Connect with us

Manşet

Son 5 yılda cezaları ertelenmediği için 451 ağır hasta tutuklu hayatını kaybetti

Published

on

İHD Hapishane ve Örgütlemeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, OHAL sonrası koşullarının daha da ağırlaştığını kaydetti. Hasta tutuklularla irtibatta olan Şengül, cezaevlerindeki gözlemlerini şöyle aktardı: “Türkiye’de hapishaneler, Osmanlı’dan devir aldığı zindancı bir mantıkla tüketme ve yok etme mekânları olarak kullanmıştır. Hapishanelerdeki hasta mahpusların durumu aynen bu zihniyetle yok etme mantığı ile devam etmektedir. Listemizde 10 yıl önceki mahpusların varlığı söz konusudur. Yani 10 yıldır bu insanlar yaşamla ölüm arasında direnmekte ve durumları her gün kötüleşmektedir. Yaşamını yitirenler ise göz göre göre devletin ölümlerini seyrettiği insanlarımızdır.”

İHD’nin son 10 yıldır hasta tutuklulara dair rapor hazırladığını hatırlatan Şengül, “Bu süre içinde, hasta mahpuslara karşı, kelepçeli

tedavi, hapishanelerdeki doktor yetersizliği, ilaçlarının tedarikinde sorunlar, hastanelere gidip gelişlerdeki işkence ve kötü muamele, tedavilerinin yarı bıraktırılarak sürgün edilmeleri, hastaneye sevk sorunları, mahkûm odalarının yetersizliği, ATK bilim merkezi değil hükümetin noter görevini yapması gibi hak ihlallerinde değişen yani iyileştirilen bir gelişme gözlemlemedik” diye belirtti.

“Sıra size de gelecek”

Hasta tutukluların tedavi olanaklarından faydalanmadığını vurgulayan Şengül, şöyle devam etti: “Hapishanelerindeki tecride dayalı koşullar, tutuklu ve hükümlülerin ruh ve beden bütünlüklerini tehdit etmektedir. Özellikle son dönemde hasta mahpuslar için yapılan R Tipi hapishanelerden almış olduğumuz başvurularda ‘Sıra size gelecek bekleyin’ türünden söylemler aslında hasta mahpusa yaklaşımın ana fikridir. Bunlarla övünen hükümet iki eli olmayan, yatalak hastayı, tekerlekli sandalye kullanan mahpusu tekli hücrede alıkoyarak işkencenin en acımasızını uygulamaktadır. AKP hükümeti çıkardığı örtülü OHAL affı ile yüz kızartıcı suçlar başta olmak üzere toplum vicdanı tarafından doğru bulunmayan bir konuda adım atmış ama hasta mahpuslar gibi yılardır kamuoyu gündeminde bulunan insani sorunu çözmemiştir. Boyundan aşağısı felç olan bir mahpusu bile tahliye etmeyerek vicdansızlığın ne olduğunun tanıklığını bize yaşatmıştır.”

Öneriler

Hasta tutukluların cezaevi koşullarında tedavi edilmelerinin de mümkün olmadığının vurgulayan Şengül, önerilerini şöyle sıraladı: “Durumu ağır olan 363 hastanın derhal salıverilmesi gerekiyor. Geriye kalan hasta tutuklularında tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Bizim tek talebimiz tartışmasız bunun uygulanmasıdır. Örtülü bir af çıkararak insan hayatına kastetmiş birçok adli tutuklu salıveriliyor. Kadına şiddet uygulayan, çeteler, mafyalar salındı ama bunun yanında cezaevinde boynundan aşağısı felç olan insanlar bile serbest bırakılmadı. Tehlike olarak güvenlik gerekçesiyle bu insanları çıkarmıyorsunuz. Ama tecavüzcüler, tacizciler salıveriliyor. Bugün yarın ölümü bekleyen insanları hapiste bekletmenin zaten bir anlamı yok bizim için.”

Continue Reading

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar