İHD Hapishane ve Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, OHAL sonrası koşullarının daha da ağırlaştığını kaydetti. Hasta tutuklularla irtibatta olan Şengül, cezaevlerindeki gözlemlerini şöyle aktardı: “Türkiye’de hapishaneler, Osmanlı’dan devir aldığı zindancı bir mantıkla tüketme ve yok etme mekânları olarak kullanmıştır. Hapishanelerdeki hasta mahpusların durumu aynen bu zihniyetle yok etme mantığı ile devam etmektedir. Listemizde 10 yıl önceki mahpusların varlığı söz konusudur. Yani 10 yıldır bu insanlar yaşamla ölüm arasında direnmekte ve durumları her gün kötüleşmektedir. Yaşamını yitirenler ise göz göre göre devletin ölümlerini seyrettiği insanlarımızdır.”
İHD’nin son 10 yıldır hasta tutuklulara dair rapor hazırladığını hatırlatan Şengül, “Bu süre içinde, hasta mahpuslara karşı, kelepçeli
tedavi, hapishanelerdeki doktor yetersizliği, ilaçlarının tedarikinde sorunlar, hastanelere gidip gelişlerdeki işkence ve kötü muamele, tedavilerinin yarı bıraktırılarak sürgün edilmeleri, hastaneye sevk sorunları, mahkûm odalarının yetersizliği, ATK bilim merkezi değil hükümetin noter görevini yapması gibi hak ihlallerinde değişen yani iyileştirilen bir gelişme gözlemlemedik” diye belirtti.
“Sıra size de gelecek”
Hasta tutukluların tedavi olanaklarından faydalanmadığını vurgulayan Şengül, şöyle devam etti: “Hapishanelerindeki tecride dayalı koşullar, tutuklu ve hükümlülerin ruh ve beden bütünlüklerini tehdit etmektedir. Özellikle son dönemde hasta mahpuslar için yapılan R Tipi hapishanelerden almış olduğumuz başvurularda ‘Sıra size gelecek bekleyin’ türünden söylemler aslında hasta mahpusa yaklaşımın ana fikridir. Bunlarla övünen hükümet iki eli olmayan, yatalak hastayı, tekerlekli sandalye kullanan mahpusu tekli hücrede alıkoyarak işkencenin en acımasızını uygulamaktadır. AKP hükümeti çıkardığı örtülü OHAL affı ile yüz kızartıcı suçlar başta olmak üzere toplum vicdanı tarafından doğru bulunmayan bir konuda adım atmış ama hasta mahpuslar gibi yılardır kamuoyu gündeminde bulunan insani sorunu çözmemiştir. Boyundan aşağısı felç olan bir mahpusu bile tahliye etmeyerek vicdansızlığın ne olduğunun tanıklığını bize yaşatmıştır.”
Öneriler
Hasta tutukluların cezaevi koşullarında tedavi edilmelerinin de mümkün olmadığının vurgulayan Şengül, önerilerini şöyle sıraladı: “Durumu ağır olan 363 hastanın derhal salıverilmesi gerekiyor. Geriye kalan hasta tutuklularında tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Bizim tek talebimiz tartışmasız bunun uygulanmasıdır. Örtülü bir af çıkararak insan hayatına kastetmiş birçok adli tutuklu salıveriliyor. Kadına şiddet uygulayan, çeteler, mafyalar salındı ama bunun yanında cezaevinde boynundan aşağısı felç olan insanlar bile serbest bırakılmadı. Tehlike olarak güvenlik gerekçesiyle bu insanları çıkarmıyorsunuz. Ama tecavüzcüler, tacizciler salıveriliyor. Bugün yarın ölümü bekleyen insanları hapiste bekletmenin zaten bir anlamı yok bizim için.”