Connect with us

Öne Çıkanlar

Zimbabve’de ordu yönetime müdahale etti

Published

on

Ordunun yapılan ilk açıklamada, bu operasyonun Mugabe etrafındaki “suçluları hedef aldığı” ve cumhurbaşkanının güvende olduğu belirtildi. Ordu ayrıca darbe iddialarını da yalanladı.

Zimbabve’de 93 yaşındaki Cumhurbaşkanı Mugabe’nin halefi üzerinde yaşanan tartışmalar nedeniyle son günlerde tansiyon yükselmiş ve ordu da müdahale tehdidi yapmıştı. Mugabe, yerine geçmesi beklenen yardımcısını görevden almıştı. Mugabe’nin yerine geçmesi beklenen adaylar arasında son dönemde 52 yaşındaki eşi Grace Mugabe öne çıkmıştI. Sabah saatlerinde devlet televizyonu ZBC’de Tümgeneral Sibusiso Moyo’nun okuduğu ordunun yazılı açıklamasında, “askerin hükümete el koymadığı” ve Mugabe’nin güvende olduğu belirtildi.

“Cumhurbaşkanını değil, suçluları hedef alıyoruz”

Moyo’nun okuduğu açıklamada, “Ulusumuza ekselansları cumhurbaşkanımız… ve ailesinin güvende olduğunu ve güvenliklerinin garanti edildiğinin teminatını vermek isteriz. Bizler yalnızca, cumhurbaşkanının etrafında olan ve ülkemize hem sosyal hem de ekonomik zarar veren suçluları hedef alıyoruz. Görevimizi tamamladıktan sonra durumun da normale dönmesini bekliyoruz” denildi.

İktidardaki Zanu PF partisi ise iktidarın “kansız bir şekilde el değiştirdiğini” ve Mugabe ile ailesinin iyi durumda olduğunu açıkladı. Açıklamada, “Bu bir darbe değil, iktidarın kansız bir şekilde el değiştirmesidir. Yolsuzluğa bulaşmış sahtekarlar ve karısı tarafından kullanılan yaşlı bir adam gözaltına alınmıştır. Duyulan birkaç silah sesi de bazı sahtekarların tutuklamaya direnmesi sonucunda yaşanan ufak çatışmalardır” denildi.

“Darbe diye adlandırmıyorlar ancak yaşananlar darbe”

Her ne kadar ordu ve iktidar partisinin bunun bir darbe olmadığını söylese de, aksini düşünenler de var. Zimbabve muhalefet lideri Morgan Tsvangirai’nin eski danışmanı Alex Magaisa, BBC’ye yaptığı değerlendirmede, ordunun darbe yapmadığı yönündeki açıklamasının doğru olmadığını söyledi. Magaisa, “Buna darbe dememeye karar verdiler. Çünkü darbe deseler destek bulamazlar ve bu hareket tepki çeker. Ancak otorite kurma açısından bakıldığında ise şu anda gücün ordunun elinde olduğu ve Cumhurbaşkanı Mugabe’nin sadece adının kaldığı görülüyor” dedi.

Operasyonun hedefinde kimler olduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak Reuters haber ajansı, Maliye Bakanı Ignatius Chombo’nun gözaltına alınanlar arasında olduğunu duyurdu.Sabah saatlerinde Zimbabve’nin başkenti Harare sokaklarında tankların görüldüğü ve askerlerin stratejik noktalara yerleştirildiği bildirildi. Daha sonra başkentin kuzeyinden silah sesleri ve top atışlarının duyulduğu ifade edildi. Ardından ise ordunun devlet televizyonunu ele geçirdiğinin duyurulmasıyla birlikte darbe söylentileri de güçlendi.

ABD Büyükelçiliği, Çarşamba günü “devam eden belirsizlik ortamı” nedeniyle kapalı olacağını açıklarken, İngiltere de bu ülkede vatandaşlarından mevcut durum netleşene kadar evlerinden ya da kaldıklardan yerlerden çıkmamalarını istedi.
(BBC TÜRKÇE)

Gündem

Saldırılar sonrası Uber’den ilk açıklama

Published

on

By

Akıllı telefonlar üzerinden araç çağırma şirketi Uber‘den İstanbul’daki taksicilerin saldırılara ilişkin olarak açıklama geldi. Şirketin global merkezinden yapılan açıklamada, “Önceliğimiz bu zor zamanlarda, Uber sürücü ortaklarımızın yanında durmak, onlara gereken hukuki yardımı sağlayıp destek olmaktır” dendi.

Hürriyet’ten Ahmet Can’a yapılan açıklamada “Türkiye’deki operasyonlarımıza, sorumlu bir iş ortağı olarak, sonuna kadar bağlıyız. En çok önem verdiğimiz konuların başında, yerel paydaşlarla beraber çalışarak, birlikte daha akıllı ve çevre dostu şehirler yaratmak geliyor. Buna taksiciler de dahil olduğu için taksi ürünümüz mevcut” dendi.

SAYI 2 BİNİ AŞTI

Ayrıca şirketten yapılan açıklamada Uber’in bulunduğu tüm ülkelerde yerel regülasyonlara uygun olarak faaliyet gösterildiği ve her ülkenin vergi düzenlemelerine uyulduğu vurgulandı.

2014 yılında Türkiye’ye açılan Uber, şu anda iki farklı araç tipiyle hizmet veriyor. Bunlardan biri Mercedes Vito gibi lüks hafif ticari araçlar. Diğeri de taksi platformu. Şirketten paylaşılan bilgilere göre taksi platformunda hizmet veren taksilerinin sayısı 2 bini aştı.

Continue Reading

Öne Çıkanlar

Erdoğan’dan IMF’ye: Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al!

Published

on

By

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan çatışmalarla ilgili olarak NATO‘ya tepki gösterdi. “Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diyen Erdoğan, IMF‘ye de “Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim; sen sadece paranı al” diye seslendi.

Bolu’da partisinin 6. olağan il kongresinde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmak isteyenler yüzlerindeki maskeleri indirip niyetlerini ifşa ettiler. Kimsenin ummadığı operasyonları başlattık. Müttefikimiz dediğimiz güçlere bakışı sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. NATO’nun üyesiyiz. Yeri geldi Afganistan’da olduk Somali’de olduk şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Şu ana kadar hala olumlu bir ses söz yok.

“Biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler. Daha ileri gidip ‘haddinizi aşmayın ha’ dediler. IMF’nin bize dediği laf ‘olmaz’. Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun, alıyorsun. Bizden sonra borç istedi. Arkadaşlar “Verelim mi?” dedi, “Verin” dedim. Bugün borç alan yarın emir alır.

(IMF’ye) Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al.”

Continue Reading

Öne Çıkanlar

“Canan Karatay’ı görünce üzülüyorum, depresyonu turşuyla çözmek gibi önerileri tartışmak istemiyorum”

Published

on

By

2015’te Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından verilen diyabet alanında ‘Yılın Bilim Adamı’ ödülünü alan Yılmaz, “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de pancar üretiminin sınırlandırılmasına da karşıyım. Üretim ağırlığının nişasta bazlı şekerlere kaydırılmasını doğru bulmuyorum” ifadesini kullandı.

Temel Yılmaz’ın Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularına verdiği yanıtların ilgili bölümü şöyle:

– Canan Karatay, son günlerde depresyon ilaçlarıyla ilgili açıklamasıyla gündemde. İstanbul Tabip Odası’nın Karatay’a para cezası kesmesine ne diyorsunuz?

Canan Hoca’nın açıklamalarını artık biraz üzüntüyle izliyorum. Depresyonu sadece bağırsaklara ve faydalı-zararlı bakterilere bağlamak, sorunu turşu yiyerek çözmek gibi önerleri de tartışmak istemiyorum! Sorun bu tür talkshow türü yorumlardan çok daha ciddi. Sadece bizim toplum değil, dünyadaki tüm toplumların sorunu. Hekimler arasındaki bu tür tartışmaların yeri medya değil, olmamalı. Bir hipoteziniz varsa, bununla ilgili olarak bir araştırma yaparsınız. Oturup araştırmayı kaleme alırsınız, sonra bu çalışmayı hakemli dergilerden birisine gönderirsiniz. O arada da bir bilimsel kongrede sunmak istersiniz. Oradaki sunumda konunun uzmanları sizi dinler, onayladıkları noktalarda onaylar, akıllarına yatmayan noktalarda da sorularını sorar. Ondan sonra o düzeltmelerini yapar. Yayın, hakemli bir dergide çıkar. Bu artık uluslararası standartlarda yapılmış bir araştırmadır ve herkes bunu uygular.

– Karatay’a temel eleştiriniz, araştırma bulgularını önünüze koymadan konuşması mı?

Evet, somut kanıtlar olmadan konuşmamalı.

– Siz Karatay’ın şeker yükleme testine karşı çıkmasını da eleştiriyorsunuz değil mi?

“Şeker yükleme testini yaptıranların çocukları şeker hastası olur, kalbi delik olur” diyorsanız, bunu kanıtlamanız lazım. Tıpta gelişigüzel konuşma hakkınız yok. İnsan hayatıyla ilişkili olarak karar veren ve daha sonra hesap sorulmayan mesleklerden biri hâkimlik, diğeri de hekimlik. Bir hasta, gelip sizi bir otorite olarak aldığı zaman, ağzınızdan çıkacak her kelimeyi izler. Söylediğiniz bir kelimeye takılır, sabaha kadar uyumaz. Canan Hoca’nın, glikoz tolerans testi yapılmış annelerin çocuklarının verilen glikoza bağlı olarak diyabet olduğuna dair kendi klinik araştırmasını ya da literatüre ilişkin araştırmasını bekliyorum. Baktım ama bulamadım.

– Ama Karatay depresyon ilaçlarının aşırı yaygınlaşmasını eleştirmekte haklı değil mi?

Depresyon ilaç tüketiminin aşırı olduğuna katılıyorum. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojinin insanlara getirdiği yeni hayat modeli. İnsanlar artık çok daha uzun saatler çalışıyor, daha uzun süre kapalı ortamlarda kalıyor, daha hareketsiz ve daha stresli. Mesaj-mail trafiği de düşük yoğunluklu stresi tüm güne yaydı. İnsanlar artık sürekli çalışan, sürekli izlenen ve sürekli uyarı ve emirlerle sürekli yönetilen modern köleler haline geldi ve tüm toplumlarda depresyon patladı. İlaç kullanımı da arttı. Ancak bu durum tek başına bu kadar aşırı ilaç kullanımını izah etmez. Sorunu psikoterapik rehabilitasyonlarla çözümlenebilecek birçok insan hemen ilaca yönlendiriliyor. Aşırı miktarda gereksiz, indikasyonsuz ilaç tüketimi var. Bu ilaçlar duyguları etkileyen ilaçlar, stres ve üzüntüleri azaltırken sevinç ve mutlulukları da buduyor. Çalışma koşullarının biraz daha düzeltilmesi, işyerlerinde çalışana psikolojik danışmanlık sağlanması gibi önlemler, sorunların çözümünde çok önemli rol oynayabilir.

Continue Reading

Çok Okunanlar