Connect with us

Dünya

Romanya basını: Zarrab’ın itiraflarından ders çıkaralım

Published

on

ABD’de hakkında, İran’a yönelik ambargoyu delme, bankacılık sisteminde sahtecilik, kara para aklama, gibi suçlardan açılan davada suçunu kabul edip sanıklıktan tanıklığa geçen Reza Zarrab’ın mahkemede anlattıklarını dünya kamuoyunda yankılanmaya devam ediyor.

Romanya’nın deneyimli gazetecilerinden Cristian Campeanu, devletin yaptığı yolsuzluğun nasıl soruşturulacağını, Zarrab davası üzerinden örneklendiriyor. Romen gazeteci, New York’taki davanın sonunda, Erdoğan rejiminin bütün yönleriyle ortaya çıkacağını öngörüyor.

Zarrab’ın aktörü olduğu işlerin yeterince karmaşık, global siyasette bir gerilim filmi senaryosu kapasitesi taşıdığını belirten Campeanu, Revista 22 adlı sitede, davanın seyrini kısaca şöyle özetliyor.

Devletin yolsuzluğu nasıl soruşturulur?
’’2010’da Amerika, İran’a ambargo uygulamaya başladı. Bir yıl sonra, ailecek altın ticaretinden gelen, yaşı 30’a varmamış İranlı işadamı Reza Zarrab, bazı etkili bankacıları ve hükümetten üst düzey yetkilileri, ambargodan kurtulmanın önemli bir yöntemine ikna etti. Bu kişi, İran’ın Türkiye’ye sattığı petrol ve gazın parasını, önce değerli metal, sonrasında ise kontrol edilmemiş ürünlerin değişimi yoluyla İran’a aktarılmasını sağlayan çok geniş bir operasyona girişti ve bu işlemlerde Halkbank’ı kullandı. Bu süreçte ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a 50 milyon euroya yakın rüşvet verdi.

2013’te Zarrab işleri genişletti. Altınları özel uçağına yükleyip Dubai’ye götürmeye başladı. Ancak, bütün bu olanlar uluslararası gözlemcilerin dikkatinden kaçmadı. İran’a uygulanan ambargonun en az bir yıldır ihlal edildiği raporlandı. Nedense bu duruma ABD Başkanı Obama müsamaha gösterdi. Obama, ya Erdoğan’ı kızdırmak istemedi; ya da iyi niyet göstergesi olarak İran ekonomisini boğmak istemedi.

17 Aralık bütün yolsuzlukların anası
Raporların üzerinden yaklaşık 7 ay geçti. 17 Aralık sabahı, Foreign Policy dergisinin ’bütün yolsuzlukların anası’ olarak nitelendirdiği soruşturma başladı. Bakan oğulları, bankacılar, işadamları gözaltına alındı. Halkbank’ın genel müdürünün evinde, ayakkabı kutusuna saklanmış 4,5 milyon dolar para bulundu.

Erdoğan ani bir açıklamayla, ülkenin gelişmesini istemeyen dış güçlerin bir komplosuyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Nitekim bir hafta sonra Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan savcıların hedefindeydi. Bu arada, Erdoğan’la oğlu arasında, tüm paraların taşınması, kalan 30 milyon euronun nasıl eritileceğine dair konuşmalar internetten yayınlandı.

Erdoğan hukuk devletine karşı cihat başlattı
Bu ses kaydının yayınlanmasının ardından Türkiye’de hukuk devletine karşı cihad başladı. İstanbul emniyet müdürü, 450 polisle birlikte görevden alındı. Çok geçmeden HSYK’ya Erdoğan’a sadık üyeler seçildi. Yolsuzluğu soruşturan savcılar görevden alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’da ikamet eden Fethullah Gülen’i komploculukla ve paralel devlet kurmakla suçladı. Parlamentoda yolsuzluğu araştırmak için kurulan komisyon, bu süreçte hükümetin mağdur edildiği kanaatine vardı.

Yolsuzluğu soruşturan savcılardan ikisi Almanya’ya sığındı. Kalan savcılar, polisler, gazeteciler tutuklandı. Yolsuzluk soruşturmasında gözaltına alınıp tutuklananların hepsi serbest kaldı, paralarını faiziyle geri aldılar. Yolsuzluğun anahtar ismi Zarrab, yılın ihracatçısı ödülü aldı, Mart 2016’da Disneyland’a gidince tutuklandı.

Süreci anlaşılır bir üslupla anlatan gazeteci Cristian Campeanu davanın bugününe dair şu bilgiyi paylaşıyor: ”Kasım 2017’de Zarrab hakkında hazırlanan iddianame, bazı eski ve görevdeki devlet yetkililerini suçluyor ve açıkça Türk cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedefe koyuyor.’’

Deneyimli gazeteci, yazısını Romen siyasetçilere gönderme yaparak bitiriyor, “Bu davayla Türkiye’nin yalanı açığa çıkmış oldu. Bükreş’teki hırsız siyasetçilerin dikkatine sunulur!”
Yazının tümü için orijinal link: https://revista22.ro/70268110/cum-pui-sub-acuzare-corupia-de-stat.html

Dünya

IŞİD militanlarının tecavüzünden doğan binlerce çocuk ölüme terk edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Çatışma Bölgelerinde Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Pramila Patten, Irak’a yaptığı 8 günlük ziyaretin ardından BM Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, terör örgütü DEAŞ militanlarının elinden kurtulan kadınlar ile kız çocuklarının maruz kaldığı cinsel şiddet olaylarına dikkati çekti.

Bağdat, Erbil ve Musul’da hükümet yetkilileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, dini liderler ile DEAŞ’ın elinden kurtulan kadınlar ve kız çocuklarıyla görüşmeler yaptığını belirten Patten, “Sağ kalanların yürek burkan hikayelerini ilk elden dinledim.” dedi.

Ülkede bin 500’ü kadın ve kız çocuğu olmak üzere 3 bin 154 Ezidi ile 600’ü kadın, 250’si çocuk Türkmen ve Şii bin 200 kişinin hala kayıp olduğunu aktaran Patten, DEAŞ militanların tecavüzleri sonrası doğan çocukların toplumda kabul görmediğini vurguladı.

Patten, “Tecavüz sonrası doğan birçok çocuk terk ediliyor. Bazı dini liderler empati gösterse de kabile liderleri tecavüzden doğan çocukları kabul etmede büyük bir isteksizlik sergiliyor. Musul’da yetkililer terk edilen binlerce çocuk için yetimhane açmak zorunda kaldıkları bilgisini verdi.” diye konuştu.

Continue Reading

Dünya

ABD’de silahlı saldırgan 3 kişiyi rehin aldı

Published

on

By

ABD’nin California eyaletine bağlı Napa bölgesinde, Gaziler Evi’nde silahlı saldırı meydana geldi. Siyah zırh giyen saldırgan üç kişiyi rehin aldı. Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ve ilk yardım araçları sevk edilirken; olayda şimdiye kadar ölen ya da yaralanan olmadığı belirtildi.

Görgü tanıkları 30 kez silah sesi duyduklarını aktarırken, olayda ölü yada yaralı olup olmadığı şimdilik açıklık kazanmadı. Polis yetkilileri halka aktif silahlı saldırı bölgesinden uzak durma çağrısı yaptı.

ABC7 muhabiri Wayne Freedman, polisin saldırganın kimliğini bildiğini ancak basında paylaşmadığını aktardı. Polis ile saldırgan arasında karşılıklı silah atışları yapıldığını belirten Freedman, şüphelinin müzakerecilerle iletişime geçmeyi de reddettiğini ifade etti. 

Continue Reading

Dünya

Suriye: Türkiye’nin işgaline karşı ülkenin her bir parçasını savunmakta tereddüt etmeyeceğiz

Published

on

By

Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkelerinin bir kısmının terör örgütlerine mali destekte bulunduklarını belirten Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Türkiye’nin de on binlerce teröriste sınırlarını açtığını ve onları silahlandırdığını iddia etti. Caferi, Suriye’nin ‘Türkiye’nin işgaline’ karşı ülkenin her bir parçasını savunmak için her şeyi yapacağını söyledi.

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’da yer alan habere göre, Rus haber ajansı Sputnik’e konuşan Caferi, Türkiye’nin on binlerce teröristin sınırlarından geçmesine izin vererek terörü desteklediğini savundu. Türkiye’nin teröristleri silahlandırdığını, mali destek verdiğini ve topraklarında eğitim kampları kurduğunu iddia eden Caferi, aynı zamanda da teröristlerin zehirli kimyasallara ulaşmasına izin verildiği iddiasında bulundu.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı’yla ilgili de konuşan Caferi, “Suriye, topraklarının her bir parçasını savunmak konusunda tereddüt etmeyecektir. Silahlı terör örgütlerinden de gelse; Türk, Amerikalı ya da İsrailli güçlerin işgali de olsa…” ifadelerini kullandı. (Kaynak: Sputnik)

Continue Reading

Çok Okunanlar