Connect with us

Manşet

Zarrab davası Hakimi: Görevli kişilere uygunsuz yaklaşım var

Published

on

ABD’de tutuklu bulunan Iranlı Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın da aralarında bulunduğu sekiz sanığın İran’a uygulanan yaptırımları yasadışı yollarla ihlal etmekle yargılanacağı davanın hakimi Berman, yüksek profilli bir davanın başlamak üzere olduğunu hatırlatarak, bazı şahısların, tercümanlar gibi davayla ilintili görev yapan olan kişilere, “uygunsuz bir şekilde yaklaşıldığı bilgisini aldığını” söyleyerek “anonim jüri” ihtimalini değerlendirebileceğini söyledi,

Hakim Berman, Türkiye hükümetini sürece dair eleştirel açıklamalardan ziyade savunma ekibine yardımcı olabilecek materyalleri temin etmeye davet etti. Önümüzdeki hafta başında başlaması öngörülen davanın son ön duruşmasında konuşan yargıç Richard Berman, çoğu basın yoluyla yapılan eleştirilerin ifade özgürlüğünün kullanılmasından öte bir işlevi olmayacağını belirtti. “Hükümet yetkililerinin savcılık makamını eleştiren ifadeleri de dahil olmak üzere birçok yorum yapılıyor” diyen Yargıç Berman, “Kanımca, Atilla ve Zarrab’ın savunma makamlarına gerçekten yardımcı olmayı arzu eden hükümet görevlileri var ise, savunmaya yardımcı olabilecek delilleri ya da tanıkları mahkemeyle paylaşmalılar. Örneğin, iddialara dair bilgiye sahip bir Halkbank çalışanı olabilir” diye konuştu.

Davada görevli kişilere “uygunsuz yaklaşım” nedeniyle anonmim jüri

Yargıç Berman, aynı zamanda, yüksek profilli bir davanın başlamak üzere olduğunu hatırlatarak, bazı şahısların, tercümanlar gibi davayla ilintili görev yapan olan kişilere, “uygunsuz bir şekilde yaklaşıldığı bilgisini aldığını” söyleyerek “anonim jüri” ihtimalini değerlendirebileceğini söyledi, taraflardan görüş istedi. ‘Anonim jüri’ denilen uygulama ABD yargı sisteminde 1977 yılından bu yana çok özel şartlarda ve ciddi güvenlik endişeleri oluştuğu taktirde kullanılmakla olan bir mahkeme düzeni. Bu jüri düzeninin uygulandığı davalarda üyelerin ismi, davaya taraf olan kişilerden tamamen saklı tutulabilirken, bazı durumlarda ise basın mensupları ve izleyiciler hariç savunma ve savcılık makamları ile paylaşılıyor.

Anonim Jüri organize suç davalarında uyglanıyor

Atilla’nın avukatı Victor Rocco bu tür bir uygulamanın organize suç davalarında görülebileceğini ancak bu davada tamamen yersiz olduğunu savundu. Savcılık makamı ile alınan ortak bir kararla jüri üyelerinin gerçek isimleri yerine kendilerine verilecek numaralarla anılması kabul gördü.

Yargıç Berman, onumuzdeki günlerde benzer uygunsuz yaklaşımlara maruz kalan dava görevlileri kendisiyle temasa geçtiği taktirde gereken yasal işlemlerin yapılması için sorumlu makamları devreye sokacağını ekledi.

Atilla avukatı konusunda uyarıldı

Atilla’ya halen çalışanı olduğu Halkbank’ın tavsiyesi üzerine katılacak olan McDermott Will & Emery LLP Hukuk firmasına bağlı avukatları kabul edip etmediği soruldu. Sanığa, hukuk firmasının aynı zamanda İran’a uygulanan ambargonun delinmesinde zarar gördüğü iddia edilen bazı bankaların hukuki temsilcisi olmasından doğabilecek çıkar çatışması hatırlatıldı ve savunmasını olumsuz etkileyebileceği vurgusu yapıldı.

Firmanın Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği daimî Temsilciliği’nin Belçika’daki ofisine de ticari danışmanlık yaptığının altı çizilerek bu ilişkiden doğabilecek önyargılı bir tercihle kendisinin zarar görebileceği gibi sanığı koruma amaçlı bildirimleri Atilla, Türkçe, “Farkındayım” diyerek cevapladı. Savunma makamı her biri 60’dan fazla sayfa içeren yaklaşık 6 bin dokümanın hangilerinin jüriye sunulacağına dair bilgi talep etti. Savcilik tarafından tanık ve delil listelerinin son halinin bugün mahkemeye ve Atilla’nın savunma ekibine teslimi bekleniyor.
Cumhuriyet

Genel

Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı’nın sözleri ‘ifade özgürlüğü’ kapsamına girer mi?

Published

on

By

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör propagandası” yaptığı suçlamasıyla tutuklanması bir kez daha ifade özgürlüğünün ne olduğu, kapsamı ve sınırları hakkında tartışmaların başlamasına yol açtı.

Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında dün “terör örgütü propagandası” yapmak ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamalarıyla tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bugün Fincancı ve TTB merkez yönetiminin görevden alınmasını da istedi.

Fincancı 20 Ekim’de PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söylemişti.

TSK, KUZEY IRAK OPERASYONLARINDA KIMYASAL SILAH KULLANDI IDDIASI

18 Ekim’de PKK’ya yakın medya organlarında TSK’nın Kuzey Irak’taki bazı operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürüldü, iddiaya dayanak olarak çeşitli görüntüler paylaşıldı.

Şebnem Korur Fincancı iki gün sonra PKK’ya yakın Medya Haber TV’de katıldığı bir yayında, ortada bu tür iddiaların ve ölümün olduğu bir durumda, Birleşmiş Milletler’in Minnesota Protokolü ilkeleri gereği, bu iddiaların bağımsız heyetlerce incelenmesi gerektiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

“Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”

Minnesota Protokolü, adli nitelikli otopsilerin tamamının, muhakkak adli tıp uzmanı veya adli patologlar tarafından ve tam donanımlı otopsi birimlerinde yapılmasını öngörüyor.

Bu iddiaların ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM’ye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın basın açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu” belirtildi.

Şebnem Korur Fincancı, hakkında soruşturma başlatılmasının ardından medyaya yaptığı açıklamalarda söylediklerinin iddiaların araştırılmasını savunmaktan ibaret olduğunu vurguladı. Ancak Fincancı, AKP iktidarinin hedef göstermesi uzerine tutuklandı.

BBC NEWS Turkce

Continue Reading

Manşet

Sivas E Tipi yönetimi ve gardiyanlar işkence suçu işliyor

Published

on

By

Cezaevinde tutuklulara yönelik kötü uygulamalar ilişkin gelen bilgiler arasında; “2 günde bir musluklardan 1.30 saat su veriliyor, sadece 3 kova var suyu koydukları kova fazla olursa geri alıyor döküyorlar. Koğuşta kantinden para karşılığında alınan suya da el koyuyorlar” şeklinde bilgiler geliyor. 

TUTUKLULAR YERDE YATIYOR VE BATTANİYE SERİLMESİNE İZİN VERİLMİYOR

Cezaevlerinde kapasitenin en az 2 katından fazla tutuklunun bulunduğuna ilişkin Adalet Bakanlığı’nın açıkladı. Cezaevlerinden gelen bilgiler de tutukluların yerlerde yattığına ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Sivas E Tipi Cezaevi’nin yönetimi ve gardiyanlar, yerde yatan tutukluların yere battaniye sermesine bile izin vermiyor. 

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAZAN TUTUKLULARA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYOR

Cezaevi Müdürü’nün koğuşlarda dolaşarak psikolojik baskı uyguladığı ve koğuşlarda herhangi bir tutuklunun mesleğini sorduğu cevap vermediğinde ise makam odasına götürüp işkenceler uyguladığı iddia ediliyor. Koğuşlarda gezerken tutuklulara sürekli kötü sözlerle muamelede bulunduğuna ilişkin bilgiler yer alıyor. 

Makumlara ait  itiraz ve şikayet dilekçelerini ilgili yerlere ulaştırmadığı ve geri verdiği kaydediliyor. Şikayet dilekçesi veren tutuklulara ise koğuşta psikolojik baskı uyguladığı belirtiliyor. 

Continue Reading

Manşet

Interpol, Türkiye’den gelen kırmızı bültenleri beklemeye aldı

Published

on

By

Interpol’ün, üye devletleri suç, suçlu ve tehditler karşısında bilgilendirdiği ve gerektiği zaman yakalama emri talebi ilettiği sekiz ayrı bülten tipinden en bilineni olan kırmızı bültenle aranan kişilerin arasında Adil Öksüz, Mihraç Ural ve Salih Müslim gibi isimler var.

Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol), Türkiye tarafından çıkartılan 50’ye yakın kırmızı bülteni askıya aldığı öne sürüldü. Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Türkiye, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği bazı kişiler için adli makamlarca acil yakalama talebinde bulunurken, Interpol dosyaları ‘siyasi’ bularak beklemeye aldı.

Eş zamanlı olarak hükümetin ‘F..’ olarak tanımladığı örgütün firarisi Adil Öksüz, eski PYD Eş Başkanı Salih Müslim, THKP-C Acilciler üyesi Mihraç Ural gibi isimlerin aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi ile ilgili kırmızı bülten çalışmaları başlatılmıştı.

Kırmızı bülten talepleri onaylandıkları takdirde Interpol, kendisine üye 170 ülkeye bunu yayımlayacak ve Türkiye’nin istediği birçok kişi hakkında yakalama kararı verilmiş olacaktı.

Yakın zaman önce Türkiye, Türkiye kökenli Alman yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkartmış, yazar İspanya’da gözaltına alınmıştı. Interpol daha sonra Akhanlı hakkındaki kırmızı bülteni sildi.

Continue Reading

Çok Okunanlar