Connect with us

Manşet

Üç binden fazla sivil ve 275 Suriye kökenli IŞİD’li Rakka’yı terk etti

Published

on

Suriye’nin Rakka kentinde IŞİD’in kontrolü altında kalan alanda yaşayan üç binden fazla sivil ile 275 Suriye kökenli IŞİD’li, örgütle sağlanan mutabakat sonucu şehri terk etti.

Dwutsche Welle’nin aktardığı habere göre, Haziran ayından bu yana IŞİD’in kalesi konumunda olan Rakka’yı ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteğiyle almaya çalışan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) sözcüsü Talal Silo, pazar günü yaptığı açıklamada, IŞİD’in kontrol ettiği bölgelerden üç binden fazla sivilin şehri terk ettiğini söyledi.

SDG’nin Rakka alındıktan sonraki şehirdeki idari yapıyı oluşturması amacıyla oluşturulan Rakka Sivil Konseyi’nin IŞİD ile yaptığı anlaşma sayesinde sivillerin şehri terk edebildiklerini ifade eden Silo, sivillerin kendi kontrolleri altında başka bölgelere götürüldüğünü belirtti.

Silo, “Rakka, canlı kalkan olarak tutulan sivillerden boşaltıldı” dedi. Rakka’yı terk edenler arasında 275 Suriye kökenli IŞİD üyesi ve aileleri de bulunuyor. Silo, IŞİD’lilerin nereye gittiklerini açıklamadı.

Yabancı savaşçılar hala Rakka’da

250 ile 300 arasında yabancı savaşçının ve bazılarının aile üyelerinin Rakka’da kaldığını aktaran Silo, bu IŞİD’lilerin anlaşmayı reddettiklerini ve şehirde kalarak savaşmayı seçtiklerini belirtti.

Cumartesi sabah saatlerinde açıklama yapan ABD öncülüğündeki koalisyonun sözcülerinden Albay Ryan Dillon, yabancı IŞİD’lilerin Rakka’dan ayrılmasına izin verilmediğini ifade etmişti.

Pazar günü uluslararası haber ajansı AFP’ye açıklama yapan Dillon, yabancı savaşçıların şehri terk etmesine izin vermemesi konusunda çok katı olduklarını söyledi. Duruşlarını, “Ya kalırlar ve savaşırlar ya da koşulsuz bir şekilde teslim olurlar” sözleriyle ifade eden Dillon, her ne kadar bu anlaşmaya yüzde yüz destek vermeseler de partnerlerinin bölgesel çözümlerine saygı duymaları gerektiğini söyledi.

Rakka’yı ele geçirmek için son aşama

Bu anlaşmanın uygulanması ile SDG, Rakka’yı IŞİD’den geri almak için haziranda başlatılan operasyonun son aşamasında olduklarını belirtti.

Uluslararası haber ajansı AFP’ye açıklama yapan SDG’nin Rakka operasyon sözcüsü Cihan Şeyh Ahmed, “Şu anda Rakka için savaşın son aşamasındayız” dedi.

SDG’den yapılan açıklamada savaşın “teslim olmayı reddeden ve aralarında yabancı teröristlerin de olduğu bütün teröristleri şehirden temizleyene kadar” süreceği belirtildi.

Rakka 2014 senesinde IŞİD’in eline geçmişti ve ABD destekli SDG güçleri hazirandan bu yana şehrin yüzde 90’ını geri kazanmış durumda.

Continue Reading

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar