Connect with us

Logo Üstü - Sol

Sinsi bir katil: Karbonmonoksit

Published

on

Ülkemizde her yıl özellikle sonbahar ve kış mevsiminde ne yazık ki ölümle sonuçlanan soba veya şofben kaynaklı karbonmonoksit (CO) ile zehirlenmeye dair haberlere rastlıyoruz. Acıbadem Ankara Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, bu durumu ortaya çıkaran temel nedenin bilgi eksikliği ve ihmal olduğunu söylüyor. Karbonmonoksit (CO) gazı, doğal gaz, gaz yağı, benzin, tüp gazı, kömür ve odun gibi yapısında “karbon” bulunan yakıtların tam olarak yanmaması sonucunda oluşan dumanda yer alan zehirli bir gaz. Tatsız, renksiz, kokusuz olması ve tahriş etme özelliğinin olmaması nedeni ile fark edilmediği için “sinsi katil” olarak adlandırılıyor
CO zehirlenmesi ABD’de intihar dışı ölümlerin en sık 3. nedeni. Türkiye’de zehirlenmenin temel nedenini uygunsuz ısınma sistemleri oluşturuyor. 2010 yılında Türkiye’de 10.154 vakanın CO zehirlenmesiyle karşı karşıya kaldığı ve 39 kişinin de hayatını kaybettiği görülüyor. Türkiye’de hala yoğunlukla ısınmanın fosil yakıtla çalışan (doğal gaz, odun, kömür, tüp gaz, fuel-oil) cihazlarla yapıldığını hatırlatan Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, bu nedenle CO zehirlenmesinin hala büyük bir tehdit olduğuna dikkat çekiyor. Korunmak için CO detektörü bulundurmak gerekiyor. Zehirlenmeler ihmalden kaynaklanıyor Yapılan analizlere göre, soba zehirlenmelerinin temel nedeni ev içinde bacaların iyi ayarlanmamasından kaynaklanıyor. Bununla birlikte, sobanın alt ve üst kısmının kapalı olup olmadığının kontrol edilmemesi veya ortamın yeterince havalandırılmaması gibi ihmaller de sorunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. En sık aralık ayında görülen ve yoğun olarak Marmara, Ege ve Doğu Akdeniz’de güneybatı yönünden esmekte olan Lodos, CO zehirlenmelerini artıran önemli bir etkendir.
Kanda kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) içinde hemoglobin denilen bir protein bulunuyor. Hemoglobinin görevi ise dokulara oksijen taşımak. Ancak hemoglobinin karbonmonoksite olan ilgisi oksijene olan ilgisinden yaklaşık 200-300 kat fazla oluyor. Şener, bunun ne anlama geldiğini ve zehirlenmeyle ilişkisini şöyle anlatıyor:

“Ortamda CO varlığında, hemoglobin, oksijen yerine CO bağlanıyor ve çözülmesi zor olan karboksihemoglobin (COHb) bileşiği meydana geliyor. Bu durumda beyin, kalp ve diğer yaşamsal organlara oksijen taşınamıyor. Hastanın şikayet ve bulguları, COHb düzeyine bağlı olarak değişiyor. COHb düzeyi kadar, hastanın önceden sahip olduğu hastalıklar da önem taşıyor. Bu nedenle, yaşlılar, hamileler, çocuklar, kansızlık, kalp ve akciğer hastalığı olanlar özellikle risk altında yer alıyor. Bu grup hastalarda daha düşük COHb düzeylerinde bile ciddi sorunlar yaşanabiliyor.” Kontrol etmeden evden çıkmayın Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, baş ağrısı, yorgunluk ve bitkinlik hissi, mide bulantısı, baş dönmesi ve bilinç kaybının zehirlenmenin ilk belirtileri olarak sıralıyor. Ülkemizde de sıklıkla yaşanan CO zehirlenmesine karşı önlem alınabilecek önlemler ise şöyle sıralanıyor: Evden çıkarken kapı ya da pencerenizi biraz aralık bırakın. Bu sayede temiz hava akımı sağlanabilir ve ortamda karbonmonoksit bulunsa bile zehirlenme sonucunda ölüm görülme olasılığı ortadan kalkar. Bacalarınızın düzenli olarak temizlenmesini sağlayın. Soba kullanıyorsanız gece yatmadan önce tamamen söndüğünden emin olun. Kovalı soba kullanıyorsanız da sönmüş kömür dolu kovayı evin dışına çıkarın. Banyo ve mutfakta su ısıtmak için kullandığınız tüpün evin dışında olmasını sağlayın. İlk müdahale önemli Önce kendi çalışma alanınızı sizi tehlikeye sokacak durumdan kurtarın. Ortamı havalandırın, etkilenmiş ya da zehirlenmiş olanları hareket ettirebiliyorsanız temiz havaya çıkartın. Hiç vakit yitirmeden ambulans çağırın. Kişinin bol oksijen almasını sağlayın. Hastanın yüzde 100 oksijene ihtiyacı olacağından mutlaka bu imkanların sağlanacağı bir hastaneye nakledin. Lodos esintisinin etkili olduğu süre boyunca gerekmedikçe soba yakılmamalıdır. (ONTRAVA)

Logo Üstü - Sol

Yalnızlığın getirdiği olumlu özellikler

Published

on

By

Bilişsel fonksiyonlar, motor fonksiyonu ve bağışıklık sistemi açısından güçlü sosyal ilişkiler büyük önem taşıyor.

Tek başına bir hücrede tutulan insanlar, yetimhanelerde izole edilen çocukların uzun süre tek başına kalmasının halüsinasyona ve başka ruhsal dengesizliklere yol açtığını gösteren çok sayıda örnek var.

Ama bunlar kişinin kendi iradesi dışında maruz bırakıldığı yalnız kalma durumları. Bazıları da yalnız kalmayı kendisi tercih ediyor. Yalnız kalmanın iş ve duygusal yaşam açısından olumlu yanları olduğunu gösteren araştırmalar var.

Yalnızlık yaratıcılığı artırıyor. Uzmanlar yaratıcılığı, orijinallik ve fayda içeren düşünme ve eylem olarak tanımlıyor. Yeni deneyim ve düşüncelere açık olmak, özgüven ve bağımsızlık, yaratıcılıkla bağlantılı kişilik özellikleri olarak görülüyor. Buradaki bağımsızlık sosyal normları fazla umursamamayı, yalnızlığı tercih etmeyi de içeriyor.

Yaratıcı insanların en önemli özelliklerinden biri sosyalleşme konusunda fazla istekli olmamaları. Yalnız zaman geçirmek yaratıcılık için gerekli olan düşünme, tevekkül ve gözlem yapmayı mümkün kılıyor.

Sosyal geri çekilme konusunda araştırma yapan psikolog Julie Bowker bu durumu nedenleri itibariyle üçe ayırıyor. Korku veya endişe kaynaklı utangaçlık, sosyalleşmekten hoşlanmama nedeniyle kaçınma ve yalnızlık tercihi nedeniyle sosyalleşmemek. Araştırmalar işte bu üçüncü tür yalnızlık ile yaratıcılık arasında bağlantı olduğunu ve bu yalnızlığın olumlu etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Bowker, bu tür insanların “yalnızlığı tercih ettiğini, ama başkalarıyla olmaktan çekinmediklerini” belirtiyor.

Continue Reading

Logo Üstü - Sol

Az uyumak ve uyurken öğrenmek mümkün mü?

Published

on

By

Uykuda öğrenmek mümkün mü?

Aşina olduğunuz kokular uyku sırasında beyninizde bellek oluşumunu kolaylaştırıp bazı temel öğrenme işlemlerinde performansınızı artırabilir.

Uykuya dalarken kolumuz, bacağımız neden oynar?

Uykuya dalış sırasında kol ve bacaklarda görülen oynama oldukça yaygın ve zararsızdır.

E-kitaplar ve akıllı telefonların yaydığı mavi dalga ışık beyni hala gündüzmüş gibi düşünmeye ittiği için uykusuzluğu tetikleyeceğinden yatmadan önce bu cihazlarla fazla haşır neşir olmamak gerekir.

İyi bir uyku için ne yapmalı?

Vücut saatimiz bize gündüz uykusu için en uygun saatlerin 2 ile 4 arasında olduğunu söylüyor. Fakat yaratıcılığınızı güçlendirmek veya vücudunuzu canlandırmak için farklı saatlerde uyumak gerekir.

DEC2 genindeki bir mutasyon nedeniyle bazı insanlara günde dört saatlik uyku yetiyor.

Uykuya neden ihtiyaç duyduğumuza dair teorilerden birine göre, beynimiz o gün yaşanan olayları uyku sırasında belleğe kaydediyor. Ayrıca hoş olmayan, travmatik olaylara ilişkin anılarla da uyku sırasında baş ediyor olabiliriz.

Askeri araştırmacılar, erken yatarak uykunuzu iyice alırsanız sonraki günlerde uykusuzluktan daha az etkileneceğinizi belirtiyor.

Neden esneriz?

Esnemek uykusuzluğun belirtisi olmayabilir. Bazı araştırmalar vücut ısımız biraz yükseldiğinde esnemeye başladığımızı ve 37 dereceye düşünceye dek esnediğimizi gösteriyor. Ama başka teoriler de var.

Guinness Rekorlar Kitabı, insanların kasıtlı uyanık kalarak kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle birkaç yıl önce uykusuzluğa dayanma denemelerini kayda geçirmeye son verdi.

Continue Reading

Logo Üstü - Sol

Yanlış beslenme kolon kanserine yol açabiliyor

Published

on

By

İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, sinsice ilerleyen ve erken dönemde neredeyse hiçbir belirti vermeyen, kolon kanseri tedavisinde erken teşhis kritik rol oynadığını ve yanlış beslenmenin bu hastalığa neden olabileceğini söyledi.

“1-31 Mart Kolon Kanseri Farkındalık Ayı” nedeniyle kolon kanserinden korunma yolları, belirtileri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gümürdülü, kalın bağırsağın yüzeyini örten mukoza tabakasının anormal büyümesi sonucuyla gelişen kabarcıkların (poliplerin) zamanla kanserli dokuya dönüştüğünü ifade etti. 50 yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa dahi mutlaka kolonoskopi yaptırılması gerektiğini belirten Gümürdülü, dışkıyla beraber kan gelmesi, çabuk yorulma, nefes darlığı, dışkı çapında incelme, kabızlık-ishal periyodları, dışkılama alışkanlıklarının değişimi gibi rahatsızlıkların kolon kanserinin belirtisi olabileceğini kaydetti.

BASUR SANDIĞINIZ KANSER OLABİLİR

Makattan kan gelmesinin kalın bağırsak kanserinin en sık görülen belirtisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Maalesef böyle şikayetleri olan hastaların büyük çoğunluğu, nedeninin basur olduğunu düşünerek uzun bir süre doktora başvurmuyor. Oysa makattan kan gelmesi, basurun yanı sıra kalın bağırsak kanseri de dahil olmak üzere birçok hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle 50 yaş üzerindekiler, bilinen hemoroidal hastalığı olsa bile mutlaka kolonoskopik inceleme yaptırmalıdır” dedi.

TETİKLEYİCİ UNSURLAR

Kolon kanserini tetikleyici unsurlar arasında yanlış beslenme alışkanlıklarının ilk sırada yer aldığını belirten Gümürdülü, “Aşırı beslenme ve obezite birçok sağlık sorunu ile birlikte kolon kanseri gelişmesine de neden olabiliyor. Özellikle sebze ve meyvenin az tüketilmesi tüm sindirim sistemi sağlığını bozarken, kolon kanseri açısından da önemli risk teşkil ediyor. Bunun yanı sıra aşırı kırmızı et ve salam, sucuk, sosis tüketiminden de uzak durmak gerekiyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiştir” diye konuştu. Türk toplumunun geleneksel bir alışkanlığı olan mangal kültürüne de dikkati çeken Gümürdülü, “Ancak, mangalda etin yanması ciddi bir tehlike. Çünkü yanan ette kanserojenler oluşabiliyor. Bu kanserojenler mide, pankreas ve kolon kanserinin gelişmesini tetikleyebiliyor. Bu nedenle etin ateşe en az 15 cm’den yakın mesafede olmamasına dikkat edin. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça da kanserojen madde oluşma riski artıyor. Bunun yanı sıra alkol ve sigara kullanımının genel sağlığı bozucu etkilerinin yanı sıra, diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu unutmamak gerekir” uyarısında bulundu.

ANA TEDAVİ CERRAHİ MÜDAHALE

Kolon kanserinin ana tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, hastalara ameliyat öncesi ve sonrasında kemoterapi veya radyoterapi uygulanabileceğini söyledi.
Lifsiz sebze, meyve tüketimi ve sağlıksız beslenmenin yol açtığı bazı kolon kanseri vakalarında, bağırsaklarda tıkanıklık olabileceğini kaydeden Gümürdülü, bu tip hastaların acil olarak ameliyat edilmesi gerektiğini vurguladı.

TIKANAN BAĞIRSAĞA STENT

Kalın bağırsak kanserinin zaman zaman bağırsak tıkanıklığına yol açtıktan sonra tespit edilebildiğini dile getiren Yüksel Gümürdülü, “Bu hastalar ya acil olarak ameliyat edilir, ya da tıkanan bölgeye stent yerleştirilerek tıkanıklık giderilir. Stent sonrası gerekiyorsa tümöre yönelik ön tedaviler de (kemoradyoterapi) tamamlandıktan sonra ameliyat daha uygun koşullarda yapılabilir” şeklinde konuştu. Gümürdülü, özellikle son 10 yılda tanı ve tedavide sağlanan ilerlemeler sayesinde kalın bağırsak kanseri olan hastalara kaliteli yaşam yolunun açıldığını da sözlerine ekledi.

Continue Reading

Çok Okunanlar