan ne yapmak istemektedir?” diye tepki göstermişti; robotun tasarımcısından yanıt geldi.

Sophia, dünyanın en gelişmiş insansı robotlarından. Sohbet edebiliyor, duygularını gösteriyor, dahası tercih yapabiliyor. Hong Kong merkezli Hanson Robotics’in geliştirdiği Sophia, geçtiğimiz ekim ayında ilk vatandaş robot olarak dünyanın gündemine oturmuştu. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Sophia’ya vatandaşlık vermişti.
 

Devlet Bahçeli’nin tepki gösterdiği robot Sophia Türkiye’ye geliyor

Bu adıma en ilginç tepkilerden biri, MHP Lideri Devlet Bahçeli’den gelmişti; “Suudi Arabistan bir Hollywood yıldızına benzetilen robota vatandaşlık vererek ne yapmak, nereye varmak istemektedir? Nasıl bir hüsran, husumet kutsal topraklarda hâkimiyet kurmuştur?” demişti.

Bahçeli’nin sözlerine ve yapay zekâ teknolojisinin geldiği noktayı, robotu tasarlayan ve şirketin sahibi olan ABD’li mühendis Dr. David Hanson’dan yanıt geldi. Hong Kong’dan Skype aracılığıyla Habertürk’e konuşan Hanson, Bahçeli’nin sözleriyle ilgili şunları söyledi: “Tabii ki Suudi prens adına konuşamam ama bildiklerimi dile getirebilirim. Prens insan hakları konusunda bazı adımlar atmak istiyor, kadın haklarını genişletmeye çalışıyor. Bir robota vatandaşlık vermesi, bu yaklaşımını gösteriyor. Ayrıca Sophia’yı sadece Hollywood’dan, Audrey Hepburn’den değil dünyadaki pek çok kültürden esinlenerek yarattım. Mesela Nefertiti’den, Kanada’daki yerli halk İnuit’lerden, hatta eşimden etkilendim. Kültürler arasında köprü olacak bir robot olmasını istedim. Bu amaçlarımıza korku ve milliyetçilikle cevap veren herkes, yaratıcılığın ve ilerlemenin önünü kesiyor. “

Sophia’yla birlikte nisanda bir etkinlik için Türkiye’ye gelecek olan Hanson, “O ziyarette Bahçeli’yle görüşüp kendisini anlatır mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Tabii ki. Eğer siyasetçiler yeterince cesursa, Sophia tabii ki onlarla sohbet etmeye açık.”

Continue Reading

Spor

Volkan Demirel dümene geçti

Published

on

By

Aykut Kocaman ile aradaki buzları eriten Volkan Demirel, takımda moralleri yükseltmek için kolları sıvadı.

Deneyimli file bekçisi, her idmanda arkadaşlarına konuşmalar yapıyor.

Volkan, peş peşe gelen 2 yenilgiye rağmen hiçbir şeyin bitmediğini hatırlatıp, “Oynayacağımız 10 maç daha var. Bunların hepsini kazanabilecek kalitedeyiz. Yeni Malatya ve Galatasaray galibiyetleri, biz iyeniden havaya sokar, rakiplere ise güçlü bir mesaj olur. Bize düşen, birlik olup, sahada sonuna kadar mücadele etmek” dedi.

Continue Reading

Çok Okunanlar